fourteen

465 64 32
                                    

"İtiraf etmeliyim Bayan Avery sizden böyle bir şey asla beklemezdim

Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.

"İtiraf etmeliyim Bayan Avery sizden böyle bir şey asla beklemezdim. Sana gelince Black, şaşırmadım." Mcgongall önünde yan yana oturan iki öğrenciye baktı.

"Profesör ilk defa benim bununla hiçbir alakam yok." Sirius kendini savunurcasına elini kaldırdı.

"Buna inanmamı beklemiyorsunuzdur umarım Bay Black." Katherine dudağını ısırdı ve söz almak için elini kaldırdı.

"Doğruyu söylüyor, Profesör. Fotoğrafları asan bendim. Sadece bir şakaydı." Katherine itiraf etti. Mcgonagall ise altın öğrencisinin böyle bir şey yapacağına hala inanmıyordu ancak Katherine itiraf etmişti ve kıza inanmaktan başka seçeneği yoktu.

"Katherine, böyle şeyler yapacak biri olmadığının farkındayım. Ama yapmadığın bir şey için sorumluluk almayacağını da biliyorum."

Profesöründen işittiği laflar Katherine'i hafif utançla yere baktırmaya yeterli oldu. Çapulculara şakalar yapmak eğlenceli olmuştu ama şimdi hiç istemese de sonuçlarına da katlanacaktı. "Ve böyle bir olayı babana bahsetmeliyim."

"Lütfen, hayır. Beni istediğiniz kadar cezada tutabilirsiniz ama babama tek kelime etmeyin." Katherine korkulu gözlerle söyledi. Gryffindor öğrencileriyle uğraştığı için cezaya kaldığını öğrenince babasının tepkisini hayal bile etmek istemiyordu. Sirius kıza sorgulayarak baktı. Babasının adı geçince neden bu kadar irkildiğini anlayamıyordu.

"Pekala. Cezada hak ettiğinden fazla kalmayacaksın. Ama daha fazla belaya bulaşmamaya dikkat edin, Bayan Avery." Mcgonagall katıca söyledi ve odadan ayrıldı. Şimdi Sirius ve Katherine boş sınıfta baş başaydılar.

"İyi misin, Prenses?" Sirius sesinde açıkça endişeyle sordu. Katherine ona dönüp tek kaşını kaldırdı.

"Senin ne zamandan beri umrunda?" Sirius sandalyesine iyice yaslandı.

"Haklısın, umrumda değil." Sirius sanki kendini ikna etmeye çalışıyormuş gibi konuştu. "Sadece babandan neden bu kadar korktuğunu merak ettim." Katherine açıkça rahatsız olmuştu. Bakışlarını Sirius'tan kaçırdı ve dudağını ısırdı. Kalbinin hızlandığını hissedebiliyordu.

"Babamdan korkmuyorum." Katherine yalan söyledi. Sirius sesli bir nefes verdi. Ona inanmadığını açıkça ortadaydı. Sirius kıza oturdukları sırada daha da yaklaştı.

"Mcgonagall babandan bahsettiğinde verdiğin tepki şimdi söylediklerinle çok ters, Prenses." Katherine omuz silkti ve gözünün ucuyla oğlana baktı sonra da kollarını çaprazladı.

"Her neyse, Sirius. Benim hakkında her şeyi bildiğin düşündüğün için teorin her neyse paylaş. Sirius hafifçe güldü ve kafasını salladı.

"Sorun bu, Katherine. Kimse senin hakkında hiçbir şey bilmiyor. Tek bildiğimiz baban ve ağabeyinin ünlü Ölüm Yiyenler olduğu. Anneni, kim olduğunu veya nerede olduğunu da kimse bilmiyor. Çok içine kapanıksın. Regulus ve Snape'in bile senin hakkında her şeyi bildiğinden emin değilim." Katherine sinirle nefes verdi ve omuzları düştü. Sandalyesine iyice yaslandı.

"Sen de beni tanıyan ilk kişi mi olmak istiyorsun? Maalesef, Sirius. Asla olmayacak." Sirius bunu bir meydan okuma olarak kabul edip sırıttı.
"Kabul edeceğim bir görev." Katherine Sirius'a sanki aklını kaçırmış gibi baktı.

"Sana gerçekten açılacağımı düşünüyorsan kafayı yemişsin." Sirius hafifçe güldü.

"Güven bana, eninde sonunda seni herkesten en iyi ben tanıyacağım."

Never Until Forever || Sirius Black[Türkçe Çeviri]Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon