Seni keşfediyorum.
Ve bu hoşuma gidiyor.
Sandığımdan fazla.Okul kapısına geldiğimde telefonum deli gibi titremeye başlamıştı.
Bok Götürenler Grubu:
Efeserseri: Rüzgar olurum
Efeserseri: Oluuuuuum ne yaptın sen
Orkunmalı: Helal olsun ne diyeyim
Uğurgötü: Rüzgar olum çardağa gel direkt
Uğurgötü: Girme okula
Adımlarımı bahçeye çevirdiğimde okul bahçesindekilerin fısıldaşarak bana baktığını fark ettim. Dişlerimi sıkmaktan kendimi alamadım. Her zaman oturduğumuz çardağa yöneldiğimde salak grubumu gördüm. Hepsi ayakta gergin gergin dikiliyordu.
Yüzlerindeki ifade gruptaki konuşmaların aksine ciddiydi.
Ya da yüzümdeki ifadeden dolayı gevşekliklerini toparlamışlardı.
Uğur'un elinde bir kağıt vardı. Kağıdı elinden kapıp baktım.
Havluya sarınmış Nehir yanında ona bakan ben.
Fotoğrafımızı çekmişlerdi o gün.
Odaya dalan Aliye'yi hatırlıyordum. Elinde telefon var mıydı hatırlamıyorum ancak defterleri kucağındaydı.
Telefonumu çıkarırken ellerim titremeye başlamıştı. Nehir'i aradım, telefonu açmıyordu.
"Bu nasıl oldu?" Dedi Sezgin ciddi bir sesle. Kafam durmuş gibiydi.
"Kızların soyunma odasına indim ama Nehir'in orada olduğunu bilmiyordum."
Neden indin deseler diyecek bir şeyim yoktu.
"Neden indin?" Dedi Uğur mavi gözlerini yüzüme dikerek.
"Sigara içmek için." Cümle ağzımdan birden çıkmıştı. Nehir'i durmaksızın arıyordum.
"İyi bok yemişsin." Diye mırıldandı Efe.
"Neredeydi bu?" Dedim fotoğrafı elimde buruşturarak.
"Ana panoya asılıydı. Birkaç tane de koridora atılmıştı. Başka görmedim ama elden ele dolaştı. Ben bulduklarımı topladım."
Derin nefesler almaya çalıştım, göğsüm sıkışıyor gibiydi.
Bunu kim yaptıysa onu çıplak ellerle boğabilirdim.
Çocuklar bana bakmaya devam ederken ben sakinleşmeye çalışıyordum. Hücrelerimin buz kesmesine engel olamıyordum. Ellerimi kumral saçlarımın arasına atıp öfledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Matmazel Noir • yarı texting
Teen FictionDedin ki; Işıkları kapa. Kim olduğunu bilmeyeyim. Ben siyah saçlarının arasında esen o hafif meltemim. * Aşkın geceye bulansın, Yalnızca bu seferlik, Matmazel Noir, Saçlarını sal parmaklarımın uçlarına. Rüzgar onu ilk gördüğünde ne olduğunu anlamad...