2.1K 178 90
                                    



Çoğunlukla olduğu gibi bugün de bedenim bedeniyle bütün olmuş bir şekilde koltukta sarmaş dolaş oturmuş film izliyorduk. Diğer günlerden tek farkı, şu an bana dokunurken çekinmiyor oluşuydu. Her bir hareketi güven dolu ve kendinden emindi.

Benim içinse önemli olan tek şey sarıldığım göğsü ve duyduğum kalp atışlarıydı.

Cidden, ne salakmışım ama... bu atışların sesini daha önce duyduğumda rahatlamak yerine panik olup Kacchan'ı hastaneye götürmeye çalışmıştım. O an aklımdan bir çok hastalık geçmişti ama aralarında hiçbir şekilde aşk yoktu. Şimdiyse, daha geçen gün korktuğum bu seslerle rahatlıyordum.

Bedenimin iyice mayıştığını hissederken yerimde hareketlenip daha rahat bir pozisyon aldım. Kacchan'ın tutuşu hala sıkı ve rahattı. Etrafa yaydığı koku da eklenince kendimi çok iyi hissediyordum. Öyle ki istemsizce benim bedenim de feromon salgılamaya başlamıştı.

"Oi, Deku?"

"Hm?"

Benim aksime Kacchan nedense huzursuz hissediyor gibiydi. Yine de kendimi geri çekemiyordum. Hatta daha fazla yaklaşmak, daha çok bütün olmak istiyordum onunla.

"Sen şu an..." Yutkunmasıyla sözünü yarıda keserken bedenimdeki ellerini yüzüme konumlandırıp beni geri itmişti. Huysuz bakışlarım onu bulurken bana olan bakışlarını fark etsem de umursayamıyordum.

"Izuku, yaydığın feromonlar... normal değil."

Huysuz bakan gözlerim baygın bakmaya başlarken gözlerim iyice kısılmıştı.

"Öpüşelim mi? Hadi öp beni."

Kollarımı kaldırıp ensesinde birleştirdiğimde bana engel olmaya çalışsa da olamamıştı. Güçlü alfacık şu an feromonlarım altında eziliyordu resmen. Yüzümde bir gülümseme oluşurken dudaklarımı dudaklarına bastırmıştım. Şu birkaç günde Kacchan'ın her fırsatta beni kendine çekmesiyle bir çok kez öpüşsek de bu kez daha başkaydı. Öyle ki birleşen dudaklarımızın arasından dilimi çıkarmış olan ben, işin boyutunu bayağı bir değiştiriyordum.

Aslında durmak istiyordum ama yapamıyordum. Bedenim, şu an tam olarak kontrolüm altında değildi. Sadece henüz farkındaydım olanların. Biraz sonra Kacchan dilimi de kabul ederken tek düşünebildiğim durmamız gerektiğiydi. Fakat onun düşünceleri sanki benim düşüncelerime zıt gibi bedenime uyum sağlamış, elleri arsız bir şekilde üzerimdeki hodieden içeri süzülmüştü. Çıplak vücuduma ilk dokunuşu tüm bedenimi titretirken bacaklarının arasından kalkıp tam üstüne oturdum.

Dudaklarımızdan aynı anda dökülen inleme öpüşümüzü asla bozmamış aksine daha da yapışmıştık birbirimize. En sonunda bir güç dudaklarımı dudaklarından ayırdığımda derin bir nefes alıp başımı boynuna gömmüştüm. Bu kez de yoğun bir emme hissi artan feromonlarıyla beni karşılarken yutkunup başımı kaldırdım. Yüzüne baktığımda kızarmış yanakları, hafiften terlemeye başlamış alnı ve şehvet dolu gözleri karşılamıştı beni. Kim bilir benim halim neydi ki onu bu hale sokmuştum?

"Kac-chan, ben, ilaçlarım. B-bu olma-olmamalı. Şu an değil."

Hiçbir şekilde kendimi toparlayamıyordum. Tek güvencem Kacchan'dı. Kendine gelip bana yardım etmesini istiyordum. Vücudum tamamıyla başka şeyler için yanıp tutuşsa da daha henüz kontrolü elime almışken tekrar kaybetmeden bir şeyler yapmam gerekiyordu.

"K-Kat-suki."

Kacchan sanki o an kendine gelmiş gibi başını iki yana sallayıp beni kucağından çekip ayaklanırken inhibitörleri eliyle koymuş gibi bulup getirmişti. Önce bana sonrasında da kendine yaptığını gördüğümde gülümseyip ondan biraz daha uzağa kaymıştım usulca. Şu an yaptığım bencillikti ama korkum o an arzumdan daha ağır basıyordu işte.

çocukluktan//bakudekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin