Güneşin Doğuşu

735 61 315
                                    

-00:00 14 Eylül ficimin 1. Yıldönümü.. Bugüne özel bol bol yorum yapar mısınız 🥺🥺🥺🥺🥺🥺🥺🥺🥺🥺🥺🥺🥺🥺

*18 ay sonra*

Jimin'in evinin karşısındaki parkta oturuyordu Taehyung. Tahmin ettiğiniz gibi de salıncaktaydı.. Buraya her gün geliyor ve ay'a mektup yazıyordu. Mevsimler, aylar geçmişti ama jimin hala o uykusundan kalkamamıştı..

Taehyung her gün pes edecek gibi hissetse de yine bir şekilde onu bir şeyler ayakta tutuyordu. Bu süreçte her gün onun yanına gidip şarkılar söylemiş, ağlayarak içini dökmüş ve bütün kış ona sarılarak uyumuştu. Her gök gürültüsünde jimin korkuyor gibi hissediyordu.

İşte şimdi yine o parlak ay'ın karşısında berbat bir halde mektup yazıyordu..

"Bugün yine büyük bir umutla yanına geldim sevgilim.. Kokunu içime çeke çeke bolca öptüm seni. Güzelliğin hiç eskimiyor. Her şeye rağmen biz birbirimizi seviyoruz.. Sence de fazla dinlenmedin mi jimin? Bana sarılarak ya da benim göğsümde uyuyarak da dinlenebilirsin bebeğim.. Böyle bu halde olman bana çok acı veriyor.. Hastanede bazen pes edip kriz geçirdiğim için özür dilerim birtanem. Her şeye son verip gitmek istediğim zaman için de özür dilerim.. Sana sarılamadığım zaman jinhwan'a sarıldığım için de, her şey için özür dilerim.. Ben bize kocaman bir söz verdim. Seni ölene kadar bekleyeceğim.. Unutma, ben seni güneş sönene kadar seveceğim.."

Titrek bir nefes verdi serin havaya. Jimin'in doğum günü yaklaşıyordu. Tek istediği bu sefer hastanede kutlamak istemediğiydi. Geçen yıl kutladığı zaman ciddi anlamda kriz geçirip günlerce kendine gelememişti. Bu yüzden bu sefer de öyle olursa biliyordu ki kendine fazlasıyla zarar verecekti. Onu hiç olmadığı kadar özlemişti..

İşte yine o pes etme duygusu yerleşti içine. Sonra da bütün vücuduna yayıldı.

"Loş bir parkta şarkı söyleyen isimsiz kuş, nerdesin.."

Kağıdını katlayıp yanındaki kutuya kattı. Bu kutuda jimin uyurken yazdığı mektuplar vardı.

Kutusunu yere bırakıp gözyaşlarını sildi. Ama sildikçe daha da aktı. Kendini tutamayıp ağlamaya başladı yine. Bağırdıkça kendini kaybediyor gibi hissediyordu.

"Jimin! Sensiz yaşayamıyorum! Sen olmadan ben hiç bir şey yapamıyorum! Aylardır ölecek gibi hissediyorum.. B-bir ölüden farkın yok jimin.. Lütfen çabucak uyan.. Ben her an pes edebilirim.. Keşke yine yıllar önceki gibi şu salıncakta otursaydın da bana yine geçmişini anlatsaydın. Olsun benden nefret etsen de olurdu.. Y-yeter ki sen yaşa.."

Kutusuna sarılarak yavaş yavaş çöktü o salıncağa, gözleri ve kirpikleri yanıyordu. Kendisinden habersiz yumdu gözlerini, hala jimin'in ismini sayıklaya sayıklaya..

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Taehyung, sevgilim!" Duyduğu ses ile birden oturduğu yerden sıçradı.

Jimin yanındaki salıncakta oturup hüzünlü bir şekilde ona bakıyordu. Taehyung, ayağa kalkıp ona sımsıkı sarılmak istedi ama yerinden kımıldayamadı bile.

"Senin ne işin var burda jimin? Sen uyuyordun!"

Jimin'in gözlerinin içine baktı tekrar. Onu gözlerinden öpmek istedi.. O kadar çok Duygu dolu bakıyordu ki..

"Senin için geldim sevgilim.. Sen her gün yanıma geldin, ağladın, bana içini döktün, zaman zaman krizler geçirdin. Ve bana o sakinleştiren sesin ile şarkılar söyledin.. yüzlerce şarkı döküldü dilinden, yüreğinden ama neden bana hiç bizim şarkımızı söylemedin.."

my savior~VMİN Où les histoires vivent. Découvrez maintenant