cp.22 "geçmişin geleceğindir"

695 83 315
                                    

oncelikle sinava girecek herkese basarilar dilerim🥺 umarim sinav oncesi motivasyon kaynagi olur bu bolum 🧚‍♀️

bolum sarkimiz

roland faunte- lilies

iyi okumalar

cp.22 "geçmişin geleceğindir"

Chan, sürdüğü arabayı çakıl taşlarıyla kaplı yola park edip, Felix arabadan dışarı indiğinde, evin girişine yönelmiş, Chan köşede park etmiş arabanın farlarını fark edip kafasını çevirmesiyle arabadan aşağı inen yaşlı kadına dikkat kesilmişti.

Kadın, iyi giyimi ve dik duruşuyla kendisine bakarken Chan, Felix'e "İçeri gir." dedi. Sesi soğuk ve kaba çıkmıştı. Felix kaşlarını çatıp köşede duran kadına bakan sevgilisine karşı, "Tamam." diyerek cevap verirken Chan ona geri dönüş yapmamış, adımlarını kadına doğru yöneltmişti.

Kadın gözlerini bahçe içerisinde duran sarışına çevirip, arabanın açık kapısından bir adım geriye çekilirken "İçeriye geç." dedi Chan'a hitaben. Aynı Chan gibi olan soğuk ve kaba tavrıyla Chan onu her gördüğünde kime benzediğini daha iyi anlıyordu.

Ona itaat edip araba kapısından içeri girerken omzunun üzerinde onu bekleyen sarışına son bir bakış atmış, arabadan içeri girmişti. Büyük annesi yanına oturduğunda, şoför arabanın kaput kısmına geçmiş, onları yalnız bırakmıştı.

"Neden geldin?"

Chan, onu nasıl bulduğuna dair bir şey söylemedi. Her şeye rağmen takip edildiğini ve gözlerinin sürekli üzerinde olduğunu biliyordu. Aynı babası gibi. Görüşmüyor olmalarına rağmen diken üzerindeki tavırlarında her zaman haklıydı.

"Seni uyarmak için." Kadın bacak bacak üstüne atıp çenesini dikleştirdiğinde, Chan gözlerini ön koltuğa çevirip, göz devirmesine mani olamadı. "Ne duydun?"

"Kavga etmişsin. Dayak yemişsin. Adamlarım peşinde olmasaydı, ölebilirdin."

"Beni kurtarmana ya da korumana ihtiyacım yok."

"Biliyorum. Evladımın piçini koruyacak değilim. İtibarımı zedelemeye başladığın için buradayım."

"Sana bağlı değilim." dedi Chan. "Soyunuzdan geldiğimi de kimse bilmiyor. Benim ailem yok. Aynı bana yıllar önce söylediğin gibi. Piçini doğurmuş bir kadının çocuğundan fazlası değilim."

"Ama olmaya başlıyorsun." Kadın gözlerini ileride hala bahçede dikilip onlara bakan çocuğu süzerken "Lee Yongbok." dedi. "Ailesi, yakınımızdır. Çocuklarının senin gibi bir piçle takıldıklarından haberleri olduğunu sanmam. Onun çevresinde olmaya son vereceksin. Girdiğin çukurdan kafanı kaldırdığını hissetmeyeceğim Bang Chan."

Chan, gülüşüne engel olmamış  kafasını yavaşça sağa sola sallayıp, "Bunu denemediğimi mi sanıyorsun?" dediğinde kadın, gözlerini yanında oturan torununa çevirmiş, "Denemekten fazlasını yap." demişti. "Seni onun etrafında görmeyeceğim. Açığa çıkmayacaksın. İtibarımı zedeleyen bu kara leke kimse tarafından bilinmeyecek."

"Ben sana bağlı değilim." dedi Chan. "Bizim aramızda bir bağ yok. Gözler önüne de çıksam bile bu değişmeyecek. Biz yabancıyız."

"Sen bana bağlısın." dedi kadın onu umursamadan. "Her zaman da bağlı olacaksın."

"Olmayacağım." dedi Chan hızla. Öfkeli gözleri kadını bulmuş, buzdan bir heykelle karşı karşıya gelmişti. "Ben bağımsızım. Benim kimsem yok. Senin kızının hiç çocuğu olmadı."

young and wild Where stories live. Discover now