Özel Bölüm -Gülsüm ve Burak-

10.3K 734 39
                                    

Selâmun aleyküüüm ^^ Aklımda Tevafuklar..'a final verdiğimden beri böyle birkaç özel bölüm yazma fikri vardı fakat bir türlü vakit bulamıyordum. Diğer iki hikayemi okuyan arkadaşlar bilirler. Setr. ve Hissikablelvuku'ya dahi zar zor bölüm atıyordum. Elhamdülillah şu sıralar boş vaktim oluyor. Ben de bu boş vakitleri "Müslümanın boş vakti olmaz" niyetiyle, yazarak değerlendiriyorum. İlk hikayem olan Tevafuklar..'a bu kadar değer veren btün okuyucularıma tekrar tekrar teşekkür edip, özel bölümleri ufak birer hediye olarak kabul buyurmanızı temenni ediyorum ^^


Onu ilk gördüğümde sınıfın hayta grubunun elebaşıydı. Etrafındaki herkese laf çarpmaktan asla sıkılmayan, sürekli insanlarla dalga geçen bir çocuktu. Dışarıdan bakıldığında her genç kızın dikkatini çekecek kadar yakışıklıydı, evet. Fakat benim için diğer birçok erkekten bir farkı yoktu. Haramdı...

Sınıfa ilk geldiğim zamanlar pek fazla kişiyle konuşmuyordum zaten. Bazen yanına oturduğum garip kız Zehra ve arkadaşlarıyla konuşuyordum. Yani sınıftakilerle tek iletişimim sabah geldiğimde "Hayırlı sabahlar", akşam çıkarken de "Hayırlı akşamlar" dememdi.

Fakat çok kısa bir süre içerisinde bir şeyler değişmeye başladı. Yan sıramda oturan garip kız Zehra bana tamamen düşman gibi davranıyordu. Bu düşmanlığın üzerinden çok da fazla bir zaman geçmeden ban akarşı meraklı ve hatta merhametli davranmaya başladığını fark ettim. Bana bir şeyler sormak istediğinden emindim lakin çekiniyordu.

Daha sonra ne mi oldu? Açıkçası sonra olan herşey inanılmaz hızlı gerçekleşti. Zehra bir anda tamamen değişti. Allah ona hayranlıkla izlenecek bir hidayet nasib etti. Zar zor selam verdiğim o garip kız bir anda en iyi arkadaşım oldu. Kalu bela'dan gelen tanışıklığımızdan olsa gerek bir anda ısınıverdi kalplerimiz. O bana destek oldu, ben ona yardım ettim.

Sonra yine ne olduğunu anlamadan en yakın arkadaşımı Amerika'ya yolladım. Üstelik yalnızca dinini öğrenmeye çalıştığı için. Bunun için kendimi suçlu hissetmemeliydim. Ama hissediyordum.

Velhasıl Zehra gitti. Fakat bizim dostluğumuz bitmedi.

Imm, gelelim hayatımın en büyük hediyelerinden birine. Burak.. Benim hayat yoldaşım, aşkım, cennet anahtarım...

Hep evlilik hayalleri kurardım lakin böyle olacağı hiç aklıma gelmezdi. Benim hayallerimi süsleyen o adam, bambaşkaydı. Ama der ya büyükler, nasipten öteye yol yok. Okuldayken tamamen zıtlaştığım, hatta bir kere beni sınıfın önünde küçük düşüren Burak'la, benim evlilik hayalleri kurduğum o adam arasında dağlar kadar fark vardı.. Nasib işte, nasib...

Sıkıntıyla baktığım, uzak durmak için elimden geleni yaptığım o Burak gitmiş, yerine evlilik hayallerimi süsleyen adamın birebir aynısı olan yeni Burak gelmişti. Karşımda duran değişimi açıklayacak kelime yoktu. SubhanAllah! Kalpleri ısındıran Allah kalplerimizi ısındırmıştı. Öyle ki ailemden ayrılıp elin Amerika'sına gitmeyi kabul edecek kadar ısınmıştı kalbim Burak'a. Zordu elbet. Ama bir dayanağım vardı. Zehra da oradaydı.

Canım, hayatım, can yoldaşım eşim beni her zaman destekledi. Ailemden ayrı kaldığım o yıllar boyunca bana aile oldu, anne oldu, baba oldu. İlk çocuğumuzu, Hamza'yı, kucağına aldığındaki yüz ifadesi hala aklımdadır, unutamam. Sonra ikizler... İkizlere şöyle bir bakıp, "Bunların ikisi de sana benziyor. Benden hiçbir şey almamışlar. O yüzden bu kadar güzeller herhalde, maşaAllah" deyip yanağıma sevgi ve şefkat dolu bir öpücük kondurmuştu. Elhamdülillah işlerimiz yolunda gitti. ehra'nın eşi Mus'ab'la beraber herşeyi yoluna koydular. Yıllarımız Amerika Türkiye arasında mekik dokumakla geçti. Zehra'larla bir aile olduk. Hamza ve Hafsa öz kardeş gibi büyüdüler. İkizler ve Ömer de aynı. Aramızdaki herşey tevafuktu. Elhamdülillah Rabbim karşımıza hep çok güzel tevafuklar çıkardı. Tevafuklar bizi buldu, biz tevafukları..

Tevafuklar..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin