~Kou Miya~

775 73 134
                                    

O zaman Tokyo'ya yeni taşınmıştım. Liseye geçiş sınavından iyi bir puan aldıktan sonra direkt olarak Nekoma Lisesi tarafından davet edilmiştim. Berbat geçen ortaokul hayatımdan,belime kadar gelen saçlarımı bir saniye bile düşünmeden omuz hizamda kesmemden ve tüm o bunaltıcı süreçten sonra ergenliğimin zirvesinde bambaşka bir şehre taşınıp sıfırdan başlamak benim için zordu.

Yani neredeyse 1,5 yıl öncesine kadar resmen asi bir ergendim. Kimseyi takmıyordum,okulu siklemiyordum hatta bazen kavga edecek yer aradığım bile oluyordu. Her şeyden,herkesten nefret ettiğim bir dönemdi ve yurt yerleştirmeleri vardı. Nekoma'nın kampüste olduğu gibi dışarda da yurdu vardı ve bende bu dışardakilerden biri için başvuru yapmıştım.

Kabulde oldu. Okula yürüyüş mesafesinde olan bir yurtta bir daire yerleştim,yani en azından görmeye ve eşyalarımı taşımaya gittiğimde Kuroo'yla karşılaştım. Sonuç olarak o da bir öğrenciydi ve başvuru yapıp kabul edilmesi normaldi. Normal olmayan şey onun ve benim bir daireyi paylaşıyor oluşumuzdu. O gün Kuroo'yla neredeyse saç saça baş başa kavga edeceğimizi hatırlıyorum.

Mecburen yerleştik ve bundan sonra da kavgalarımız devam etti. Ben ergenin teki olarak hiçbir şeyi siklemediğimden kavga ediyorduk çünkü Kuroo bana nazaran çok düzenliydi. Her şeyi öyleydi... Yemesi,içmesi,uyuması,kalkması,her şeyi ve ben sorumsuz olduğum için kavga etmekle de çok haklıydı. Neyseki bu kavgalar çok tatlı bir şekilde çözülür oldu.

Kuroo sabahları hep tek düze kahvaltı ederdi. Yumurta,yumurta ve yumurta... Bende soya filizi çorbası ve pirinç türü şeyler yerdim çünkü ancak öyle ayılırdım. Kuroo'nun bir gün yumurta yememesi için sabah kalkıp ikimizede soya filizi çorbası hazırlamak istedim. Tabi bu sırada Kuroo'da beni gizli gizli izliyordu,soya filizleri biraz fazla uzundu ve onları doğramam gerekiyordu ve ben elimi kestim.

Kuroo saklandığı yerden telaşla çıkıp elimi ellerinin arasına aldığında daha iyi hissettim. Parmağıma üflerken bir yandan da bana "Aptal." diyisini hiçbir zaman unutmayacağım galiba. Benimle ilgilenmesi çok hoşuma gitmişti,cidden,'Belki de göründüğü kadar boktan değildir.' diye düşünmeme sebep oldu. Benimle ilgilensin diye başımı belaya sokmadım tabi,aksine kendime çeki düzen verdim.

Kuroo'nun bana yol göstermesiyle o aşı ergenin yerini şimdiki Kou aldı. Hala bile Kuroo'dan kalma alışkanlıklarım var. Sabah uyanınca bir bardak soğuk su içmek gibi,düzenli ders çalışmak gibi,öğünler için alarm kurmak gibi çünkü Kuroo benim yemediğimden yakınırdı. Mutsuz olunca yeme içmeden kesilirdim ve ortaokul yıllarım cidden çok boktandı.

Ama galiba Kuroo'yla daha yakın olmamı sağlayan şey onun en zor zamanlarında yanında olmamdı. Kuroo hep ailesiyle problemler yaşardı,kişisel değil ama gene de onu büyük bir derde sokuyordu. Akşam etütten döndükten sonra direkt mutfağa girip bir şeyler hazırlayacaktım ve Kuroo'nun evde olduğunu biliyordum.

-Kuroo?! Ne yemek istersin?!

Cevap vermedi ve bende uyuduğunu düşünerek odasına gittim. Kapıyı çalmadan açıp hafif araladım. Elleriyle yüzünü kapatmıştı ve dirsekleri de dizlerinin üstünde öylece oturuyordu. İçeri girip önüne çömledim.

Dark & Light | Suna RintarouWhere stories live. Discover now