Başlangıç tarihini buraya alalım.
İzin ver ruhundaki o karanlığa bürüneyim,İzin ver parmaklarının arasında tuttuğun o eser olayım,
Yalnız ruhun için savaşırım.
Bir kasırga yaratırım.
Yüzüme yediğim basketbol topuyla geriye sendeledim.
Elimde olmadan yine o tarafa bakıyordum.
Koyu renk saçları rüzgarda dalgalanıyor elindeki defter ve kitabı sıkı sıkıya tutuyordu. Yine bahçeye gidiyordu, biliyordum çünkü onu izlemekten kendimi alamıyordum.
"Ohoo Balkan. Oynamayı mı bilmiyorsun?" dedi Orkun sırtıma bir tane geçirerek.
"Elini götüne sokarım." Diye homurdandım onu iterek.
"Nereye bakıyorsun? Kız mı o?" Efe kahkaha atıp geriye yatırdığı sarı saçlarını düzeltti.
Kızı gözden kaybetmiştim, yine. Eğilip bağcığı çözülmüş spor ayakkabımın düğümünü sıkılaştırdım. Çözülmemişti ancak Efe'nin saçma sapan sorularından kaçmak için bu yöntemi bulmuştum.
"Kime aşıksın bakayım." dedi Uğur yanıma gelip az önce baktığım yere bakarak.
O çoktan gözden kaybolmuştu.
"Bir şeye baktığım yok." Elinden topu kapıp potaya salladım. Üçlüğüm mükemmel biçimde ağlarla buluşurken elimi uzamış olan açık kumral saçlarımın arasına geçirdim.
Şortumun cebinden çıkardığım telefona baktım, hala cevap vermemişti.
R: Merhaba (04.00)
R: İyi geceler mi demeliyim?
(Okundu 04.25)
Görmüştü, cevap vermemişti. Öğrenci işlerinden binbir türlü hile ile onun telefonunu almıştım.
Nehir Dicle Sezer.
Okula geleli iki ay olmuştu, sezdirmeden araya karışmıştı. Kızların ona ne dediği kulağıma çalınmıştı.
'Soğuk, ruh, hayalet gibi.'
Ufak tefekti, simsiyah dalgalı saçları beline geliyordu, iri kopkoyu gözleri ve Ayı kıskandıracak beyazlıkta teni vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Matmazel Noir • yarı texting
Teen FictionDedin ki; Işıkları kapa. Kim olduğunu bilmeyeyim. Ben siyah saçlarının arasında esen o hafif meltemim. * Aşkın geceye bulansın, Yalnızca bu seferlik, Matmazel Noir, Saçlarını sal parmaklarımın uçlarına. Rüzgar onu ilk gördüğünde ne olduğunu anlamad...