58.Kısım

312 50 163
                                    


"Dişi Kartal 🦅"

     Bir o yana bir bu yana atıp durduğum ve düzgün bir yer aradığım düşüncelerim için verdiğim çaba boşa gitmişti. Babamlar yola çıkar çıkmaz plânda bazı değişiklikler olmuştu ve Reyhan yengem bizimle kalmaya karar vermişti. Dibini kurcalamak istemiyordum ama bu işte babamın parmağı olduğuna adım kadar emindim. Annemin yanında aklı başında(!) birisi olsun istemişti muhtemelen ve bu kişinin Reyhan yenge olması hem annemi hem de beni ufak çaplı sinir krizlerine sürüklemişti.

Kahvaltı plânımızın iptal olduğunun haberini de az evvel dev kanatlıma iletmiştim ve şimdi bahçedeki masaya kurulmuş, zeytin ve peynire birbirinden acıklı bakışlar gönderiyordum.

"Siz Buse ile çıkıp gezsenize" dedi Reyhan yengem aniden. Annem gözleriyle uyarmıştı. Buse ile birlikte herhangi bir şey yapmamı istemediğini sonuna kadar belli etmişti bu bakışlarıyla ama "Evet ya, biraz tatilin tadını çıkaralım yani!" diye atıldı Buse ve  atılmakla kalmayıp koluma yapıştığı gibi ayağa kalkmamı sağladı.

"Çok sıcak hava, şimdi dolanıp durmasınlar otursunlar burada."

"Aman Nilüfer yani. Genç bunlar genç, bizim gibi değiller."

"Ne varmış bizde anlamadım?"

"Yok tabi bizde de bir şey ama bırak gezsinler işte ne tutuyorsun evde?"

Sonra başına gelenleri hatırlamıştı herhalde Reyhan yenge ve imalı bakışlarıyla yüzüme dönüp, "Belalarını da İstanbul'da bıraktı sonuçta?" diye ekledi.

Bir an için hiçbir zaman yapmadığı ve yapmayacağını bildiğim hâlde Buse'ye baktım ve annesini susturmasını bekledim. Şaşırtmamıştı. Her zaman olduğu gibi ilgisizce telefonuna gömülmüştü Buse ve son kararın verilmesi için sessizce bekliyordu.

"Buse çok istiyorsa çıkabilir Reyhan, Yaren evde kalacak benim ihtiyacım oluyor bu hâlimle her şeye koşamıyorum."

"Aşk olsun yani, ben varım burada değil mi?"

"Olsun, Yaren lazım bana."

Yalnızca Reyhan yengeye muhalefet olmayı sevdiğinden yapmıyordu bunu sert hatunum. Dev kanatlının dışarıda bir yerlerde olduğunu çok iyi bildiği için salmıyordu beni ve bu şekilde resmen sessiz bir işkence başlatarak zincirlerini üzerime doluyordu.

Madem öyle işte böyle, diyerekten ortaya atılıp, "Bastır Reyhan yenge ya! Ben de gezmek istiyorum!" demiş bulundum.

Tahmin etmek zor değildi tabii, bu durum bana yol, su, elektrik olarak geri dönecekti ve benim tüm bunlar için üç defa hayata yeniden gelip çalışmam gerekecekti ki ödeyebileyimdi...

                                              ✨

"Yaren, sen şimdi üniversiteye gitmeyecek misin nasıl olacak?"

"Gideceğim. Yani babama söz verdim."

"Çocuk merkezi ne olacak o zaman?"

"Hem çalışıp hem okuyan bir sürü insan var, ben de onlardan biri olacağım işte."

Ciddi meselelerden bahsediyorduk ama Buse kadar ciddi olduğumu söyleyemezdim. Gözlerim fıldır fıldır dönüyordu ve geçtiğimiz her sokakta bir çift mavi göz arıyordum. Son mesajımda Buse ile birlikte dışarı çıktığımızı yazmıştım. Yanıt vermemiş olması da bu duruma öfkelendiğini düşündürüyordu.

"Yaren bak! Bahsettiğim mekan burası! Ay girelim mi? Lütfen girelim lütfen lütfen!"

"Evden çıkıp kafelere oturmaya mı geldik Buse? Yürüyoruz işte."

Buralar Karışır | askıdaWhere stories live. Discover now