"Ağlıyor musun?"
Genç kız kızarmış gözleriyle başını kaldırdı. Islak kirpiklerinin arasındaki kahveleri buğuluydu.
"Ağlıyorum..."
Genç kız kahvelerini genç adama dikti. Bir adım yaklaştı. Genç adamın yüzünde farklı duygular birbirini kovalıyordu. Yüz yüze bakıyorlardı. Genç kız titreyen elini genç adamın eline uzattı. Elinde hissettiği yanık acısı ile sertçe yutkundu.
"Sen gerçek değilsin." diye fısıldadı genç kız. Yanaklarından süzülen yaşlarla nefes almakta zorlanıyordu. Siyah'ına temas etmeyen buz tutmuş elini arkasına sakladı.
"Sen gerçek değilsin."
Titreyen bacakları ile dizlerinin üstüne düştü. Siyah elbisesi toprağa bulanmıştı. Dolan gözlerini kırpıştırıp başını kaldırdı. Siyah'ının pantolonu da toprağa bulanmıştı. Gözyaşları arasında gülümsedi.
"Ben Beyaz olabilecek miyim, Siyah?"
Genç adam, dizlerinin üstüne düştü. Yüz yüze bakıyorlardı. Her zamanki gibi kısaca güldü. Genç kızın kalp atışları hızlandı. Sonra... Sonra Beyaz'ın toprağa bulanmış siyah elbisesi ile umutlu gülüşü dudaklarına süslenmişti.
"Ben Siyah... Beyaz'la nefes alıyorum."
