1. Bölüm | "SİRENLER ÇALARKEN"

2.3K 37 4
                                    

1. Bölüm | "Sirenler Çalarken"

Elimdeki bavulu peronda sürüklerken her şeyin nasıl bu noktaya geldiğine hala aklım ermiyordu. Çok değil, beş ay önce müthiş bir yaşantım vardı; ne olduysa o kaza sonrasında olmuştu!

Boşanmış bir anne babanın, velayeti babada olan iki çocuğundan birisiydim. Üstelik, babam sonradan evlenmişti. Kötü bir evlilik olmasına rağmen, aşktan mıdır bilinmez babam kapılmış gitmişti... Zaman zaman velayeti anneme verildiği için İzmir'de yaşayan kız kardeşimle yaptığımız görüşmelerde bu konunun üzerinde duruyorduk fakat ikimiz de işin içinden çıkamıyorduk!

Neticede bir gece, bir davetten dönen babamın arabası yola fırlayan bir kamyonun altında kalmıştı. "Son". Bazı hikayeler çok sert biter, babamın hikayesi de öyle olmuştu...

Ancak, bilmediğim şey ise velayet babamda olduğu için  üvey annemin benim sorumluluğumu üstlenebilme ihtimaliydi. Hoş, buna pek üstlenmek denemezdi ya; neyse! Yaz tatiline girerken yaşanan kaza sonrası üvey annem beni Ankara'da yatılı bir liseye yollama kararı almıştı.

Başta annemin bu duruma karşı çıkıp benim sorumluluğumu alma çabası olmuştu lakin buna ben karşı çıkmıştım. Annemin maddi durumunu biliyordum, halihazırda babamdan kalan yüklü bir mirasa konan üvey annemin birazcık olsun sorumluluk alıp benim okulumu üstlenmesi gerekiyordu! 

Sonuç ortada: Elimdeki bavulu, peronda sürüklüyor ve Ankara trenini bulmaya çalışıyordum. İki dakikalık arayış sonrası treni bulmuş, kompartmanımı aramaya başlamıştım. Ankara'ya daha önce bir kez, o da çok küçükken, gittiğim için içimde bir heyecan da yok değildi. Sadece, 17 yıl yaşadığım İstanbul'dan bir anda kopmak garip duygular uyandırıyordu bende...

Biletimin yataklı vagonda, üstelik iki kişilik kompartmanda olduğunu öğrenince bir ıslık öttürdüm. Üvey anne paradan kısmamıştı! Kendimi yatağın üstüne bıraktım. Yolculuk hazırlığı ve samimi olduğum dört-beş arkadaşla vedalaşma faslıyla geçen iki haftanın yorgunluğu bir anda baş gösterdi ve uyuklamaya koyuldum.

Bir arabanın içinde gidiyorum. Araba, gereğinden fazla hızlı giderken durmasını işaret etmek için şoföre bakıyorum: Babam. 

"Baba, yavaşlasana..." diye sesleniyorum. Açık olan camdan içeri dolan rüzgar sesimi bastırdığı için bir daha, bu kez bağırarak sesleniyorum. Gene duymuyor. Uzaklardan bir ses gelirken korkuyla camdan dışarı bakıyorum.

Trenin sirenleri çalarken uyandım. Yatakta doğrulup elimle gözlerimi ovuşturarak uyku sersemliğinden kurtulmaya ve kendime gelmeye çalıştım. Ancak gördüğüm rüyanın gerçekçi yönü o kadar kuvvetliydi ki, bu çabam kolay olmadı! 

Birkaç kez daha çalan siren sonrası tren hareket etmeye başlamıştı. Dilimle dudaklarımı ıslatarak camdan dışarı bakarken, rüyamda camdan dışarı baktığımı hatırlıyor ve ne gördüğümü anımsamak için hafızamı zorluyorum ancak başarılı olamıyorum. Başıma ufak bir ağrı saplanınca, karnımın da aç olduğu aklıma geliyor; trenin restorantına gitmek üzere kompartmandan çıkıyorum.

1. Bölümün Sonu

REENKARNASYONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin