KUPA7:VİRGİNİA SİGARALI ADAM

3 0 0
                                    

15/01/2022

(ASHLEY'İN ANLATIMIYLA)

Şirketten çıkmış eve gidiyordum. Karnım çok acıkmıştı bu yüzden yemek yapmak için markete girdim. Akşam için sadece etli salata yemek istiyorum çünkü saat cidden çok geçti. Markete girip reonlarda dolanmaya başladım. Salatanın eti için konserve aldıktan sonra meyve&sebze reyonuna gittim. Ben tek tek sebzeleri seçerken yanımda gecenin bu saatinde benim gibi alışveriş yapan bir adam belirdi. İşten yeni çıkmış olacak ki dağınık kahverengi saçları ve hafif gevşek kıravatı onun bu halini ele veriyordu. Adama kısa süreliğine baktığımda yüzü hafif tanıdık gelmeye başlamıştı. Onun kim olduğu hakkında çok fazla düşünmeden kasaya doğru ilerledim. Kasiyer bana garipser gözlerle bakıyordu:

"Sanırım mesai saatindeydiniz. Bu saatte burada olmanız çok ilginç." Kadın hafif bir gülümsemeyle konuşmaya başladığında bende ona aynı şekilde karşılık verdim:

"Asıl bu saatte açık market bulmak çok ilginç. Eğer açık market bulamasaydım benzin istasyonunun yanında ki marketlerden alacaktım." Kadın gülümsemesini hiç bozmadan:

"Ne demek efendim. İhtiyacınız olduğu her zaman buradayız." Kadının poşetlere koyduğu yiyecekleri alıp marketin çıkış kapısına doğru yöneldim:

"İyi günler efendim."

"Sizede." Kadınla vedalaştıktan sonra tam kapıdan çıkacakken arkadan tanıdık bir ses durmamı sağlamıştı:

"Pardon bir Virginia alabilir miyim?" Kadın bana yaptığı gibi gülümsemesini bozmayarak adama sigarayı uzattı. Bu adamı nereden hatırladığımı şimdi anladım. Param yokken benim sigaramın parasını ödeyen garip adam. Gerçi bu sefer ilk karşılaşmamızda ki gibi garip giyinmemişti. Tam o sırada kadın konuşmaya başladı:

"25 dolar." Diyerek adama sigarayı uzattı. Adamda ona karşılık parayı verdi:

"Her zaman ki gibi bir de gazetelerden alabilir miyim?" Demesiyle buranın sık müşterisi olduğunu anlamıştım:

"Maalesef efendim. Gazeteler dağıtmıyoruz artık. Tüm basın organlarında saçma salak haberler yapıldığı için patron boşuna onlara para vermek istemiyor." Adam tek kaşı havada cevap verdi:

"Nasıl saçma salak haberler?"

"Yani onca kadın cinayeti onca ölüm haberleri var. Hükümet desen birşey yapmıyor polisler bir şey yapmıyor. Ama bir haber duydum. Georgia'da ki bir grup dedektif bir dava üstlenmişler. Duyduklarıma göre bu dava onları bu seri katilin kim olduğunu gösterebilirmiş."

"Seri katil demek ha?"

"Evet kimse bir şey demese de bunları yapanın bir seri katil olduğu çok açık."

"Haklısın. Ama sen yine de dikkat et. Kim bilir ABD'de çokca gerçeklenen bu kadın cinayetleri gelir seni bulur." Sonra hiçbir şey demeden çıkıp gitti. Şok geçirmiştim. Son kurduğu cümle oldukça ürperticiydi. Kadında benim gibi korkmuş olacak ki mırıldanmaya başladı:

"Psikopat!" Bunu dedikten sonra göz göze geldik. Kadın benim hâlâ gitmediğimi fark edince kaşlarını çatmıştı. Ona yapmacık bir gülümsemeyle:

"Eee, tekrardan hoşçakalın." Tekrar veda ettikten sonra marketten çıkıp hızlı bir şekilde oradan uzaklaştım. Sonra hızla evimin yolunu tuttum.

