22. bölüm : Ayrılık

687 79 106
                                    

  Minho kulaklığını çıkartırken öğrendiği gerçeklerle kaşlarını çattı. "Ne yani tek sap biz mi kaldık?" Diye sordu Jisung'la kendini gösterirken.

  Jisung kendini gösteren parmağa gülümseyip "Kalmasak mı acaba?" Diye sordu muzipçe.

  Bu Minho'nun da gülmesini sağlarken elini ona doğru yaklaşan Jisung'un başını ittirmek için kaldırdı. "Henüz değil."

  Hyunjin oturduğu yerden bacaklarını sallarken "Çekimler bitince niye söylediniz bunu peki?" Diye sordu Chan'a karşı. Birleşeceklerini hissetse de diğerleri gibi bu kadar hızlı birleşmelerini beklemiyordu.

  Omuzlarını silkti Chan. Üstünde Jeongin'i kolunun altına çekerken yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirip sevgilisinin saçları arasına bir öpücük kondurdu. "Dikkatiniz dağılmasın diye. Jeongin de bilmiyordu söyleyeceğimi."

  Jeongin her ne kadar kızmak istese de öpücükle yumuşayıp başını büyüğünün omzuna yaslamıştı. Jisung onları gülümseyerek izliyordu. Biraz da kıskançlık vardı üstünde ama şu anlık bunun için erken olduğunu biliyordu.

  Seungmin elinde telefonunu karıştırırken gördüğü şeyi söyleme gereği duyarak "Akşam fragman yayınlanacakmış."dedi. Daha bölümü yeni çekmişlerdi.

  Seungmin'in düşüncesini Jeongin dillendirdi. "Bu kadar hızlı mı?"

  Kafasını sallayarak onayladı onu Chan. "Evet, diğer bölümler de böyleydi." Dediğinde Changbin gözlerini yuvarlamıştı. En sinirlendiği şey şu fragmanlardı zaten. Performansın bütün büyüsünü bozuyorlardı.

  Onun düşüncelerini bölen ise sevgilisi Felix oldu. "Çok iyi bir performanstı yanlız." Dedi elindeki maskeyi özenle katlarken. Hiçbir performansından bu kadar zevk aldığını hatırlamıyordu.

  Ona katılarak kafasını salladı Minho. "Ben de çok beğendim." Dedi yüzündeki minik gülümsemeyle. Sonra performansın kritiğini yapmaya başladılar. Bazen buldukları hataları söylerken bazen de beğendikleri kısımları söylüyorlardı.

  Konuşmalarını bölen ise birinin telefonuna sürekli gelen bildirim sesiydi. "Telefonlarınızın bildirimlerini kısın amına koyayım." Diye söylendi Changbin. Genelde arama sesi dışında bildirimleri kapalı tutarlardı çünkü fazla gelen bildirimler rahatsızlık verici olabiliyordu.

  Telefonlara en yakın olan Minho bildirim gelen telefona bakıp "Hyunjin, senin telefon ötüyor." Dedikten sonra umursamazca konuşmaya geri döndü.

  Şaşkındı Hyunjin. O olaydan sonra telefonuna çok fazla bildirim gelmediği ve sürekli üyelerle konuştuğu için açmıştı bildirimlerini. Uzun zamandır bu kadar bildirim biriktiğini hatırlamıyordu. Sohbetlerinden gelen mesajları görmezden gelip üstte duran instagram bildirimine girdi. Bu bildirim Dispatch'tendi. Açılır açılmaz profilde gördüğü yüz donup kalmasına sebep oldu. "Dispatch beni profil fotoğrafı yapmış."

  Aralarında geçen konuşma keskince bölünürken "Ne?" Diye sordu Felix şokla. Bir dertleri biter bitmez başka bir dert gelmesine mi yoksa bu habere mi şaşırsaydı hiç bilemiyordu.

  Bu sırada Hyunjin'in parmakları izlenmemiş hikayeye bastı ve siyah ekranın üzerine yazan yazıları sindirerek seslice okudu. "Hikayesinde saat 12'yi bekleyin yazıyor." Dedi korkuyla.

  Telefonunu aydınlatıp şu anki saate baktı Jisung "İki saat var." Deyip bacaklarını kendine çekti. Hiç güzel şeyler olmuyordu.
 
  Herkes ne olabileceğini düşünürken akıllarına sadece bir seçenek geliyordu. "Jeongin bilgisayarda fotoğrafların olmadığına ve o usbnin hiç açılmadığına eminsin değil mi?" Diye sordu Chan edişeyle. Suçlama amacıyla söylemiyordu bunu. Fazlasıyla korkuyordu sadece.

Wish You Back °Hyunmin°✓Where stories live. Discover now