Lux 42: "Fırtına tohumu"

18.6K 2.6K 274
                                    

Gücünü biliyorum,Uzat bana saçlarını Matmazel Noir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Gücünü biliyorum,
Uzat bana saçlarını Matmazel Noir.

Your mess is mine- Heroe

Rüzgar/

"Dışarı çıkabilirsin."

Vehbi konuştukça konuşmuştu, o boş konuştukça ben kafamda savunmamı şekillendiriyordum. Kolyeyi sıraların arasında bulmuş en yakın çantaya atmıştım. Bunu söylediğimde beyaz saçlı adamın gözleri kısılmıştı. Yetkili bir öğretmene haber vermem gerektiğini söylediğinde o kadar da umursamadığımı söylemiştim. Vehbi benim hırsız mı umursamaz biri mi olduğumu karar verirken Van Gogh'un Zeytin Ağaçları tablosunu izlemiştim.
En sonunda gevşek biri olduğuma hükmetmiş ve uyarı vererek geçiştirmişti.
Dışarı çıktığımda Nehir'i gördüm. Saçları dalga dalga beline uzanıyordu. Saçının arasında ince bir örgü vardı.

"Ne oldu?" Dedi yanıma gelerek. Omuz silkti.
"Başımı şişirdi sadece. Uyarı verip geçiştirdi." Yüzüne rahatlama ifadesi yayılırken ona gülümsedim.

Gözlerimiz kesişti.
"Öğleden önce ve sonraki dersimiz yüzme." dedi hafifçe yüzünü buruşturarak.
"Soyunma odasında giyinmeyecek misin?" Diye sordum. Kafasını iki yana sallarken gözlerinde düşünceli bir ifade vardı.
"Rahatsız mı ediyorlar?" Diye sorduğumda öfledi.
"Rahatsız etmedikleri gün yok ki. Bunalttılar iyice."
Birlikte sınıfa yürüyorduk.
"İki sağlam sopayla kendilerine gelirler." diye mırıldandım bir öneriymişçesine ona sunarak. Tek kaşını kaldırdı.
"Fiziksel şiddete karşıyım." Dedi sesini hafifçe yükselterek.
"Ben de Ma.. Nehir." Kafama sıçayım az kalsın Matmazel Noir diyecektim. Kalbim panikle sıkışırken göz ucuyla ona baktım. Onun gözleri dalgındı.
Sınıfa girdiğimizde o kendi sırasına yöneldi ben kendi sırama. Melis'in onun sırasına yaklaşıp bir şeyler dediğini fark etmiştim. Nehir uzun siyah saçlarını geriye atıp Melis'e baktı. Bir şey demiyordu ancak gözleri, o güzel gözleri ateş saçıyordu.
Melis'i iteleyerek geçti.

"Oğlum yine mi yüzmeye gidiyosun ya Erdem Hoca yakacak bizi."  Efe spor ayakkabısını sıraya dayamış bağcığını bağlıyordu.
"Benim alanım yüzme biliyorsun."
"Aynı zamanda mükemmel bir şutörsün. Maçlar başlayacak yakında." Efe ağzını yaya yaya konuşmuştu.
"Okullar arası yüzme turnuvaları da yakın." diye cevap verdim.
Efe üfleyerek önünü kaldırdığı saçlarını düzeltti.
"Bizimki daha önce bir aydan kısa süre kaldı." Omuz silktim pek umurumda değildi.
"Erdem Hoca seçmeli ders olarak yüzmeyi seçmene de bozuk." Efe susmuyordu.
Başlayacağım şimdi Erdem Hocana.
"Haftaya gelirim antrenmana." diye homurdandım. Efe benle dalaşmak konusunda pes etmiş gibi ellerini havaya kaldırdı. "Sen bilirsin, sonra bu adam bana neden bozuk atıyor deme de."
Derdim.
Efe cevap vermediğimi fark ettiğinde kapının yanında duran Uğur'a yöneldi. Uğur mavi gözlerini üzerime dikmişti. Ardından beni beklediği açık olan Nehir'e kaydırdı bakışlarını. Efe yanına geldiğinde elinini Uğur'un omzuna bir kere vurdu ve çıktılar.
Nehir'e döndüm kafamı kapıya doğru salladığımda yanıma geldi. Yüzme havuzunun olduğu salonun anahtarını cebime attım.
*

Matmazel Noir • yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin