14

490 47 104
                                    

Yeni bir yaşa girmek artık çocukken düşündüğüm kadar heyecan verici gelmiyordu ama güzel şeyler olmadığını söylemek de haksızlık olurdu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yeni bir yaşa girmek artık çocukken düşündüğüm kadar heyecan verici gelmiyordu ama güzel şeyler olmadığını söylemek de haksızlık olurdu. Her ne kadar günün çoğunu, dün gece olanlara kafa yormadan geçirmeyi başaramasam bile Hendery konuşmak için aramıştı ve her şeyi dört dörtlük kurulu vaziyette gıcır gıcır bir dizüstü bilgisayarım olmuştu. Sanırım bir bilgisayar için gerçekten de hevesle beklediğim için yaptığım ilk şey bloguma girip 'geri döndüm' mesajı yayınlamaktı. Ama annem beni dizüstü bilgisayarımın başından derhal uzaklaştırmakta çok başarılıydı çünkü günün geri kalanında onunla birlikte, bir restoranda Sangmin'le buluşmam gerekiyordu. Evet, erkek arkadaşıyla tanışmıştım.

Sangmin duygusal erkeklerdendi.

Nasıl hissetmem gerektiğini bilmiyordum. Akşam yemeği boyunca elini, annemin elinden bir an olsun çekmemişti. Bu şirindi tabii ve adam da etkileyici olmakla birlikte yakışıklıydı ama annemi başka bir erkekle görmek tuhaftı.. Tahminimden daha tuhaftı. Fakat Sangmin bana kitapçıdan bir hediye kartı verdiği için hanesine artı puan yazmam gerektiğini biliyordum. 

Geleneksel, doğum gününe özel dondurmalı pasta meselemiz bu yıl biraz farklıydı çünkü Sangmin'i pasta için eve davet etmiştik. Her ne kadar bu konuda çok istekli olmasam da kibar biriydi ve şu ben büyük çocuğum, annemi düşünüyorum tavırlarıma sadık kalarak onu davet etmiştim. Bence kesinlikle benim yersiz kıskançlığımı hak etmiyordu. Yine de annemi kıskanıyor olmamın acayip bir tarafı olmadığını da biliyordum. Bir süredir sadece ikimiz olmasına alışmıştım. Yeni birinin varlığına hemen alışılmıyordu.

"İşte." Sangmin, bıçağı annemden alarak ona yardım etmeye gönüllü olduğu zamandan beri masada tek başımaydım. "Bıçağı sıcak suyun altına tutarsan kullanması daha kolay olur." Annem ona, sanki kansere çare bulmuş gibi gülümseyerek baktığında da gözlerimi devirmemek için uğraşıyordum. Jungwoo'nun bütün flört numaralarını uyguladığını izlerken de ara sıra kaçmak istediğim oluyordu fakat bu farklıydı. Yetişkinler dünyası gerçekten de farklıydı. 

Sangmin önüme bir dilim pasta koyup bana samimi bir şekilde gülümsediğinde karşılık olarak terbiyeli ve iyi yetiştirilmiş çocuk modumu bozmamak için ben de gülümsemiştim. "Teşekkür ederim."

"Ne demek. Gribinin tamamen iyileşmesine sevindim. Hiç kimse doğum gününde hasta olmayı istemez."

"Ben de aynı fikirdeyim." Annem hemen söylediğine katılıp ardından da hastanedeki vardiyasına gitmek için hazırlanmaya, hızlı bir şekilde odasına çıktığında mutfakta sadece ikimizin kaldığına inanasım gelmiyordu. İnanasım gelmiyordu çünkü sırf anneme yakın diye iyi bir insana karşı soğuk yapacak biri değildim. Sadece bir süredir çok mu sevgisiz kaldığımı sorguluyordum çünkü üzerimde bariz bir gerginlik ve hırçınlık olduğunun farkındaydım. Pastayı bitirmesini izlerken bile aramızda uzayıp giden bir sessizlik vardı ve bu ikimiz adına da rahatsız ediciydi. Sadece böyle olmamasını istiyordum çünkü annemin mutlu olduğunu biliyordum ve onu üzmek yapacağım son şey bile olmamalıydı.

Akis-μός - taetenWhere stories live. Discover now