9

580 80 126
                                    

iyi okumalaar.♡

-

Yakınlığımıza daha fazla dayanamayacağımı anlayıp elimi ensesine koydum ve daha çok kendime çekip dudaklarımızı birleştirdim...

Yunho anın şaşkınlığıyla ilk birkaç saniye öylece durdu ama sonra benim aceleci hareketlerime uyum sağladı.

Ellerim yavaşça belini okşarken, o da saçlarımla oynuyordu. Dudaklarını dişlerim arasında ezerken ufak mırıltılar çıkarıyordu ve bundan hiç şikayetçi gibi değildi. 

Bulunduğumuz konum yüzünden dudaklarına yetişmek için kafamı geriye atmıştım. Boynumun ağrısı işkence gibi geliyordu ama hayatımda başıma gelen en harika işkenceydi.

Bu öpüşme daha önceden yaşadıklarım gibi sıradan değildi. İlkim değildi, sadece onunla ilkti ama bir o kadar da tanıdıktı.

Dudaklarımı ondan zorlukla ayırıp geri çekildim. Gözleri hâlâ kapalıydı ve derin nefesler alıyordu. O da kendini geri çekerken birbirimizden ayrıldık. Arkasını döndükten sonra ben de arabanın üstünden kalkıp kıyafetlerimin toz olan kısmını çırptım.

Utanma duygusunu üstümüzden attıktan sonra gözgöze geldik.

"Şans öpücüğünü aldığına göre yarışı kazanabilirsin."

Kafamı biraz eğip ıslak dudaklarının üstüne bir öpücük daha bıraktım. O şaşkınca yüzüme bakarken garajdan ayrılıp pistin tribünlerine geçtim. Bizimkiler çoktan yerlerini almışlardı.

"Hoşgeldiniz Bay Song. Biz de sizleri bekliyorduk." dedi Wooyoung gülerek.

"Belli oluyor."

Ben yerime geçtikten birkaç dakika sonra araçların duyurusu yapıldı. Yunho ile birlikte Wonder'ın arabası da başlangıç çizgisinde görünmüştü.

"Wooyoung bizim adamlar tamam değil mi?"

"Evet, güzergahı tamamlamak yaklaşık 6 kilometre kadar sürüyor, kilometre başına iki kişiyi yerleştirdim. Başına ve ortasına yani. Yola göz kulak olacaklar. Zaten Yunho'da kulaklık var. Bir sorun olursa biz ona, o bize bildirecek."

"Harika. Yine temiz iş çıkarmışsın."

Wooyoung gülerek yarışı izlemeye devam etti. Başlangıç sirenleri ile hepsi yola çıkmışlardı. Yarış, belediyenin yönetmeliğinde yapıldığı için stad ağzına kadar doluydu. Hatta izlemek için duvarlara bile çıkmışlardı. Yarışçılar için yapılan tezahüratlar çok gürültülüydü.

Jongho da ayağa kalkmış Yunho için tezahürat yapıyordu. Yeosang onu sürekli yerine oturtmaya çalışsa da dikkate almıyordu.

"Ya Yeosang beni bırakır mısın?"

"Canım benim, boğazına zarar vereceksin. Seni düşünüyorum ben."

Jongho yerine oturduktan sonra kollarını bağlayıp suratını astı. İkisinin tatlı atışmasını izlemek eğlenceli olsa da kafamı piste çevirdim. Ortadaki ekranda nerede oldukları görünüyordu. Tahmini bir dakikaları kalmıştı.

İlk araba beklenenin aksine Wonder'ın pilotu olmuştu. Ama bitiş çizgisini saniyelik farkla, önce Yunho geçmişti.

Yunho'nun destekçisi olan tribünler tamamen ayaklanmıştı ve herkes deli gibi bağırıyordu. Tabii benim dışımda yanımda oturan altı kişi de tezahüratlara başlamıştı.

Yarışçılar arabalarından indikten sonra platforma çıkıp belediye başkanından ödüllerini almışlardı. Etraftaki kalabalık azalırken biz de aşağı inip Yunho'nun yanına gittik.

fall of king | yungiWo Geschichten leben. Entdecke jetzt