1.9 GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN YOLLAR

Start from the beginning
                                    

"Keyfimden durmadım herhalde. Sabahtan beri sizin arkanızı topluyorum." Dedi Pars ve kupayı masaya bıraktı. Burak burnuna gelen ağır ve bir hayli rahatsız edici kokuyla yüzünü buruşturdu. "Bu koku ne?" diye sordu Burak ve yine koklamak için burnunu hafifçe çekti. Aynı kokuyu alan Dilşah'ta refleksle eliyle burnunu ve ağzını kapattı. "Ne kokusu?"

"Senden gelen leş kokusu Pars! Yıkanmak veya güzel bir koku sıkmak aklına geliyor mu acaba?" dedi Dilşah ve ayağa kalktı. Pars ise eliyle yakasını tutup, burnuna doğru götürdü ve kokladı. Ama herhangi bir koku almadı. Koku sarhoşluğu olmuştu. Osman kokudan rahatsız olmamıştı. Sadece çok yorgun hissediyordu ve bir an önce eve gidip uyumak istiyordu. Dilşah büyük masanın karşısında duran ortak dolaptan çantasını aldı ve içinden kadın parfümü çıkarttı. "Al sık şunu."
"Kadın parfümü o."
"Yani?"
"Saçmalamayı kes. Bugün iki kez duş aldım."
"Koku resmen tüm odayı sardı ama."
"Yeter!" dedi Osman sesini yükselterek. Ayağa kalkan Osman, Dilşah ve Pars'ın olduğu yere doğru ilerledi. Ardından dolabın kapağını açıp içinden Ateş'in parfümünü aldı. Dolabın kapağını kapatır kapatmaz parfümü Pars'ın üzerine sıkmaya başladı. Tamı tamına yedi kez sıkmıştı parfümü. Pars boğazına kaçan parfümü resmen kusmak istercesine öksürdü.

Burak ise yaşanan duruma gülmüştü. Pars her zaman sakindi. Sakin tavrı bile çeteye komik geliyordu.
...
YETKİN

Günün sonunda artık tüm işler bitmişti. O kadar yorgun hissediyordu ki, şu an sadece eve gidip dinlenmek ve yemek yemek istiyordu. Yavaş yavaş eşyalarını toplamaya başladı. Mahzende kimse kalmamıştı. Yani etrafta oluşan sessizlikten dolayı böyle düşünüyordu. Ortak çalışma salonunun kapısı açılınca hafif irkilen Yetkin, meraklı bakışlarını kapıya doğru yöneltti. Belindeki siyah kuşağı çıkararak içeri giren kişi Hizmetkardı. Yetkin afallayarak ayağa kalktı.

Hizmetkar bakışlarını masaların orada oluşan hareketliliğe doğru çevirdi. Masanın önünde duran Yetkin'i gördü. İkisi de anlamsız bir afallama yaşamıştı. Yetkin hızla çantasına dizüstü bilgisayarını ve okuduğu romanı koydu. Ardından bakışlarını üzerinde hissettiği Hizmetkara baktı tekrar. Birbirlerine selam verir gibi gülümsediler.

Yetkin Hizmetkarın olduğu yere doğru ilerlerken etrafına baktı tekrar. Koca salonda sadece ikisi vardı. "İşiniz yeni bitti sanırım?" dedi genç kız. Yetkin Hizmetkarın sesini duyunca yüzünde istemsizce bir tebessüm oluşmuştu. "Öyle oldu." Diye cevap veren Yetkin saçını çaktırmadan eliyle arkaya doğru taradı. "Sizin?"

"Benimde az önce bitti." Diye cevap veren Hizmetkar, ense kökünden bağlanmış olan kumaş parçasını açtı. Beline kadar uzanan simsiyah saçlarını geriye doğru attı ve sağ tarafında duran dolabın şifresini girdi. Dolabı açtıktan sonra başına bağladığı kumaş parçasını içeri koydu. Belindeki kuşağı da dolaba koyduktan sonra sol elinde duran bez çantayı kontrol etti son kez. İş kıyafetlerini az önce çıkarmıştı ve günlük kıyafetlerini giymişti. İçinde iş kıyafetleri olan bez çantayı dolaba yerleştirdi. Ardından dolabın kapısını kapattı.

Bakışlarını ayırmadan Hizmetkarı izleyen Yetkin sertçe yutkundu. Genç kızdan o kadar etkileniyordu ki, hiçbir şey yapmadan saatlerce onu izleyebilirdi. "Aç mısın?" Yetkin'in ağzından aniden çıkmıştı bu soru. Dolabı kilitleyen Hizmetkar bakışlarını onu izleyen Yetkin'e çevirdi. "Yarım saat önce yedim." Diye cevap verdi. "Kahve? Kahve içmek ister misin?" dedi Yetkin umutla. "Kahve sevmiyorum." Dedi Hizmetkar gülümseyerek.

Yetkin'in sevimli tavrı, Hizmetkarın hoşuna gitmişti. Onunla uğraşmak istedi. Yüzü düşen Yetkin etrafına baktı düşünerek. Bahane arıyordu. Hizmetkarla vakit geçirmek için bahane bulması gerekiyordu. "Bugün çok geç oldu. Başka bir gün yemeğe birlikte gideriz." Dedi Hizmetkar ve kapıya doğru ilerledi. Yetkin anlık bir şok olmuştu. "O-olur." Dedi afallayarak. Ama Hizmetkar çoktan salondan çıkmıştı.

KARA LİSTE-ÇETEWhere stories live. Discover now