0.5

2.2K 199 332
                                    


Gözlerini araladığında ortamdaki loşluğa anlam veremedi Carmen. Biraz daha etrafına bakındı, üstündeki örtüyü attı ve çıplak olduğunu farketti.

Hızlıca üst bedenini kapattı ve kıyafetleri için etrafa bakındı. Ancak sağında gördüğü geniş çıplak vücutla yutkundu. Başındaki ağrıyı hafifletmek için elini kafasına götürdü.

"Gerçekten yattık mı?" Kendine sordu.

Kıyafet parçalarını tek tek buldu ve üstüne geçirdi. Neyse ki Mike hala uyuyordu. Buradan hiçbir şey demeden çekip gitmek doğru muydu?

Doğru ya da değil, o kapıdan çıktı ve kendi odasına doğru adımladı.

*

"Pazar sabahının köründe, hayırdır?" Yüzbaşı, önündeki kadının kızarıp şişmiş dudaklarına, morluklarla dolu boynuna, karman çorman olmuş kıyafetlerine ve dağılmış saçına baktı.

Kalbinde bir sızı hissettti. Ne sikim oluyor?

"Uyumadım, gece..." dedi, çekingen bir tavırla. Levi aptal değildi, onun biriyle yattığını anlamış olmalıydı.

Levi tch sesi çıkarttı ve elindeki çayla kendi odasına yönelmeden söyledi. "Ben olsam yediğim haltı eski kocamın gözüne sokmaya çalışmazdım."

Carmen'den birkaç adım uzaklaşırken kızın sesi onu durdurdu. Hışımla arkadına dönüp "Ne göze sokmaya çalışması? Ne sikim zırvalıyorsun yine Levi?"

Levi da duyduğu sözler üzerine arkasını döndü ve sırıtan, kısılmış gözlerle baktı. "Hamile kalmadığına dikkat et de, malum, hayatta tutamıyorsun sonra."

Levi, ettiği ağır sözlerin ağırlığını söz ağzından çıkınca anladı. Carmen'in ise gözleri çoktan dolmaya, gözyaşları tek tek düşmeye başlamıştı.

Hıçkırarak konuştu. "Berbat bir adamsın sen..."

Mavi irisler yerle buluştu.

"Benim kontrolümde olmayan bir şey olduğunu biliyorsun," Hıçkırdı, yere çöküp yüzünü elleriyle kapadı.

"O zaman neden böyle yapıyorsun?"

Levi az önce dediği şeylerin pişmanlığıyla yere çökmüş kadına baktı, onun yanına çöktü.

"Bana hiç acımıyor musun Levi? Bebeğini kaybeden tek sen değilsin! Tüm sorumluluğu bana yıktın, daima beni suçladın!"

"Ben," dedi, derin bir nefes aldı. "Özür dilerim. Ölmeyi hakediyorum..."

Carmen kafasını kaldırıp elinin tersiyle gözyaşlarını sildi. Bu haliyle Levi'a 5 yaşındaki bir kız çocuğunu andırmıştı.

"Hayır, Levi hayır. Ölmeyi falan haketmiyorsun."

Levi şaşkın bakışlarla, sırıtan kadına baktı.

"Ölürsen ona kavuşacaksın çünkü, benden önce hem de. Bu yüzden sonsuza kadar yaşa istiyorum!"

Mavi irisleri titremeye başladığında cevap vermek için ağzını araladı, ama Mike'nin sesi onu durdurdu.

"Ne oluyor burada?"

___________________________________

Geçmiş tek tek gün yuzune cikiyor.

Var mi eklemek istediginiz bisiler, soylemek istediginiz?

៚ redamancy | levi ackerman [✓]Where stories live. Discover now