Never Until Forever || Sirius Black[Türkçe Çeviri]

five

Herkes Quidditch maçını izlemek için toplanmıştı. Maç Gryffindor ve Ravenclaw arasındaydı. Takımın yıldızı James Potter'a duyulan hayranlık nedeniyle çoğunluk Gryffindor takımı için tezahürat yapıyordu. Bazen Potter'ın Hogwarts'ın gördüğü en iyi kovalayıcı olduğu söylenirdi. Her ne kadar Katherine itiraf etmekten nefret etse de maçı genişçe açılmış gözlerle izlerken James Potter'ın iyi olduğunu kabul etmeliydi. Bir kez daha Sirius izinsiz yanına oturunca onu fark etmedi ama bu sefer yalnız değildi. Remus, Peter ve hatta Lily bile onunlaydı. Onları fark etmesi birkaç saniyesini aldı. Onlara dönünce yüzündeki şaşkınlık iriteye dönüştü.

"İnsanları sinirlendirmekten zevk alıyorsun, değil mi Sirius?" Sirius kendini savunurcasına oturduğu yere yaslandı.

"Burada olmamamızdan mutlu olmayacağını anlatamaya çalıştık ama dinletemedik." Remus itiraf etti ve Katherine Sirius'tan uzaklaşmak için ayağa kalktı.

"Mahvettiğiniz için teşekkür ederim. Odama geri gidiyorum." Katherine gitmeye çalıştı ama Sirius onu yerine geri oturttu. Katherine küçük çaplı bir çığlık atıp Sirius'a sinirle baktı.

"Hayır gitmiyorsun. Sonuna kadar izleyeceğiz o yüzden rahatla biraz, Prenses." Katherine göz devirdi ve tek kaşını kaldırdı.

"Söylediğin hiçbir şeyi dinlemek zorunda değilim." dedi Katherine ve Sirius omuz silkip maça geri döndü. Katherine sandalyesine yaslanırken iç çekti. Sirius gözünün ucuyla kıza baktı ve kalbi anlamadığı bir hisle daha hızlı çarpmaya başladı ve yumuşakça gülümsedi.

"James kadar dikkatsiz birinin nasıl bu kadar iyi oynayabildiğini asla anlayamadım." Sirius dedi ve Katherine soru sorarcasına ona döndü.

"Benimle gerçekten normal bir sohbet etmeye çalışıyorsun, değil mi?" Katherine şaşkınlıkla sordu. Sirius da ona döndü.

"Affedersin, Remus'la konuştuğumu sanıyordum." Sirius mırıldandı. Remus adını duymasıyla önce Sirius'a sonra da maça baktı."Sadece şaka yapıyordum, Prenses."

Katherine dişlerini sıkarak " Bana öyle hitap etme." dedi.

"Ama bir Prenses değil misin? Zengin, şımarık safkan bir Slytherin. Bana Prenses gibi geldi." Sirius dalga geçti ve Katherine'in laflarına kanı kaynadı. Nasıl onunla böyle konuşmaya cüret edebilirdi?

"Özür dilerim. Hepimiz ailelerimizden kaçıp paçayı kurtaramıyor." Katherine sinirlendi ve Sirius'a onu durdurması için zaman vermeden gitti. Remus Sirius'a döndü.

"Aferin, Sirius. Bir kere daha onu kızdırdın. Senden açıkça nefret ediyor işte. Neden onunla konuşma gereği duyuyorsun?" Remus merakla sordu ve Sirius omuz silkti.

"Bilmem. Onu sinirlendirmek eğlenceli aslında." Sirius haylaz bir gülümseme kondurdu yüzüne.

"Onu rahat bıraksana." Lily söyledi ve kafasını yana yatırdı. Katherine için kötü hissetmişti çünkü sadece kendini savunuyordu ve onları rahatsız etmemişti.

"Bunun neresi eğlenceli olur ki? Yani hadi ama, sadece başka bir Slytherin kızı. Ailesine şikayet eder ve sonra da unutur." Sirius dedi. Peter omuz silkti. Remus arkadaşlarına göz devirdi.

"Her neyse maça geri dönelim yoksa Çatalak bize oyuna dikkat etmediğimiz için kızacak."