✵✵✵

Bir süre sonra eve vardım. Anahtarla kapıyı açıp içeri geçtim. Apartmanın ışığı eve vuruyordu. Mantomu çıkarıp koridorda duran geniş,uzun olan askılığa astım. Anahtarlarıda oturma odasının masasının üstüne koyup banyoya girdim.

✵✵✵

Banyodan çıktığımda kendimi çok rahatlamış hissettim. Cidden bugünün yoğunluğundan arınmanın tek yolu buymuş gibi geldi. Karnımın gurultusuyla mutfağa gidip kendime etli salata yaptım. Salatam için son olarak üstüne aldığım konserveyi koyup karıştırıp mutfak masasına geçtim. Hem yemeğimi yiğiyor hemde yarınki programımı hazırlamaya çalışıyordum. Zaman bir süre böyle geçerken telefonum çalmaya başladı. Eğilip telefonu aldım ve arayan kişiye baktım. Jin arıyordu. Telefonu açıp kulağıma götürdüm:

"Alo?"

"Ashley. Sen misin?"

"Evet benim ne oldu?"

"Albert Bey olayları anlatmış öyle duydum."

"Evet maalesef ekibimizden biri köstebek olabilir. Tedbirli olmalıyız."

"Bende seni bu yüzden aradım. Köstebeğin bir katile iş birliği yaptığını değil bir şirkete bilgi aktardığını öğrendim." Jin'in söykedikleri oldukça ciddiydi. Bende ciddileşmeye başlamıştım:

"Şirket mi? Nasıl bir şirket, iyi amaçla mı kötü amaçla mı?" Jin biraz sıkıntılı bir sesle:

"İşte onu çözemedim. Ama şirket bilgilerini durduk yere başkalarına neden aktarsın ki? Hem de çalışanlar da dahil. Bu yüzden bizim ekibimizden olma ihtimalide bir yerde düşük."

"Doğru bunun için yemin ve ciddi bir sözleşme imzalıyoruz."

"Yani demek istediğim bu hem iyi hemde kötü haber. Ekibimizden biri olmaya bilir ama ne olursa olsun bilgiler karşı tarafa aktarılıyor." Kafam allak bullak olmuştu. Sabahtan beri olanlar beni deli ediyordu. En sonunda sıkıntılı bir nefes verip konuşmaya başladım:

"Tamam bunları yarın özel olarak konuşalım." Jin yorulduğunu belli eder bir ses tonuyla bana karşılık verdi:

"Haklısın. Bunları yarın konuşalım bugün ikimizde oldukça yorulduk."

"Evet özellikle de sen. Bu kadar önemli gelişmeye bir gün içinde öğrenmek ve bize aktarmak, cidden senin için zor olmalı." Jin hafifçe gülmüştü. Sonra durdu ve konuşmaya başladı:

"Ashley..."

"Efendim?"

"Hadi git yat dinlen. Zaten yarın bugünden daha yoğun olacak."

"Tamam yarın görüşürüz...süperman"jin gülmeye başlamıştı:

"Sanada...hadi git yat dinlen."

"Tamam görüşürüz."

"Görüşürüz." Diyerek telefonu kapatmıştı. Bende yatağıma geçip yatmıştım. Sonra ani bir şeyle telefonumun ekranından saate baktım. Saat gecenin 3.57'ydi. Sonra telefona gelen mesaj bildirimiyle üstüne tıkladım. Bilinmeyen bir numaradandı.

-"iyi akşamlar Dedektif Ashley. Ben Albert Grand. Bugün ki yoğun çalışmadan sonra yarın için geç gelebilirsiniz. Lütfen saat 09.00'da şirkette olunuz." Mesajı görmemle gözlerimi kapatıp başıma arka tarafa doğru yasladım. Bugün yoğun bir gün olmuştu ve yarında öyle olacaktı. Bu yüzden saat daha fazla geç olmadan yatmalıydım.

(10)

Kupa:7 Where stories live. Discover now