"Evet, bir sakıncası mı var?"

Aras hiddetle Alper'e döndü.

"Alper, bir şey de!"

Alper kafasını olumlu anlamda salladı.

"Haklı, çıkma bence de."

Aras yüzünü buruşturup onların arasından sıyrıldı.

"E yok artık!"

Yengemin omzuna kolunu atıp içeri ilerletirken söyleniyordu.

"Gel anne sen bana bir şeyler hazırla, bakma sen onlara şaka yapıyorlar değil mi?"

Birinin koluma dokunmasıyla sıçradım. Agâh ve abim bana bakıyordu. Abim bana sıkıca sarıldı.

"Benim aşkım kızım."

Derin bir nefes aldığımda ayrıldık kaşları çatılmıştı. Kolunu omzuma attı. Hep beraber bizim evin bahçesine geçtik.

Masaya oturduğumuzda herkes bana bakıyordu. Bu sefer bir şey yapmamıştım ki. Abim beni kendisine çekip saçlarımı uzunca öptü, kokusunu içime çektim. Bütün stresim yok olmuştu. Agâh bana döndü.

"Tehlikeli bir yere neden giriyorsun Anka? Ya sana bir şey olsaydı?"

Yuşa abi her şeyi anlatmıştı demek. Sırtımdan vurmuştu resmen beni. Abime ve babama yalvarmıştım onlarla gitmek için. Çünkü gergince beklemek istemiyordum doğal olarak.

"Arabulucu olabilirdim, yardımım dokunurdu belki."

Agâh kaşlarını çattı. Otoriter bir ses tonuyla konuştu.

"Bir daha böyle bir şey istemiyorum Anka. Kendini tehlikeye atacak her şeyden kaçın kızım."

Zorlukla yutkundum. Agâh'ın üzerimde farklı bir otoritesi vardı. Ne kendimi savunmak istiyordum, ne de karşı çıkmak. Dinlemek istiyordum. Çünkü tanımadan bile saygı duyulacak biriydi. Kafamla onayladım onu. Ferkan abim ve babamın yüzünde memnun bir ifade vardı.

.
.
.

"Güzel kızım?"

Abimin dizlerine uzanmıştım. Saçlarımı okşarken hiçbir şey düşünmüyordum ve bu bana çok iyi geliyordu.

"Efendim abiciğim?"

Abimin eli durduğunda kalkıp ona baktım. Dudakları sağa doğru kıvrıldı, elini yanağıma koydu.

"Bazen sana çok kızıyorum sonra kıyamıyorum. Sen yanımda yokken bile sana kızmaya kıyamıyorum kızım."

Çünkü, gökyüzünün mucizesi.

Ufacık gülümsediğimde yanağımdan süzülen yaşla gözlerimin dolduğunu yeni fark ediyordum. Abim yanağımı silip alnımı uzunca öptü.

"Beni bulmanın, yetiştirmenin, sevmenin ağlatacak kadar güzel olması..."

Abim telaşla sıralanan yaşları sildi. Gözlerinde korku vardı. Ellerini tuttum.

"Bu benim mucizem."

Gülümseyip sıkıca sarıldığında fısıltısını duymuştum.

"Bizim mucizemiz bal."

Ayrıldığımızda kaşlarını çattı. Aklına yeni bir şey gelmiş olmalıydı.

"Sınavlar açıklandı mı?"

Bakmamıştım ki. Elimi saçıma atıp bir süre oyalandım. Abim telefonunu alıp öğrenci bilgi sistemine numaramı ve şifremi yazdı. Not bilgisine baktığında yalnızca Şafak Hoca'nın dersi açıklanmıştı.

Yeni Bir Sayfa|Feza AnkaWhere stories live. Discover now