9. Bölüm | "EN İYİ KARŞILAMA"

567 15 0
                                    

9. Bölüm | En İyi Karşılama

Yurtta uyandığım yedinci sabah, İnci'den yadigar romanın son sayfalarını okuyarak pazar gününe başlamıştım. Roman bitince, sürükleyici olduğu kadar sürpriz sonuyla da beğenimi kazanmıştı! Hal böyleyken, kitabın bitimi İnci'yle muhabbetimin de belli bir aşamaya geçmesi anlamını taşıyordu.

İçim sıkılarak bilgisayarı açmak için yataktan kalktığımda, önce karnımın açlığı dikkatimi çekti. Açlık hissi belirince de en son ne zaman yemek yediğimi sorguladım ve Yavuz ile yediğim akşam yemeği aklıma geldi. Peşi sıra, yemek sonrası dışarı çıktığımızda Yavuz'a "Katil" diye bağıran dilenci belirdi gözlerimin önünde! İçim daha çok sıkılmıştı...

Aklıma Yavuz gelince, babamın şirketinin Ankara şubesini aramak da tekrar önem kazanmıştı. Bir hevesle Google'a girecekken otomatik olarak açılan Facebook sayfamda iki mesajın beni beklediğini gördüm ve maymun iştahımla hemen mesajlara tıkladım.

Birisi Orçun'dandı. Bir önceki mesajına cevap atmadığım için biraz gönül koymuşa benziyordu. Öf'leyerek diğer mesaja geçtim.

Kızkardeşim Sena'dan gelmişti. Uzun süredir görüşemediğimizi fark edip fark etmediğimi sormuş ve cep telefonu numarasını mesajın altına iliştirmişti. Normal bir üslup kullanırken bile laf sokabilen birisiydi kardeşim, gene aynı şeyi yapmıştı.

Gülümseyerek masanın üstünde duran telefonuma sarıldım ve Sena'yı aradım. Muzip bir ses tonu ile açtı telefonu:

- Aaa, siz kimsiniz?

Gülümseyerek "Hadi len sıpa" diye savuşturdum bu karşılamayı. 

- Abi, sen öldün mü kaldın mı? Annem meraktan öldü valla bak, seni bulsa döver; o kadar diyeyim!

Bir şey diyemedim çünkü ne deseler haklıydılar. İstanbul'dayken en azından iki üç güne bir arayıp ikisiyle de konuşurken Ankara'ya geldim geleli bir haftadır aramamıştım onları. Tam ağzımı açmıştım ki, Sena'nın olduğu tarafta arkadan bir ses geldi.

"Abin mi o?" diye seslenenin  annem olduğunu şıp diye anlamıştım. Sena'ya telefonu anneme vermesini söyledim.

- Oğlum, sen yaşıyor musun? Ne alemdesin?

Annem de yarı kırgın yarı muzip bir üslupla seslenmişti bana. Haklı olduğunu söyledikten sonra bazı bahaneler sunmak için ağzımı açıyordum ki, annem konuşmayı sürdürdü:

- Nasılsın? Keyfin yerinde mi annecim? Ankara'ya alışabildin mi?

'Gereğinden fazla alıştım' diyemeyeceğim için, "Eh işte" diye homurdanarak cevapladım. 

- Siz napıyorsunuz anne?

Her zamanki cevaplar geldi. Sena okula gidiyordu, annem pastanedeki işine devam ediyordu ama çok yoruluyordu. Sena da ev işlerine pek yardım etmediği için annemin yorgunluğu artıyordu... Artık ezberlediğim cevapları sıralarken, gözüm bilgisayara takıldı ve annemin sözünü kestim.

- Anne, babamın Ankara'da bir şirketi var mıydı?

Duraksadı. Biraz kekeleyerek "Yoo" dedi. Niye sorduğumu sorunca da, "Hiç" diye karşılık verdim. 

- Öylesine sordum. Sanıyorum Ankara'da da bir şirket açmayı istiyordu son dönemlerde, açtı mı açmadı mı bilemiyorum... Malum, cadı da ölse bana açıklama yapmaz.

Üvey annemin, bizim aramızdaki karşılığı "cadı"ydı.

Annem bu konuşmayı uzatmadı, yeni okulumda her şeyin yolunda gidip gitmediğini sordu. Ben, aklımı deli gibi kurcalayan bir şeyi sormuşken hiç önemsememesi sinirimi bozmuştu. Bir süre karşılıklı ters ters cevaplar verdikten sonra kırgınlıkla telefonları kapattık.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 22, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

REENKARNASYONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin