Söz Ver (Tamamlandı)

45. Zalim Fırat

Erkan Oğur - Fırat Ağıtı

Mantık hataları bolca vardır siz yokmuş gibi okuyun olur mu😬 ileride bir gün inşallah hatalarımı düzelteceğim. 

"Abine kimin kazandığını göstereceğim."

"Sen delirmişsin. Beni burada zorla tutuyorsun. Polisler eninde sonunda beni bulacak."

Fidan'ın sözlerine gülen Fırat "Bunca şeye rağmen masum tarafını hâlâ kaybetmemişsin. Uyan artık Fidan. Paran varsa polis, savcı, hakim herkesi satın alabilirsin," dedi.

"Her meslekte mutlaka çürük yumurtalar vardır. Ancak her şeye rağmen onurunu koruyan insanlar var."

Ne derse desin Fırat'ın anlamayacağını bilen Fidan, Selim de onurunu koruyan polislerden biriydi diye düşündü. Ancak kocasının mesleğini neden bıraktığı aklına gelince ruhunu derin bir endişe sardı.

"Söylediğine kendin de inanmıyorsun değil mi? Daha bir dakika önce kendinden emin yüz ifaden nasıl da değişime uğradı."

"Senin derdin benimle abimi sakın karıştırma."

Fidan'a yaklaşan Fırat, genç kadının çenesini sıkıca tuttu.

"Eğer abin işimize karışmasa dediğin doğru olurdu. Onun yüzünden evliliğimiz hep üç kişilikti."

Acıyan çenesine rağmen Fidan aklına gelenleri söylemekten geri durmadı.

"Kaldığım odanın hemen yanındaki odada benim neler hissedeceğimi düşünmeden azgın köpekler gibi seviştiğin kadınla biz gerçekten de üç kişiydik."

Fidan'ın çenesine uyguladığı baskıyı arttıran Fırat "Sana onun bir hata olduğunu söyledim. İnatla burnunun dikine gittin," diye bağırdı.

Aynı konunun etrafında dönüp durduklarını fark eden Fidan, üzüntüyle nefesini dışarı verdi. Aklını kullan Fidan, bu şekilde bir yere varamıyorsun diye düşündü. Alttan almaya karar verdi.

"Bu hayatta benim için en önemli varlıklar çocuklarım. Şimdi bana bunu neden söylüyorsun diyebilirsin."

Fırat'ı ikna etmek için sözlerini iyi seçmesi gerektiğini düşünen Fidan kendine bakan adamın dikkatini çektiğini fark edince yutkundu.

"Eğer beni bırakırsan çocuklarımın üzerine yemin ederim seni şikayet etmem. Kimsenin de etmesine izin vermem. Kendi rızamla seninle gittiğimi söylerim."

Çocuklarının ne halde olduğunu merak eden kadın, gözlerinden akan yaşı elinin tersiyle sildi. Sildiği yaşlarının yerine yenisi gelince bir kez daha sildi gözlerini. Ancak elleri gözyaşlarının hızına yetişemedi.

Oğullarını bir daha göremeyeceğini düşününce Fırat'ı ikna etmek için söyleyeceği cümlelerin devamını getiremedi. İlk başlarda sessizce akan yaşlara önce hıçkırıklar eklendi. Kalbinde hissettiği acı yüzünden oturduğu yerde öleceğini düşündü.

Süt dolu göğüsleri evlatlarının yanında olmadığını yüzüne vururcasına sızladı. Gözyaşları ve hıçkırıklarına inlemeleri karıştı.

"Ah! Allah'ım..."

Ellerini yüzüne kapatıp avazı çıktığı kadar acısını haykırdı.

"Çocuklarımı..." yalvarmak istedi ancak boğazına oturan yumru ve iç çekişleri yüzünden konuşmakta zorlandı. Evlatlarının hasretiyle baş edemedi. Onları bir daha göremeyecek olmanın korkusu karabasan gibi yüreğini sıkarken şimdiye kadar yaşadıklarının acının yanında bile geçmediğini düşündü.