(67) Rüyalarda Buluşmak.

Start bij het begin
                                    

***

Munure Hanım gözlerini araladığında kendisini devasa bir kalenin önünde buldu. Buraya nasıl geldiğini sorguluyordu çünkü en son yatağındaydı. Etrafındaki Ortaçağı andıran şeylere ve insanlara şaşkın gözlerle bakıyordu. Tarihin çok ötesine yolculuk yapmış gibiydi. Etrafına iri gözlerle bakarken kalenin devasa kapıları açıldı ve "Anne!" diye haykıran genç bir kız koşarak dışarı çıktı. "Elzem?" diye fısıldadığında güçlükle konuşmuştu. Bu gerçekten Elzem miydi?

Ona doğru koşan küçük kızını gözleri dolu dolu izlemeye başladı. Adım attıkça sarı saçları dalgalanarak uçuşuyordu. Üzerinde mavi bir elbise vardı. Elbisenin yakası açık ve kolları tüldendi. İnce belini saran elbisenin kabarık etekleri vardı ve Elzem eteklerini tutarak ona doğru koştukça bacaklarının bir kısmı açılıyordu. O çok güzel görünüyordu. Elzem tekrar, "Anne!" diye haykırınca içi titredi ve "Elzem!" diyerek ona doğru koşmaya başladı. Bu gerçekten onun kızıydı.

Anne kız kavuştuğunda Elzem annesinin boynuna atlayarak ona sımsıkı sarıldı. "Şükürler olsun buradasın anne," dediğinde Munure Hanım ağlayarak kollarını ona sardı. Elzem'in saçlarını okşayıp kokusunu içine çekmek tarifsiz bir duyguydu. Yüreğindeki yangını dindirmek istercesine onu göğsüne bastırıp hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Bunun nasıl mümkün olduğunu bilmiyordu ama umurunda da değildi. Elzem'i gördü ya gerisi hiç umurunda değildi. Kızı şu anda yanındaydı ve kollarındaydı. İşte bu onun için her şeye bedel bir mutluluktu.

"Elzem," diyerek ellerini onun yanaklarına bastırıp yüzüne baktı. "Bu gerçekten sen misin?" Onun gibi görünüyor, onun gibi ıslak bakıyor ve onun gibi hissettiriyordu.

Elzem onun içini ısıtacak bir şekilde gülümsedi. "Evet, bu benim," dedikten sonra çevresini gösterdi. "Burası da Azınlıkların klanı Elümhan, yani bundan sonra Itır ile yaşayacağımız yer," diyerek üzgün gözlerle annesine baktı. "Rüyadayız anne. Üzgünüm sana ulaşmak için çok geç kaldım ama rüyalara sızan büyüyü bilmiyordum. Savcı ile doğru düzgün hiç konuşamadığımız için ona büyüyü soracak fırsatım olmamıştı." Ama uyumadan önce ondan büyünün formülünü almayı başarmıştı.

"Savcı mı?"

"Bir hafta sonra damadın olacak."

Munure Hanım kafası allak bullak olmuş bir halde kızına bakıyordu. "Evleniyor musun?" Evden ayrılmasının üzerinden ne kadar zaman geçmişti ki evlenmeye karar vermişti?

Elzem annesinin endişesini görünce ona güven vermek için elini tuttu. "Savcı'yı önceki hayatımda tanıyorum. O gerçekten iyi biri anne. Ayrıca merak etme düğünden hemen önce onu sizinle tanıştıracağım," diyerek annesinin elini sıktı. Yaptığı büyü sayesinde annesiyle rüyaları kesiştiği an onun rüyasına sızmıştı. Büyüyü yapan Elzem olduğu için rüyanın kontrolü ondaydı. Bu yüzden kendi bilinçaltına hükmederek rüyasında Elümhan kalesini görmüştü. Elzem ve Itır'ın yaşadığı yeri anneleri görsün diye özellikle mekân seçimini kaleden yana yapmıştı.

Şu anda Savcı'nın kollarında uyuyordu ama rüyasında annesiyle birlikteydi. Savcı ona bu büyüyü vermek için onu az süründürmemişti. Fakat sabaha kadar yaşadıkları sıcak saatlerden sonra Elzem'e istediği her şeyi verecek kıvama gelmişti. Bu seferlik sadece annesiyle rüyasında buluşmuştu lakin bir daha ki sefere tüm ailesini ortak bir rüyada buluşturacaktı. Tabii Savcı'da orada olacaktı böylece anne ve babasıyla tanışabilirdi. Bundan sonra Elzem haftada en az iki kez ailesiyle rüyalarda iletişime geçecekti. Böylelikle zihnindeki tüm anıları rüyalarda onlara gösterebilirdi. Evlendiğini, kocasını ve belki de doğacak çocuklarını bile onlara gösterebilirdi. Bu şekilde birbirleriyle hep iletişim halinde olup neler yaptıklarını bileceklerdi.

MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu