59.BÖLÜM: "Kelebek"

Start from the beginning
                                    

-Şuan hemşire yanında. Daha iyi olacağını ümit ediyorum, aslında oldukça iyi bir gelişme kaydetmişti ancak bugün korkunç krizler geri dönmüşe benziyor." Aralarındaki gerilim Ece'nin ikisi arasında gözlerini gezdirmesine neden olurken yanağında hissettiği sıcaklıkla sıçrayınca ikisi de sarışına döndü. "Bay Devran!" Dedi doktor sesinde azarlayan bir tınıyla. "Size beklemenizi söylemiştim." Tuna, ayağa kalkan Ece'ye kolunu doladığında onun kolundaki enjeksiyon izlerine bakıp dudak sarkıttı kız. Sarışındaki bu değişimi fark eden Tuna hemen kolunu içe doğru kıvırmış onun görmesini engellemişti.

-Bana saat 11 de yanımda olacağınızı da söylemiştiniz!" diye üste çıktı hemen. "Ama saat 12 olmuş! Birçok şey söylediniz doktor hanım." Doktoru başını sağa sola sallayınca Rüzgar şakacı bir ses tonuyla mırıldandı.

-Bir saat beklemen hayranlık uyandırıcı..." Aslında kimsenin duymayacağını düşünmüştü ancak Tuna duydu ve kocaman sırıttı.

-Doktorlar izliyodum." Ece söylediğine gülmeden edemezken Tuna onun karnını belli belirsiz okşayarak kendisine yargılayıcı bakışlar yollayan doktoruyla göz göze gelince sırıtmasını güçlükle engelledi. "Ela'nın Fransa'dan geri geldiği bölümdü." Onunla uğraşmanın imkansız olduğuna kanaat getiren kadın iç çekerek elindeki kağıtları kurcaladı ve birkaçını doğrudan Ece'ye uzattı.

-İlaçlarını günü gününe aldığından emin olun." Tuna yüzünü buruşturdu aklına gelen iri haplarla. "İş hayatına hemen dönmesini önermem, stresten de olabildiğince uzak dursun." İşe dönmemesi detayını söyleyince sırıttı yeniden delikanlı. "Eğer bir sorun olursa..."

-Olmaz." Dedi heyecanla elaları parlarken. "Yani bir virüs gelip dünyayı ele geçirerek anamızı ağlatırsa o başka tabii..." Doktor ona kibirli bir alaycı tavırla güldü.

-Tabii! Anca bir bilim kurgu filminde!" cümlesinin sonunda şakacı bir tavırla kahkaha patlattığında Tuna gözlerini kıstı "vivivi" der gibi. "Hepsi bu kadar. Kendinize çok iyi bakın." Ece ve Rüzgar ona teşekkür edip elini sıktığında da kendi kendine mırıldandı.

-Bilim kırgı filmindi.." dedi onun taklidini tuhaf bir şekilde yaparken. "Sen dünyayı virüsten önce ele geçirmesen bari, zalim kadın." Birkaç sene içinde haklı çıkacağını bilse tartışmayı uzatırdı ama Eceyle Rüzgar kadına yağ çekerken burnuyla flüt çalan bir adamın videosunu izlemeyi tercih etti.

•••

Acar, merdivenlerin sonunda bir sağa bir sola giderken Tutku da kabustan uyanmış yüzünü bile daha yeni yıkamıştı. Babasının çoktan giyinmiş olmasına rağmen hâlâ evde gezinmesinin ancak tek bir nedeni olabilirdi. Ya kahvaltıda sevdiği şeyler vardı ya da çok büyük ihtimalle ağabeyi Tuna eve dönecekti. Kulağında kulaklık olduğunu görünce alt dudağını ısırarak adama sinsice yaklaştı ve Acar'ın belini aniden kucakladı.

-Akşam yemeğinde bu konunun zaten tartışılacağı-ANANIII!" Beline saldıranın kızı olduğunu fark edince gözlerini devirip kırdığı potu düzeltme çabasına girdi. "Tartışılacağını dedim, ananı değil Turgay. Bir an sesim kontrolden çıktı. Her neyse, bu konuları akşam tartışırız. Kapatıyorum şimdi." Tutku, gülüşünü gizlediğinde onun yanağından makas aldı Acar. "Neyse ki patronum yok, yoksa şimdiye kadar yüz defa kovulmuştum sizin ani şakalarınız yüzünüzden."

-Patronun yok mu?" Diye konuya dahil oldu merdivenlerden inen Savaş. "Duymayayım bir daha." Acar, üst dönem öğrencisinden laf yemiş çaylak gibi gözlerini devirince gülümsemesi genişledi. "Tuna geldi mi? Yoksa daha yoldalar mı?" Cümle sonunda Tutku'ya kaçamak bir bakış atarken Acar da aynısını yapmıştı.

Sevgiyle Harmanlanmış Bedenler (THB-2)Where stories live. Discover now