cp.24 "tek başına kaldığında"

568 72 66
                                    

selam

onemli not: biliyorsunuz ilk defa uzun bir sure ara verdik o surede de hic yazi yazmadim bu yuzden kurgu gidisatini unuttum💔 final suresi uzayabilir

cp.24 "tek başına kaldığında"

Felix, kendisine çarpan bedenler arasında sıyrılmaya çalışırken bir kol beline dolanmış, onu hafifçe önüne almıştı.

Kafası içerisinde gülen seslere kendi gevşemiş gülüşü eşlik ederken Chan'ın güzel kokusuyla kafasını arkaya, Chan'ın omzuna doğru yaslamış "Dans etmeyeceğini söylemiştin." demişti. Chan hala ayıktı. Birkaç shot haricinde ağzına içki almamıştı. Kulağı Felix'in dudaklarına yakındı, yarım ağız söylediği kelimeleri seçebilmişti.

"Bakmam gereken bir sarışın vardı."

Felix kendisini iyice arkaya yaslayıp sürtünmeye başladığında, Chan kollarını beline dolamış tek elini sevgilisinin tişörtü içerisinden geçirmişti. Cumayı cumartesiye bağlayan gecede, her şey Hyunjin'den çıkan bir fikirle başlamıştı. Jisung'dan alamadığı haberle iyice deliye döndüğünde bara gidip içmek istediğini söylemiş, Felix sözde ona sahip çıkmaya çalışırken ilk sarhoş olan kişi olmuştu.

Chan bunu fark ettiği anda da içmeyi kesmişti.

Fresha, Tom'la birlikte oturdukları masada Hyunjin'in boşalan bardaklarını doldururken, Felix gelen enerjisiyle daha fazla oturmadan ayaklanmıştı. Ne zaman kendini kaybedecek kadar içse bir daha masaya geri dönmezdi. Sızana kadar dans eder, takılacak birilerini bulur kendisine geldiğinde ise eşyalarının derdine düşerdi.

Fresha, Chan'ın onu yalnız bırakmayacağını bildiği için arkadaşı içerken ses çıkarmamıştı. Hyunjin'in morali bu şekilde yerine gelmeyecekti fakat ona da karışmıyordu. Deşarj olmaya ihtiyacı vardı, onu önlemek istemiyordu. Fakat yanında Hyunjin'e boşalan bardağını dolduran arkadaşı bir yandan da kendisi içiyordu.

Tom, hem kendi bardağını hem de Hyunjin'in bardağını doldururken Minho geldiğinden beri tek kadeh içki içmemişti. Günler önce, oyun gecesinden beri Tom'la bir araya gelmemişlerdi. Çocuk sürekli işleri olduğunu söylemişti. Yanına uğrayamayacağını, boş zamanı olmadığını belirtmişti. Minho tüm söylemlerine rağmen evine gittiğinde ise evde kimse yoktu. Tom şirkette sabahlamıştı.

"Hızlı gidiyorsun." Minho, bulunduğu deri koltukta Tom'a doğru kayarken konuşmuş, Tom göz ucuyla çocuğa bakıp tek yudumla bardağını dikmişti. İş çıkışı geldiği için takım elbisesini çıkartacak vakti olmamıştı. Gömleğini dirseğine doğru katlamış, kravatını arabada bırakmış ve ilk üç düğmesini açık bırakmıştı.

"Konuşmayacak mısın?"

Tom boştaki elini saçına daldırıp kafasını ona doğru eğdi. "Ne söylememi istiyorsun?"

Kelimeleri netti. Hala kafası yerindeydi fakat hareketlerindeki yavaşlık onun hafif sallandığını gösteriyordu.

"Yavaş iç."

Minho sırtına dokunmak için hareketlendiğinde Tom kendisini geriye çekmiş, yaslanmıştı. Minho'yla temas etmek istemiyordu.

Hyunjin kafasını kirli siyah masadan kaldırıp "Onu çok özledim." dediğinde Fresha ayaklanmış, biraz önce konuşmalarını dinlediği ikiliyi yalnız bırakmak için "Dışarı çıkalım." demişti. "Biraz hava al."

Hyunjin'in koluna girdiğinde Minho "Tek çıkmayın." dedi. "Biz de gelelim."

Tom bardağını yenilerken Fresha "Onunla kal." diyerek cevap verdi. "İçmek istiyor zaten. Biz ön taraftayız. Eve geçersek haber veririm."

young and wild Where stories live. Discover now