cp.10 "ruhuna ilk adım"

731 89 155
                                    

merhaba!! bolum icerisinde yasanacaklar icin kisa uyari, mental huzur kacirabilir, depresyon egilimi gosterebilirsiniz

bolum sarkilarimiz var, profilimdeki young and wild calma listesinde en sonda bulunan uc sarki

boston manor - the day that i ruined your life
roland faunte- how to reappear
the 1975- i always wanna die (sometimes)

bolumu yazarken bu sarkilari dinledim yani okurken arka planda calarsa cok cok mutlu olurum

dusuncelerinizi cekinmeden yazin, yorumlarinizi bekliyorum, bu bolumun gelmesi uzun surebilir demistim ama dayanamadim vize haftamda bitirdim bolumu

cp.10 "ruhuna ilk adım"

Onu takıntı haline getirmiş olmalıydım.

Çevremde bana beni tanıyan insanların hepsi aynı şeyi söylüyorsa bir noktada haklılık payları olmak zorundaydı. Kendimi kandırmayı bırakmalı, onu kafamdaki konumundan uzaklaştırmalı ve yoluma bakmalıydım. Bir şekilde, nereden başlarsam başlayayım onu düşünmeye devam ediyordum. Elde edemediğim için miydi? Elde edememiş gibi hissetmiyordum. Bana kapıldığını, bundan kaçtığını düşünüyordum. Onunla yatmamış, ona dokunmamış olduğum için miydi? Sanmıyordum.

Kahveci içerisinde beni öptüğünde ve aynı şekilde karşılık verdiğimde, güzel hissettirmişti. Daha önce tatmadığım bir arzunun pençelerini ona saplarken aynı pençeleri ruhuma saplamıştı. Öyleyse neydi? Cevap gözümün önündeydi ve kaçırıyordum.

Bir şeyleri kaçırmaktan nefret ederdim.

Çocukluğumda, küçük, sevimli bir çocukken, saçlarım daha açık kahverengi rengindeyken saf görünürdüm. Bir şeyleri anlayamıyormuş gibi davranıp kendimi istemediğim durumlardan kurtarır, yeri geldiğinde ise zekamı insanlar içerisinde parıldatırdım. Ailemin olmamı istediği kişi olurdum. Düşünceleriyle kendimi şekillendirir, çizgiyi aşmazdım.

İlk çizgiyi açtığımda eve sarı saçlarımla gitmiştim.

Kendim olmaktan tamamen uzak olan saçlarım, kendime ait olan ilk düşüncemle birleşmiş, ailemin karşısına çıkmıştım. Eski haline döndürmek istemişler, bana karşı çıkmışlardı. Pes etmemiştim.

Ben hiç pes etmemiştim.

Yönlendirilirken bile istediğim kaçamağı alan taraftım. Asla aptal birisi olmamıştım. Öyle davranmamıştım. İlişkilerimde kullanılırken bile farkındaydım. Öğrendiğim yöntemleri üzerlerinde uygulayıp salağa yatarken yanımdan kalkıp başkasının yatağına giden adamlarla ilişkimi sürdürmüştüm. Üzülmüştüm, kırılmıştım fakat devam etmiştim.

Şimdi ise devam edemiyordum.

Üstümden çıkardığım tül elbiseyi asmış, yüzümdeki makyajı tamamen çıkarmış aynada kendime bakarken karşımdaki çocuğu tanıyamıyordum. Bu çocuk hayatı boyunca birinin onu aramasını dilememişti. Bu çocuk, birinin ona dokunmasını dilemiş olsada iplerini onun eline bırakmayı hiç düşünmemişti.

Artık kimse tarafından yönlendirilmeyi sevmeyen bu çocuk, hakimiyet duygusuna aç olduğu halde onun tarafından yönetilmek istiyordu.

Parmaklarım sarı tutamlarımı dağıtıp, uzamış perçemlerim çillerimin üzerine düşerken annemin bana bağırdığı ilk anı hatırlatıyordu. Makyaj malzemelerim ile yüzümdeki çilleri gizleyip, sarı renk saçlarımla anneme bakarken içime akıttığım göz yaşlarım aramızdaki ilk duvarı örüyordu.

İnsanların duvar örmeleri için illa tuğla kullanmalarına gerek yoktu. Sağlam olmasını istediğin her duvar, sağlamlaşırdı. Annemle benim aramdaki göz yaşından oluşan duvar, yıkılmamıştı. Birbirimizle olan bağlantımız koparken geriye bizden bir şey kalmamıştı.

young and wild Where stories live. Discover now