Arkasına yaslanıp kahkaha attı. Bakışlarım istemsizce gülüşüne kayarken "He zaman bu kadar kontrollü müsündür?" diye yeni bir sordum.

"Genellikle," dedi.

"Ama son zamanlarda pek öyle değil."

"Neden?"

Sorumla birlikte gülümsemesi yavaşça silindi ve içeriğini çözemediğim derin bakışlarını gözlerime dikti. Yanlış bir soru sorduğumu düşünüp cevap verme zorunluluğu hissetmesin diye yemeğime abandım. Kıtlıktan çıkmış gibi ekmeğimi kemirmeye başladığım sırada "Biri var," dedi. Ağzımdaki lokmayı çiğnemeye ara verip ona baktım.

Gözleri hala üzerimdeydi. Bakışları, her ayrıntıya hakim olmak ister gibi yüz çizgilerimde dolaşıyordu. "Hayatıma yeni dahil olan biri," diye açıklama yaptı. Cümlesindeki "Biri," sözcüğünü üzerime alınıp alınmama konusunda kararsız kalırken konuşmaya devam etti.

"Bana kontrolü kaybettiriyor. Bu, huzursuz edici ama bir o kadar da heyecanlı."

Sözleri, ensemden içeri dolan bir rüzgar gibi tüylerimi havalandırınca yutkunarak bakışlarımı kaçırdım ve önüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına attım.

"Peki sen?" diye sordu bu kez.

"Ben ne?"

"Sen de kontrolü kaybettiğini hissediyor musun?"

Sorusuyla birlikte afalladım. Yediklerim midemde düğüm oldu ve nefesim istemsizce hızlandı. Öğrenmek istediği tam olarak neydi ki? Fazla örtük konuşuyordu. İmalarına net anlamlar yükleyemiyordum. Konuşurken asıl amacı bana bir şeyler anlatmak değil, ruhuma dokunmaktı sanki ve tuhaf bir şekilde bunu başarıyordu da.

Cevap vermek yerine ayranımdan koca bir yudum aldığımda kıkırdadı. Utanmam hoşuna gitmiş gibiydi. Yanaklarımın yandığını hissetsem de ona belli etmeden "Hiçbir zaman kontrollü biri olmadım," diyerek geçiştirdim. Hınçla kokorecimi yemeye devam edince biraz daha gülümseyip ciddileşti ve karnımı doyuruşumu izlerken "Beğendin mi?" diye sordu. Başımı sallayarak onayladım. Cidden yediğim en kokoreçlerden biriydi.

"Bundan sonra favori mekanım bile olabilir," deyince etrafına bakındı. Benim dışımda dişi sinek bile yoktu ve dükkan biraz sapa bir yerdeydi.

"Bensiz gelme," diye mırıldandığında gözlerine baktım.

"Canın istediğinde ben seni getiririm."

Yağmur yine bütün dengemi bozmuştu. Sanırım üşütmeye başlamıştım. Çünkü iki de bir nefesim tıkanıp duruyordu.

"İki güne bir canım kokoreç çekerse beni engellersin."

"İki güne bir kokoreç canın çekerse bağırsak yetmezliğin olduğunu düşünürüm ya da beni görmek için numara yaptığını."

"Ha ha ha!"

Ona gözlerimi kısarak kötücül bakışlar attığımda kocaman sırıttı. Gülüşü ona öfke duymama müsaade etmeyecek kadar tatlıydı. Bu yüzden gözlerimi ondan başka yerlerde gezdirerek saydırmaya devam ettim.

"Seni belediye özlesin."

"Kendini arabaların önüne atarken daha çok sen özlemiş gibiydin."

Alaylı bir nefes koyuverip işaret parmağımla kendimi işaret ettim.

"Ben mi özlemiş gibiydim? Benim için iki saatlik yol tepmişsin. Gariban bir hayranımı sevindirip sevap skalamı yükseltme derdindeydim."

"O garibana mesaj attın," deyip kıkırdadı.

01:28| TAMAMLANDIحيث تعيش القصص. اكتشف الآن