KOD ADI: Sırların Efendisi

12.5K 1.2K 2.1K
                                    




Bölümü beğenmeyi ve yorum bırakmayı unutmayın, özellikle satır arası yorumlarınızı eksik etmezseniz beni çok mutlu edersiniz.
Seviliyorsunuz! 🖤

KOD ADI: SIRLARIN EFENDİSİ

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



KOD ADI: SIRLARIN EFENDİSİ

"Bütün doğruları kendine saklayan kişi, en çok yalan söyleyen insandır."




Karanlığın içinde parlayan yıldızlar bir ok misali şekillenmişti.

İşaret ettikleri yöne baktığımda geçmişimin izleri aydınlandı. Gaipten geldiğini düşünmeme neden olan sesleri ayırt edemiyordum. Kahkahalar ile gülen iki çocuğun koşuşturması, puslu zihnimde belirip yok oldu. Bir ağacın etrafında dönüp duruyorlar, gün ışığının altında parıldıyorlardı. Gülüşlerinde saklı kalan neşe daha önce aşina olmadığım bir güzelliğe sahipti. Azalan desibellerinin yerini ağır bir koku aldı. Başıma şiddetli bir ağrının saplanmasına neden olan medikal kokuyla yüzümü ekşitmeye çalıştığımda vücudumun kaskatı kesildiğini fark ettim.

Sırtım sert bir zemindeydi. Tenimi dağlayan soğuk içimi yakıyor, üşümek dışında elimden bir şey gelmiyordu.

Parmaklarımı kıpırdatarak bilincimi uyandırmayı denedim. Zamanın küllerinden doğuyor gibi yavaşça kendime gelmeye çalıştım. Zihnim derin bir uykunun dallarından sarkarak yere çakıldığında, bedenimdeki ağrı keskin bir hal aldı. Sıktığım dişlerim çenemi ağrıtıyor, adlandıramadığım o koku midemi bulandırıyordu. Kirpiklerimin uçlarına ağır kütleler bağlanmış gibi hissetmekten kendimi alıkoyamıyordum. Öyle ki gözlerimi açmak benim için bir tür işkenceydi.

Hareket etmek canımı acıttı ve bir mırıltı dudaklarımdan kayıp gitti. Gözlerimi aralayarak nefes aldığımda neler olduğunu anlayamadım.

Kalbimin ritmini değiştiren görüntü, göğüskafesimin ikiye ayrılmasına neden oldu. Eski tavanda dolaşan bakışlarım ile kaşlarımı çattım. Boyası dağılmış, rutubete kurban gitmiş tavan cılız bir ışık ile yarım yamalak aydınlanıyordu. Bana yabancı gelen bu görüntüyle endişe kavramının vücut bulmuş haline büründüm. Boğazımdaki düğümü yok etmek istercesine yutkunup doğrulmaya çalıştığımda gerçekten zeminde yatıyor olduğumu fark ettim. Kırık eski ahşaplarda dolaşan bakışlarım buğuluydu. Oturur pozisyona gelmem başımdaki ağrıyı güçlendirmişti. Öylesine sersem gibi hissediyordum ki düşüncelerim birbirine girmişti.

Endişe duyguma eşlik eden korku gördüklerimden kaynaklanıyordu.

Gözlerimi içinde bulunduğum mekânda dolaştırdım. Duvara asılmış olan kırmızı led ışıklar ve mumlarla aydınlanan bodrum katı fazlasıyla havasızdı. Eski ahşaplar kendinden geçmiş, yarısı kırılmıştı. Duvarların boyaları dökülmüş, rutubet onları ele geçirmişti. Etrafta doğru düzgün tek bir eşya yoktu. Az ilerimdeki merdivenlere kaydı bakışlarım. Birkaç basamağı kırılmış, korkuluklarında büyük hasarlar oluşmuştu.

PERSONAWhere stories live. Discover now