♠ Bölüm 11 ♠

3.2K 166 9
                                    

Günlerdir camın kenarına oturmuş Noah'ın gelmesini bekliyordum. Ancak gelen ne bir at arabası yada başka birisi vardı. Sarayın ihtiyaçları için çarşıya inen hizmetkarlar dışında kalenin kapıları bile açılmıyordu. Sonunda camdan uzaklaştım ve yatağıma uzandım. Gün geçtikçe Krala olan öfkem diniyor yerini sebepsiz bir beklenti dolduruyordu. Geceliğin rüyalarımda dönüşünü yada şehvetli sevişmeler görüyordum. Oysa ona karşı içimde aşk yada herhangi bir hoşlantı yoktu. Bazı gecelerse Prensi öldürdüğümü ve kendi oğlumunsa beni öldürdüğünü görüyordum. Bu koskoca saray bana dar gelmeye başlamıştı ve delirmenin eşiğindeydim. Yatağımın başında ki çanı çaldım. Ufak tefek sarışın bir kız girdi içeri
"Buyrun Kraliçem."
"Bana Kraliçe deme." diye bağırdım kıza. Hafifçe geriye sendeledi ve zaten eğik olan başı daha da eğildi.
"Özür dilerim bu aralar çok kötüyüm ve delirmek üzereyim. Yüzüme bak." dedim.
Kız çekinerek başını kaldırdı ve yüzüme baktı. Yosun yeşili gözleri vardı.
"Size sıcak bir su hazırlamamı istermisiniz?"
"Bende bu yüzden çağırmıştım tatlım. Aslında bende halledebilirim ama nasıl olduğunu hala öğrenemedim."
Kız bana delirmişim gibi baktı. Teni bembeyazdı ve muazzam bir güzelliği vardı.
"İsmin nedir?"
"Mary efendim."
"Pekala Mary. Öyleyse delirmek üzere olan şu şapşal Kraliçeye sıcak bir duş hazırlarmısın."
Kızcağız kendisinden beklenmeyecek şekilde hızlı hareketlerle koşarak çıktı. Bir ara bu kızı ava götürmeliydi.

Sıcak suya iyice uzanarakgözlerimi kapatıp Noah' ı düşünmeye başladım. Ancak istemedende olsa Kral aklıma geliyordu ve ardından rüyalarım. Bacak aram beklentiyle sızlayınca hızla sıçudan çıktım ve havluya sarıldım.
Kapı sert bir şekilde açıldı ve içeriye Bryanna girdi
"Noah geldi kızım."
"Üstüm. Üstümü değiştirmem gerek." Telaşla sağa sola bakınmaya başlamıştım. Bryanna dolaptan sade bir elbise çıkardı hızlıca bana giydirdi. Eteklerimi tutarak sarayda koşturmaya başladım. Kapının önüne geldiğimde arabadan inen Noah'ı gördüğüm gibi üzerine atılarak onu kucağıma aldım. Boyunun kazık kadar olmasına rağmen hala bebek gibi kokuyordu.
"Ablacığım." diye boynuma sıkıca sarıldı.
Üzeri toz içinde kalmıştı.
"Neden dönmedin ablacığım."
"Dönemedim bebeğim. Çok uğraştım ancak imkanlarıö el vermedi. Böyle oluncada seni yanıma aldım." Onu odama götürürken saraya hayran hayran bakıyordu.
"Burası çok güzel. Sende çok güzel olmuşsun. Burası neresi abla."
"Herşeyi uzun uzun anlatıcam bebeğim ama önce seni bi temizleyelim. Açmısın."
"Hemde nasıl."
Hafifçe güldüm ve boynuma gömdüğü başını yavaşça öptüm.
"Mary." diye bağırdım. Kız hızla yanıma geldi.
"Odamdaki suyu değiştir ve ardından mutfağa giderek Noah için yemek hazırlamasını söyle. Ha birde terzilere Noah için diktirdiğim kıyafetleri getirmelerini söyle." dedim. Kız hızla koşarken arkasından minnet dolu gözlerle baktım.

Noah'ın duş almasına yardım ettikten sonra üzerini giydirip yemek yerken herşeyi anlattım. Tüm hizmetçiler Noah'a hayran kalmış yanaklarını sıkıp öpüyorlardı. Onunsa bu ilgi hoşuna gitmişti ve hiç sesini çıkartmyordu.

Noaha sarılmış derin bir uykuya kendimi saldım. Uzun zamandan beri ilk kez soluksuz ve kabussuz bir uyku uyumuştum.

"Anna. Anna kızım kalk."
Gözlerimi aralayınca karşımda Bryannayı gördüm.
Noah'ı kollarımdan çıkartıp ytağa yatrdım ve Bryannanın peşinden odadan çıktım.

"Sabaha karşı iki ulak geldi kızım. Birisi Kraldan diğeri babandan. Baban yaralanmış ancak sağlık durumu iyiymiş. Savaşı kaybetmek üzere olduklarını yazıyordu. Kanının son damlasına kadar savaşacağını ve seni ne kadar sevdiğini söylememi istedi güzelim."
Gözlerim dolmuştu. Yaşları sildim ve yüzüne baktım
"Peki ya Kral?"
"Onu okumadım tatlım doğrudan sana gelmiş özel olabilir."
Elime mühürlü bir parşömeni tutuşturdu ve hızla uzaklaştı. Yavaşça odaya girdim ve yatapa uzandım. Mühürü kırarak parşömeni açtım.

"Sevgili Anna
Yada Anna'm demeliyim. Savaş beklediğimizden de kısa sürdü. Yanına gelip sana sarılmayı herkesin önünde yemin ederek sana sahip olmayı nasım istediğimi bilemezsin. Sana karşı içten içe bir takım duygular beslediğimin farkındaydı ancak bu kadar yoğun olduğunu ancak savaş meydanında yanına dönebilmek için ölmemek için olan çabamdan anlayabildim.Bu kadar ani ve herşeyden habersiz bir evlenme teklifi için özür dilerim. Ancak düğünümüz harkulade olucak. 1 aya kadar dönmüş oluruz. Kendine dikkat et.
Sevgilerle Kral Adam."
Ve altında bir mühür daha.
Şaşkınlıktan kocaman olmuş gözlerimi ovuşturarak başucumda duran mumda parşömeni yaktım ve tekrar yatağa girdim. Elimde olmadan içimde coşan heyecanım gittikçe sinirleriöi bozmaya başlamış ve deliliğe biraz daha yaklaştırıyordu.

Av TanrıçasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin