31

14.9K 1.2K 408
                                    

Herkese selam!

Bugün doğum günü olanların doğum günü kutlu olsun.

Ben bugün kendim için .......... Yaptım. Cümleyi tamamlarsanız sevinirim.

Yazarınızı çok motive etmek isterseniz oy ve yorum bırakmayı unutmayın!

OY VERİN, YORUM YAPIN, HİKAYENİZE KENDİ DEĞERİNİZİ KATIN!

350 OY VE 400 YORUM GELMEDEN YENİ BÖLÜM GELMEYECEKTİR.

NASIL OLSA BU YAZAR ÇABUK YAZIYOR ATIYOR BİZİ MUTLU EDİYOR YAPMASAK OLUR DİYE DÜŞÜNMEYİN BU SEFER KARARLIYIM!

Keyifli okumalar! 

Başlangıç saatinizi ya da en sevdiğiniz karakteri yazabilirsiniz buraya.

Tuğrul haftaya çok hızlı bir şekilde başlamıştı. Öyle hızlı oldu ki kendisi de daha ayak uyduramamıştı. Az sonra Filo komutanı ve yıllarca idolü olan Ceyhan'ın abisi Yarbay Gürhan Hasipek ile bir uçuşa çıkacaktı. Neden böyle bir uçuşun ayarlandığını bilmiyordu ama bu teste hazırlanmadan çıkacaktı. Sadece onunla ilgili de değildi bu durum. Aynı zamanda lideri Selçuk Yüzbaşı için de bir sınav niteliği taşıyacaktı çünkü Tuğrul filoya atandığından beri onun gelişimine katkı sağlayan onu bir nevi yetiştiren kişi oydu. Her ne kadar son zamanlarda araları iyi olmasa dahi gerçek buydu. Normalde lideri ile çok iyi anlaşıyordu Tuğrul ama bu durum Ceyhan hayatına girince tam tersi bir hal almıştı. Şu an Serdar'ın da desteğini alamayacaktı. Onunla bir konuşması iyi olurdu ama adam balayına gitmişti ve onu rahatsız edemezdi.

Park alanında indiklerinde komutanın gözü üzerindeydi ama o sakinliğini korudu. Her zamanki rutin kontrollerini yaptı. Komutanı ile birlikte sandalyelerine oturduklarında ise gerginleşmişti. Gökhan Binbaşı ile olan uçuşunda da gerilmişti ama şimdi sanki ondan daha üst bir teste tabi tutulacakmış gibi hissediyordu. Şu an arkasında oturan adam onun hayallerini süsleyen bir kariyere sahipti. O adama hep hayran olmuştu ve bir gün onunla böylesi bir durumda kalacaklarını düşünmemişti. İstemsizce sol eline baktı. Solakların bazı motor işlevlerdeki beceri ve süratlerinin fazla, reaksiyon zamanlarının kısa ve spor başarılarının yüksek olduğu belirlenmişti. Annesi bu durumu anlattığında daha küçük bir çocuktu. Okuldayken diğer çocukların yanında kendini tuhaf hissetmişti ve bu durumu annesi ile paylaşmıştı. Annesi de bu durumun anormal olmadığı hatta bazı avantajlar bile getirdiğini söylemişti. İyi tenis oynamasını, piyano çalmasını buna bağlamıştı. Rafael Nadal ve Petra Kvitova gibi Grand Slam kazanmış dünya bir numarası olmuş tenisçiler solaktı. Michelangelo, Da Vinci, Picasso, Bach, Beethoven ve Mozart gibi sanatçılar da solaktı. Aynı şekilde Sezar, Napolyon ve Büyük İskender gibi tarihe damga vuran devlet adamları da solaktı. Osmanlı'da padişahın yakın korumalığını yapan seçkin birlik, solak okçulardan oluşmaktaydı. Bu kötü bir şey değildi ama bazı durumlarda öyle hissediyordu. Bugün o da toplumun neredeyse yüzde doksanı gibi sağ elini kullansaydı komutanı ona şüpheyle bakmayacaktı. Şu an onun aklında bu durumun döndüğünü biliyordu. Elini sıktı ve sonra gevşetti. Eğitim alırken uçuş hocaları sağ elini iyi kullandığını endişe etmemesi gerektiğini söylemiştiler. Bugün komutanına bu durumu kanıtlayacaktı. Önüne baktı ve derin bir nefes aldı. 2. Ana Jet üssündeki son kontrol uçuşu aklına geldi. Birinciyi belirleyecek olan o son uçuş. Serdar ile birlikte birbirlerine sarılmışlar ve şans diledikten sonra arka arkaya uçmuşlardı. Uçuşları neredeyse aynı seviye de iyiydi ama Tuğrul inişte güzel bir şov yapmıştı. Çünkü eğitimde çoğunluğun zorlandığı kısım hep iniş olurdu ama Tuğrul'un sanki bu konuda doğal bir yeteneği vardı. O son inişi ona artı puan katmış ve Tuğrul'u öne geçirmişti. Bu konuda sıradan bir pilot değildi ve komutanına kendi gözleriyle bunu gösterecekti. F-16'sı ile ruleye başladığında kendinden emindi. Kısa süre sonra kalktı ve uçaktaki hakimiyetini göstermeye başladı. Komutanı hiçbir şekilde konuşmadı sadece çalışmalarını izledi. Tuğrul, liderinin tüm sıkıştırmalarından başarıyla sıyrıldı. Bu sayede komutanı anlık reaksiyonunu da gözlemleme şansı yakalamıştı. Telsizden liderinin bu çok iyiydi dediğini duyduğu an gülümsedi. İnişe geçtiklerinde ise üzerinden büyük bir yük kalkmış gibi hissetti. Uçuş sonrası brifingte gözleri Yarbayının üstündeydi ama Yarbayı aksi gibi yine sessiz kalmayı sürdürdü. Toplantı odasından çıkarlarken Yarbayını takip etti ve yalnız kaldıklarında konuşmaya başladı.

BLACKOUT( Kitap Oluyor)Where stories live. Discover now