2. Bölüm | "TELEKULAK"

1.4K 29 4
                                    

2. Bölüm | "Telekulak"

Beni tren biletimi elime sıkıştırıp yolcu ederken cebime de iki şey koymuştu üvey annem: Hatırı sayılır bir miktar para ve iki ayda bir bir o kadarını daha yükleyeceği bir banka kartı.

Evimden uzaklaşırken yaptığım ilk harcama, trenin restoran bölümünde oldu böylece: Bir şnitzel ve yanına gazoz aldım. Açık olan televizyonda, aklımın hiç ermediği yasal gelişmelere dair bir haber bülteni vardı. Haber spikeri her "İç güvenlik yasa tasarısı" dedikçe içimi afakanlar basıyordu, nitekim bunu fark eden restoran görevlisi de tek müşterilerinin ben oluşumdan güç alarak kanalı değiştirdi. Etten bir çatal daha alırken dönüp gülümseyerek bir selam verdiğimde, gözlerini devirerek haberlerden çok bunaldığını ifade etmesi daha da gülümsetmişti beni.

Yemeğimi yerken, camdan dışarıda sürekli değişen manzarayı seyre koyuldum. Ağaçlar yerini zaman zaman binalara, zaman zaman tarlalara, zaman zaman da küçük istasyonlara bırakırken zamanın nasıl geçtiğini anlamadan yemeğimi bitirmiştim. Bu esnada iyice akşam çökmüş, hava kararmıştı. Artık asidi iyice kaçmış olan gazozumun son yudumlarını içerek yemeğe bir nokta koydum. 

Televizyonda ana haberler öncesi aptal bir yarışma programı başlamıştı. Çiftlerin, birbirlerini komik durumlara düşürerek ucunda arabanın olduğu bir yarışma uğruna sayısız rezilliğe imza attığı bir programdı bu. Peçeteyle ağzımı silerek masadan kalktım. 

İlk oturduğumda kanalı değiştiren görevli boş tabağı ve bardağı almak için geldiğinde televizyona dikilmiş bakışlarımın manasını çözmüş olacak ki bir homurtu koyuverdi.

- Valla, benim nişanlım şu programa katılmak istese yemin ediyorum nişanı atarım...

Gülümseyerek başımı salladım. 

Yolculuğun bitmesine üç saate yakın bir süre kalmıştı, kompartmanda biraz daha kestirip enerji toplamak için koridora yöneldim. Lavaboları gördüğümde de kısa yoluma bir rötar verip lavaboyu ziyaret etmem gerektiğini fark ettim: Sabahtan beri neredeyse hiç lavaboya gitmemiştim! Kapıya yönelmişken üstteki göstergenin kırmızı ışıkla yandığını yani içerisinin dolu olduğunu anladım ve beklemeye koyuldum.

O an, içeriden gelen bir telefon sesiyle irkildim. Telefonun melodisi*, babamın telefonuyla aynıydı! Kısa bir an, delice bir hisse kapıldım fakat babamın kazasını soruşturan müfettişin, araçta bulunan cep telefonu da dahil her şeye el koyduğunu hatırlayınca kendimi toparladım. Neyse ki telefonu çalınan kişi de açmıştı da, ben bu garip histen sıyrılabilmiştim.

Lavabonun önünde beklediğim için, içeride tok bir sesle konuşan adamın konuşmasına istemeden kulak misafiri olmak zorunda kalacağa benziyordum. 

"Tamam dedim ya!" diye çıkıştı bir süre karşı tarafı dinledikten sonra. Akabinde ekledi: "Ben şimdi İstanbul'dan ayrıldım, evrakları da imzalayıp yollarsanız bir sorun kalmaz. Bu konuyu da ben şimdilik kapatıyorum; siz de beni bir daha aramazsanız sevinirim!"

Merakım iyice kamçılanmışken bir sifon sesi ve bu sesi takip eden bir musluk sesi sonrasında kapı açıldı; içeriden çıkan iri yarı, saçlarının önü hafiften seyrelmiş, avurtları çökük, uzun süredir onu uyutmayan ve huzursuz eden bir şeylerin varlığına işaret edercesine gözlerinin  altındaki morlukları gizlemek için taktığını düşündüğüm bir güneş gözlüğünü gömleğinin üstüne iliştirmiş bir adam çıktı.

Masadan aşağı bir şeyleri atarken suç üstü yakalanan bir kedinin telaşıyla gözlerimi adama diktim. 'Ben bir şey duymadım, bilmiyorum' dercesine bakarken bu tatsız durumdan bir an önce sıyrılmak için "Müsaadenizle..." diyerek öksürüp kapı koluna uzandım. Adam, pantolonunun kemerine asılıp biraz daha yukarı çekerken homurtuyla yol verdi bana.

Onu dinlediğimi anlamıştı.

Lavabonun kapısını kapatıp içeride tek başıma kaldığımda derin bir nefes koyverdim: Neydi bu şimdi?

O an, trende yapılan anonsla Ankara'ya iki durak kaldığını anladım. Daha büyük dertlerim vardı. Acaba beni karşılayacağı söylenen üvey annemin meçhul arkadaşı Yavuz, gerçekten de beni karşılayacak mıydı?

2. Bölümün Sonu

* [Multimedyada, telefonun melodisini dinleyebilirsiniz.]

REENKARNASYONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin