41-KESİT

7.4K 568 84
                                    

Herkese selammmm

Umarım herkes iyidir. Biraz ara verdim gibi ama Tuğrul ve Serdar'ın lise hallerini yazıp sizi boş bırakmakta istemedim. Okumayanlar varsa ismime tıklayıp profilimden bulup okuyabilirler. 

ElifKaplan3

Başım ağrıdığı için bölümü tamamlayamadım ve biraz merakınızı gidermesi için yazdığım bir kısmı atmak istedim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Başım ağrıdığı için bölümü tamamlayamadım ve biraz merakınızı gidermesi için yazdığım bir kısmı atmak istedim. Ayrıca açıklamalarla bölümün büyüsü kaçsın istemedim. Böylesi daha iyi olur diye düşündüm.  Bölüm sonu açıklamalarını mutlaka okuyun! 

Keyifli okumalar!

Tuğrul önündeki dosyaları karıştırırken filodaki bugünkü idari işlerine yeni başlıyordu. Lider olmak çok güzeldi ama bazı sorumlulukları da vardı. Bu dosyaları doldurması gerekiyordu. Tam kendini işine vermişken masasındaki telefon çalmaya başladı. Ahizeyi kaldırdı ve kulağına tuttu.

"Yüzbaşı Tevfik Tuğrul Türkdoğan," dedi olağan bir şekilde. Bir yandan da gözleri halen kağıtta dolaşıyordu. 

"Merhaba, Tevfik Tuğrul ben 134. Filodan Yüzbaşı Mahir Şanlı." Tuğrul o ismi duyunca olduğu yerde kıpırdandı. Çünkü arayan kişi Türk Yıldızlarında 2 numarada uçuyordu. Bir an gerginleşti. Başvuru yapalı daha iki hafta olmuştu. Bu kadar kısa sürede açıklanacağını düşünmüyordu. Kalp atışları hızlanırken heyecan tüm vücudunu kapladı.

"Buyurun Yüzbaşım," dedi sadece. Ahizeyi tutan elleri bile titremeye başlamıştı. 

"Tebrik ederim, Türk Yıldızlarına seçildin." O an sanki Tuğrul için dünya birkaç saniyeliğine durmuş gibiydi. İnanamadı ilk başta. Boş boş etrafa baktı. 

"Ben..." diyebildi sadece. Onun konuşamamasına karşıdaki ses güldü.

"Heyecanını anlıyorum. Seni en kısa zamanda filomuzda görmek istiyoruz. Hayırlı olsun."

"Sağ olun Yüzbaşım ben çok mutlu oldum." İçinde çocuksu bir coşku yükselirken gülmek istedi. Hayalleri gerçek olmuştu. Yıllarca hep bu anı beklemişti. Gerçekleştirmek için elinden gelen her şeyi yapmıştı. Çok çabalamıştı, çok çalışmıştı. Solak pilot olarak ona iyi gözle bakmayanlar olmuştu ama artık o akrobasi pilotu olacaktı. 

"Görüşmek üzere, iyi günler."

"İyi günler Yüzbaşım." Telefonu kapattı ve anında oturduğu yerden doğruldu. O kadar heyecanlıydı ki bu haberi biriyle paylaşması gerekiyordu. Ceyhan'ı arayamazdı şu an o dersteydi. Serdar'a söylemeliyim, Serdar'a haber vermeliyim dedi içinden. Heyecandan aklı çoktan uçup gitmişti. Karşısındaki masaya baktığı an gerçeği unutmuş olduğunu anladı. İçindeki o coşkulu heyecan büyük bir acıya döndü. Serdar'a haber veremezdi, o şehit düşmüştü. Nasıl bir an da bu kadar kendini kaybettiğini bilmiyordu ama yerine çökerken eli cep telefonuna gitti. Serdar Akılçelen'e haber veremezdi belki ama abisini onun yerine koyup sevincini paylaşabilirdi. 

Tekrardan merhaba,

Öncelikle bunu sürekli söylediğimin farkındayım ama hem kendimi hem de sizi rahatsız etmek istemiyorum. Ben Uluslararası İlişkiler okudum ve neden sorunu direkt çözmek için adım atmıyorum ki diye düşündüm. Birlikte çözelim istiyorum.

Sorun tabii ki oy ve yorum konusu, özellikle yorum çok düştü. Kurguya her gün yeni kişiler katılıyor ama ben birçoğunu listeye eklediğinde görüyorum. Listelerde de beğenilen kitaplara ekleniyor. Hani sevmiyor da ondan diyeceğim öyle de değil :)

Şimdi bir Uİ mezununa yakışan şekilde diplomasi yaparak ve sonunda uzlaşarak çözüme ulaşmak istiyorum. (bu bir dış politika değil ama terime takılmayın :))

Sizce bu sorunun kaynağı ne? 

Bana tavsiyeleriniz ya da önerileriniz var mı?

Bu konu hakkında ne yapabiliriz?

Sınır olayını çok sevmiyorum çünkü zorla güzellik olmaz hoş durmuyor. 

OKUYAN HERKES KATILIRSA ÖYLE ANLAMLI OLACAK UZLAŞMAMIZ O YÜZDEN YAZMADAN GEÇMEYİN!

🤝🤝🤝🤝🤝🤝

Ben neden bu konuya takmış durumdayım?

Çünkü burada yazmayı seviyorum. Sizlerin yorumları beni mutlu ediyor, motivasyon sağlıyor. Bazen ara versem bile yazmayı çok özlüyorum ve dönüyorum. Çoğu yazar arkadaşım gibi üzülüp hesabımı silip gitmek istemiyorum. Onlar adına da gerçekten üzülüyorum hak da veriyorum ama ben öyle yapmak istemiyorum. Burası hayallerimi gerçeğe dönüştürdü. Beni çok mutlu etti. Arada üzenler oluyor mu oluyor. Hatta geçen hasta olduğumda beni çok üzenler de oldu ama kurunun yanında yaş yansın da istemiyorum.

Senin hasta olduğunu gördüm ben ama geçmiş olsun yazmadım yazıldı. Ve beni uzun süredir takip eden biriymiş.

Bu cümleye ben o kadar içerledim ki... Yazmayabilirsiniz, yazmak zorunda da değilsiniz ama bunu bu şekilde söylerseniz karşınızda kim olursa olsun üzülür çünkü direkt sen benim için önemsizsin, sen sadece bana bölüm yolla gerisi önemli değil, sana ne olursa olsun anlamına da geliyor. İnanılmaz kırıldım o gün. 

Çünkü küresel bir dünyada yaşarken hiç tanımadığımız insanlar için bile iyi niyetlerde bulunurken senelerce beni takip etmiş birinin benim üzüleceğimi bile bile bunu yazması üzdü. Stresli bir dönemdi çünkü benim kronik bir hastalığım vardı ve uzun süre kontrole gidememiştim. 

Ben okuyanlara değer veriyorum, burada kim yazdıysa geri dönmüşümdür beni buradan vurmak hiç yakışmadı.

Size gerçekten değer veriyorum trip atıyor diye düşünmeyin. Ben her zaman burada ne hissediyorsam paylaşan biri oldum. Bu samimiyetime güvenip bana derdini sıkıntısını anlatıp rahatlayan, yardım eli uzattığım bir çok okurum oldu. Garipsemeyin bu durumu. 

HADİ BİRLİKTE ŞU SORUNU ÇÖZELİM VE RAHATLAYALIM. 

🤝🤝🤝🤝🤝🤝

BLACKOUT( Kitap Oluyor)Where stories live. Discover now