1.Bölüm: Asker evi basmak

138K 3.9K 1.3K
                                    

Herkese selam!

Yeni bir kurgu ile geri döndüm. Doktor hanım ve Komutanım adlı iki kurgum vardı, fakat onları kaldırdım ve uzun bir aradan sonra geri döndüm

Bilirsiniz klişe olarak başlayan hikayeleri seviyorum. Zaman ile Ada karakterini tanıyacaksınız, ilk bölümden karar vermeyin lütfen. İlk bölümler biraz acemice durabilir, yada karaktere ısınamayabilirsiniz karakterlerin hikayesi ilerleyen bölümlerde tam olarak oturuyor.

Umarım pişman olmazsınız, tarif bırakabilirsiniz ✨

Oy ve yorumları bekliyorum 🪐

"Sakin ol Ada. Sakin ol Ada." diye tekrar ettim kendi kendime. "Sakinim, sakiniz. Sakini--" dedim yastığı kulaklarıma bastırarak.

"Sıçarım lan sakinliğe! Bu ne ya!" diyerek yataktan fırladım. Panduflarımı ayağıma geçirip, hızlı adımlar ile mutfağa geçtim.

Kaloriferin arka kısmına sıkıştırdığım oklavayı çıkartıp, hızlı adımlar ile odama yürüdüm. Yatağıma çıkıp pozisyon aldım. Derin bir nefes alıp, oklavayı duvara sertçe vurdum.

"Bu bir!" sonra bir kere daha vurdum. Hızımı alamayıp bu sefer "Susun! Susun! Susunnnn!" diye bağırarak oklava ile küçük darbeler şeklinde duvara vurdum.

Konuşma ve o gürültü sesi kısa bir süreliğine susunca zafer kazanmışcasına oklavayı yere atıp, başımı yatağa yasladım. "İşte böyle, adam olun."

Kendimi uykuya bırakmaya çalışırken gelen öküz gülme sesi ile gözlerimi sinirle açtım. Yok bu böyle olmayacaktı.

Tekrar yataktan kalktım. Kapıya doğru yürürken dağılmış olan saçımı çözüp hızlı bir topuz yaptım, yan taraftan düşen saçlarımı elimle düzleyip kapıyı açtım.

Bodrum katında oturuyordum, son iki haftadır yeni komşularım da vardı. Eskiden apartmanın iki daireli bodrum kısmında yalnız başıma gayette uygun bir fiyata yaşıyordum. Komşuların taşınacağını öğrendiğim de biraz sorun olacağını tahmin etmiştim çünkü buraya taşınırken ev sahibim duvarların çok ince olduğunu ve bodrum katının üst katlara göre daha fazla soğuk olduğunu demişti.

Soğuk olduğunu ağustos ayının daha başında, yaz mevsiminde, panduf giymemden anlayabilirsiniz. Yan daireye taşınan komşularım uzaktan ilk başta sevecen gibiydiler, ama sadece uzaktan! Bu ses ne abicim? Bu ne ses? Bu kız yarın işe gidecek! Bu ne ses?!

Onların kapılarının önünde durunca bir saniye bekleyip, nefes aldım. Cesaretimi toplayıp, kendime haklı olduğumu hatırlattım. Kapıyı iki kere tıklattım.

Bir adım geri çekilip beklemeye başladım. Açan olmadığını düşününce, kapıyı hızımı alamayıp üç dört defa daha sertçe tıklattım.

Elim acıdı.

Neyse, sakin. İyiyim.

Ama acıyor.

Kapı açılınca mavi ve siyah olmak üzere iki erkek göğüsü ile karşılaştım. Başımı hafif yukarı kaldırınca adamların yüzünü gördüm.

Adamların uzunluğundan, adamların yüzünü göremedim lan.

Neyse, konumuza dönelim! Ben sinirliyim.

"Gecenin üçünde, bu ses ne?" dedim gayet ciddi bir şekilde. "Hangi ses?" dedi mavi göğüs.

"İşte bu! İki saattir aralıksız çalan bu," susup içimde tarif etmeye çalıştım.

"dıpdızçıkdız dıpdızçıkdız sesi!"

"Asıl siz neden gecenin üçünde evimize dadanıyorsunuz? Ses varmış, yani? Zaten iki saattir duvara vuruyorsunuz." dedi yine mavi göğüs.

Sevgili Komşum (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin