"Ceyhan seni böyle iştahlı görmemiştim," dedi Verda ama o altında yatan imayı da hissetmişti Ceyhan.

"Ders yüküm o kadar fazla ki, pek yemek yemeğe zaman bulamadım. Çorban ilaç gibi geldi şu an. Eline sağlık." Ceyhan minnettar bir şekilde gülümsedi ve çorbasından içmeye devam etti.

"Afiyet olsun. Başka bir şey yok değil mi?"

"Başka bir şey derken?" Bir ona bir Tuğrul'a baktı Verda ve gülümsedi.

"Hamilelik..."

"Yok hayır," dedi hemen Ceyhan. Evet haklıydı biraz hızlı yemişti ama hiç bu aklına gelmemişti. Hamile değildi daha geçen hafta regl olmuştu.

"Kusura bakma, acilde güçten düşüp bayılan ve hamileliğin sonucu olduğunu söylediğimiz o kadar çok kadın geldi ki... Seni böyle iştahlı görünce," diyerek açıklama yapmak istedi Verda.

"Yok yok önemli değil."

"Papatyamın el lezzeti var, kimse yemeklerine hayır diyemez," dedi ve eşine gülümsedi Serdar.

"Belli zaten, Serdar sanki bir iki kilo aldı. Yeni evlenen kilosu..." Tuğrul'un takılmasına güldü Serdar çünkü arkadaşı haklıydı.

"Şimdi devrem bizim yemeklerle Verda'nın yemekler arasında çok fark var. Zaten çok yememden şikayetçi hiç diyete falan girmek istemiyorum. Spor salonunda halledeceğim inşallah."

"Yemeği kısmadan nasıl vereceksin. Olmaz ki öyle." Verda haklıydı bu konuda ama gereğini de yapacaktı. Bugünlük görmezden gelecekti.

"Kendini aç bırakmayı da biliyor. Yapmadığı şey değil Verda," dedi Tuğrul ona bakarak.

"O yolu daha sağlıklı bir şekilde deneyebilir. Ben de destek olurum. Uçar gider kilolar."

"Teşekkürler papatyam." Birbirlerine bakıp gülümsediler ve yemeklerini yemeye devam ettiler.

***

"Uzun zamandır hiç bu kadar çok yememiştim. Kız çok hamaratmış. O böreğin tadını halen ağzımda hissediyorum. Çok güzeldi," dedi Ceyhan dairelerinin kapısından içeriye girdiklerinde.

"Bak ya göbeğim çıkmış işte." Ceyhan eliyle göbeğine vurduğunda Tuğrul güldü.

"Ben bir şey göremiyorum," dedi onu rahatlatmak için. Ceyhan bugün çok yediğini iddia etse de normal bir öğün yediğini düşünüyordu Tuğrul. Çok az yediği için midesi de küçülmüş olmalıydı.

"Kilo alacağım. Şu gittiğiniz spor salonuna birlikte gidelim."

"Tamam ama kilo alsan da bir şey fark etmez ki ben Ceyhan'ın her halini çok severim. Hem bir iki kilodan da sağlığın gitmez." Birlikte salona geçtiler ve yanyana koltuğa oturduklarında Tuğrul onu kendine çekti.

"Şu an çok tatlısın biliyor musun?" dedi Ceyhan ona aşkla bakarak. Elini Tuğrul'un yanağına götürdü ve yavaşça okşadı.

"Seni düşünüyorum diye azar da yedim sabah hatırlatırım." Tuğrul'un bu hafif imalı cümlesine Ceyhan yavaşça gülümsedi.

"Sana hem kızarım hem de severim."

"Ben yapsam kıyametleri koparırsın. Yastığımı elime verip koltukta yatmamı istersin." Ceyhan kahkaha atarken onun doğru söylediğini biliyordu ama o kadar acımasız olacağını da düşünmüyordu.

"Kıyamam ki ben sana." Ceyhan yaklaştı ve yavaşça dudaklarına minik bir öpücük bıraktı.

"Verda haklı olsaydı acaba ne olurdu diye düşünüyorum." Tuğrul Ceyhan'ın saçlarını okşadı yavaşça ve gözleri düşünceli bir hal aldı.

BLACKOUT( Kitap Oluyor)Where stories live. Discover now