"Nikah..."

16.1K 1.1K 112
                                    

Yeni bir hayat... Uçaktayken düşünebildiğim tek şey buydu. Yeni bir hayat.
Uçaktan çıkıp biraz yürüdükten sonra Mus'ab'ı gördüm. Valizimi aldı ve yürümeye başladık. Eve gittiğimizde Lisa ve Enrique yoktu, iş için 3 gün yurtdışında olacaklardı. Odama çıkıp üstümü değiştirdim. Aşağı indiğimde Mus'ab ve Selman salonda oturmuş, benden bir açıklama bekliyordu. Meraklı bakışlarını görmezden gelip mutfağa yürüdüm, 1 bardak soğuk suyu kafama dikip salona geçtim.
Koltuğa oturdum, yorgunluktan ve düşünmekten çatlamış sesimle, "Ne bilmek istiyorsunuz?" dedim.
Mus'ab sakin ve dingin bir şekilde "Ne oldu?" dedi.
Anlatmaya başladım;
"Anlatacak bir şey yok. Kalmadı. Yeni bir hayata başlıyorum. Artık gerçekten yalnızım."
Selman gözleriyle bana soru işareti yollarken, Mus'ab'ın telefonu çaldı. Telefonu açıp bahçeye çıktı. Mus'ab çıktığı gibi Selman konuşmaya başladı;
"Ne olduysa hemen anlatıyorsun."
Selman anlamıştı. Büyük ihtimalle Mus'ab da anlamıştı.
"Babamın iş yapacağı bir adam ailesiyle yemeğe geldi bize. Annemin yerine babama ben eşlik ettim. Mutasıp bir aileler, iyiler yani. Oğulları var bir tane. Beni beğenmiş, babasına söylemiş. Babası da babama şakayla karışık olur mu bu iş demiş. Babam da ortaklık olmaz, bozulur diye olur demiş tabi hemen. Bana "Evleneceksin." dedi. Fikrimi dahi sormadı. Annem de "Sana 2 yol gösteriyorum. Ya burada kal ya da Amerika'ya dön. Ama dönersen baban seni siler,biliyorsun." dedi. Buraya gelmeyi seçtim. Evlenemezdim Selman, nasıl olurdu öyle bir şey.. Hem zaten.."
"Hem zaten aklın da gönlün de Mus'ab diyor.. Oha ya! Çüş yani. Bu nasıl babalık? Sırf işi olsun diye. Ne bileyim. Neyse, şimdi ne yapmayı planlıyorsun? Nasıl olacak yani? Hem annenin Mus'ab'dan haberi var mı?"
"Evet, söyledim. Annemin benim için açtığı bir hesap varmış. İçinde bayağı bir birikmiş para var. Onun dışında bir şey yok. Lise bitene kadar burada kalacağım. Ardından üniversite okuyacağım. Üniversite okurken o para beni idare eder gibime geliyor. Sonra ne yapacağım bilmiyorum."
Selman şöyle bir durdu ve ardından, "Mus'ab artık 18 yaşını dolduruyor. Amcamdan kalan mirası üzerine alabilecek. Sen okumasan dahi olur. Mus'ab akıllı çocuktur. Hemen güzel bir işe yatırır parasını. Allah yardımcınız olur inşaAllah, düşünme sen oraları. Ayrıca lise, üniversite, ne kadar istersrn burada kalabilirsin. Ama zaten evleneceksiniz. Burada kal dememe gerek kalmayacak yani."
AMA ZATEN EVLENECEKSİNİZ.
Evlenecektik. Sahi! Ben evleniyordum. Mus'ab'a evet demiştim. Evlilik teklifini kabul etmiştim. Mus'ab...
Ben bunları düşünürken Mus'ab salona, "Ee nerede kalmıştık?" diye girdi. Selman, "Bir yerde kalmamıştık. Artık Zehra yalnız. Ee ne zaman evleniyorsunuz?" dedi.

Mus'ab, merakla dolu bir sesle, "Zehra ne zaman isterse," dedi. Cevap vermeliydim. Bir cevap vermem gerekiyordu. Ama söyleyecek bir şey bulamıyordum. Selman her zamanki gibi yardımıma koştu.

"Şu işler bir durulsun. Babamlar bir gelsin bakalım. Ardından oturur ciddi ciddi konuşursunuz. Evleneceksiniz oğlum, oyun mu bu? Böyle konuşulacak şey mi hiç?"

Mus'ab kabullenmiş gibi görünse de tam cevap verecekti ki cebinde çalan telefonun sesi dikkatini dağıttı. Ekranda gördüğü isimle ciddi bir şekilde salondan çıktı.

Sonraki 3 gün yok sıradan geçti. Aşağıdan gelen sesler uykumu bölünce Enrique'lerin geldiğini farkettim. Hemen üstümü değiştirip aşağı indim. Lisa'yla sıkıca sarıldık. Kahvaltıdan sonra Lisa biraz uyumak istediğini söyledi. Enrique'yle salonda oturduk. Enrique biraz kem küm ettikten sonra dayanamayıp, "Şu evlilik işi ne oldu?" dedi. Derin bir nefes alıp, "Bilmiyorum," dedim. Biraz sonra Enrique Mus'ab'la konuşmak istediğini söyleyip salondan çıktı.

Salonun köşesinde kitabımı okumaya çekilmiştim. Elimdeki kitap beni dertlerimden uzaklaştırmıştı.

"Biraz konuşabilir miyiz?"

Lisa'nın sakin sesiyle kitabımın şefkatli kolları arasında gidip gelsem de tercihimi Lisa'dan yana kullandım.

"Tabii ki."

Tevafuklar..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin