cp.30 "yeni yıl"

Start from the beginning
                                    

"Mekan çok da önemli olmamalı. Sonuçta birlikte gireceğin arkadaşların yine yanında olacak."

Felix omuz silkti. "Nikotin almaya ihtiyacım var. Dışarı çıkalım."

"Kaçıyor musun sarışın?"

"Kaçıyor değilim. İstemiyorum. Minho'ya da söyledim. Fresha benim gibi düşünüyor. Hyunjin zaten bunalımda olduğu için fark etmez kafasına girmiş fakat onu ikna ederek kendi tarafıma geçirebilirim. Ayrıca halter takımlarını da Tom'un evine gönderttim. O ağacı depodan çıkarmak zorundalar. Ben de gidip süslemesini yapacağım." Felix duraksamış "Yeni süsler almalıyız." demişti. "Chan yeni süsler alabilir miyiz?"

Kocaman açtığı gözleriyle Chan'ın parmaklarına yapıştığında karşısındaki çocuğun tatlığına çoktan tav olmuştu. Kafasındaki kurabiye adamlı tacı her hareketinde oynuyordu. Üzerinde kocaman kırmızı bir yeni yıl kazağı vardı. Ren geyikleri ile süslenmişti. Boynunda adı yazılı olan kolyesi yeniydi. Geçen hafta Fresha ona takarken bu ana şahit olmuştu.

Işıl ışıldı.

Gözleri parlıyordu, mutluydu. Chan bu görüntüye bütün bir hayatı boyunca bakabileceğini düşündü. Onun mutluluğu ile mutlu oluyordu. Onun sesini duymak için konuşuyordu. Daha sakin birine dönüşmüştü. Kaos ondan uzaktaydı.

"Alırız." dedi erkek arkadaşına bakarken. "Geçtiğimiz mağazalardan birinde görmüştüm."

Felix'in gülümsemesi için yapmayacağı hiçbir şey yoktu.

"Minho beni oraya getirme."

Birkaç saat sonunda, Chan alışveriş poşetlerini bagaja yerleştirirken Felix telefonda konuşuyordu. Changbin'in arabasını almışlardı. Yol üzerinde bulunduğu yere uğrayıp Tom'un evine geçeceklerdi.

"Bunu şimdi mi söylüyorsun?" diyerek bağırmaya devam etti sarışın. "Bizim evde kutlamak için verdiğin savaşın nedeni bu muydu?"

Felix nefesini dışarı vermiş "Alırız ağaç." demişti. "Zaten değişmesi gerekiyordu. Chan ile hala alışveriş merkezindeyiz."

Chan duyduğu şeyle yüzünü asarken Felix telefonu kapattı. "Ağaç kırılmış. Bizim evde kutlama yapmak istemesinin nedeni buymuş. Çok çocukça birisi değil mi sence de? Alırız ağaç biter. Olay yaratıp beni de gerdi iki günde."

Felix alnındaki kırışıklıkları gösterirken Chan sadece sürücü koltuğuna oturmuş izliyordu. "Bak şunlara!" dedi. "İki günde çıktı alnımı çatmaktan. Maske yapıyorum yine de geçmiyor. Her şey Minho denilen o yerden bitmenin suçu!"

"Geri mi döneceğiz şimdi?"

"Evet. Oturduğumuz her an zaman kaybı. Hadi Chan." dedi Felix arabadan inerken. "En büyük ağacı bulup almak zorundayız."

Telefon ahizesinin diğer ucundaki kişi telefonu kapattığında "Görev tamam." dedi. Fresha fırından yılbaşı öncesi kurabiyelerini çıkarırken "Tom'u büyük bir dertten kurtardın." diyerek güldü. Birlikte saatlerdir mutfakta gece için yemek hazırlıyorlardı.

Yılbaşından önceki gece birlikte toplanıp film izlerlerdi. Kendi uydurdukları birkaç oyun oynarlar, yeni yıl beklentilerini küçük kağıtlara yazarak kapalı kutunun içerisine atarlardı. Önceki yıl yazılan beklentileri okuduktan hemen sonra.

Minho, gelen var mı diye kontrol ederek çevresine bakındığında "Thomas fazla abartıyor." dedi. "Jisung'u çocuğu gibi sahiplendi. İşten izin alması bir yana, yüzünü doğru düzgün göremedim. Ne zaman arasam Jisung ile serada vakit geçiriyor."

"Sadece destek olmaya çalışıyor. Bir yandan da kendi mentalini toparlıyor. Farkında mısın bilmiyorum ama bizim üzerimizdeki elini bile çekmeye başladı."

young and wild Where stories live. Discover now