1. Bölüm

218 26 127
                                    

1437 Silla Hanedanlığı

"Dur düşeceksin!"

Prenses Prens'in seslenişlerini takmadan koşmaya devam ediyordu. Prens'le bu şekilde vakit geçirmek çok hoşuna gidiyordu.

Prens de halinden gayet memnundu. Sevdiği kızla eğlenmek en sevdiği şeydi ama onun zarar görmesini de istemiyordu. Bu yüzden hızlandı ve Prenses'i belinden yakalayıp ağaca yasladı.

"Yeter bu kadar."

Prenses dudaklarını büzünce gülümsedi ve "Saraya gitmemiz gerek." dedi.

"Biraz daha kalsak? Lütfen Jungkook."

Prenses saray hayatına hâlâ tam anlamıyla alışamamıştı. O bir köyde doğup büyümüştü. Doğuştan prenses değildi. Prens Jungkook'un köye yaralı bir askerini götürmesiyle tanışmışlardı.

O gün Prens Jungkook bir saldırıya uğramıştı ve askeri onu kurtarmak için ona atılan okun önüne geçmişti.

Prens saraya gitmenin uzun süreceğini bildiği için en yakındaki köye götürmüştü askerini. Orada şifacı bir kadın askeri tedavi ederken kendisi dışarı çıkmıştı.

Biraz yürümenin iyi geleceğini düşünüp ilerlerken kızı çiçek dolu bir kiraz ağacının altında görmüştü.

Ağaca sırtını yaslamış gözlerini kapatmış ve gülümseyerek başını yukarı çevirmişti. Prens Jungkook o an kendini kıza bakmaktan alıkoyamamıştı.

Yanına gitmek istesede kızın huzurunu bozmak istemediği için vazgeçip bir süre daha uzaktan izlemişti.

Daha sonra şifacının ona seslenmesiyle hızla eve girmiş ve askerine bakmıştı. Durumunun iyi olduğunu öğrenince eve gitmek için Krallık'tan gelen askerleri beklemeye başlamıştı.

O sırada kızı tekrar görmek umuduyla dışarı çıkmış ve ağacın yanına gitmişti ama kız orada değildi.

Bu onu içten içe üzerken askerlerin gelmesiyle düşünmeyi bırakmış ve saraya doğru gitmeye başlamıştı.

O gece kızı rüyasında görmüştü. Yine kiraz ağaçlarının altında oturmuştu kız. Ama bu sefer Jungkook'a dönmüş ve gülümsemişti.

Jungkook o an sanki gerçekten bunu yaşamış gibi heyecanlanmıştı. Kızın gülümsemesi öyle güzeldi ki...

Uyandığında aklında olan tek şey o kızdı. Bir daha görmeliydi onu. Bu sefer konuşacaktı ama. Kızın gülümsemesini gerçekte görecekti. Kararlıydı.

Kral'dan izin alıp köye doğru gitmeye başladı. Kızı göreceği için heyecanlanmıştı. O kızda farklı bir şeyler vardı, bunu hissediyordu.

Sonunda köye geldiğinde ona selam verenlere gülümsedi ve ağacın yanına adımladı. Kız oradaydı. Yine ağacın altına oturmuş gözlerini kapatmıştı. Dünden tek farkı şuan şarkı söylüyor oluşuydu.

Jungkook kızın sesini duyunca istemsizce gözlerini kapattı. Hayatında duyduğu en güzel ses olabilirdi bu. Öyle naif, öyle güzeldi ki sonsuza kadar dinleyebileceğini düşündü.

Love Is Not Over - Jeon JungkookWhere stories live. Discover now