lux ferre 19

23.8K 2.5K 349
                                    

Ve sesini duydum, elini bana uzattın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ve sesini duydum, elini bana uzattın.





Telefonun sesi ile yerimden sıçradım. Gözlerim odamdaki neon saate takıldı.

Saat dört olmak üzereydi.

Arayan Nehir'di.

Kalp atışlarımı düzene sokmaya çalıştım.

Ne olmuştu?

Parmağım cevapla kısmının üzerinde duruyordu. Bu fırsatı tepemezdim, demek beni arayacak kadar üzgündü. Bu düşünce içimi karartırken telefonu açtım.

Sesim yeni uyandığım için kalındı. Bir ümit beni tanımazdı.

"Alo?" dedim boğuk bir sesle. Karşı taraftan çığlık çığlığa bağırışmalar geliyordu.

"Açmayacaksın sandım." dedi kibar sesiyle.

"Açmamanı da ümit etmiştim aynı zamanda." Yatakta doğrulup ellerimi saçlarımın arasına soktum.

"Açtım ama. İyi misin?" Sesim alçak tonda tutuyor adeta fısıldıyordum. Fısıltı tanımasını engellerdi.

"Hayır." dedi. Sustum bir şeyler anlatmasını bekledim. Evinde bir şeyler dönüyor olmalıydı.

Bir hışırtı geldi.

"Uyuyamıyorum. Yorganın altındayım." Sesi alçaktı.

"Her şey yolunda mı?" dedim kafamı elime bastırarak.

"Hiçbir şey yolunda değil. Sabah yıldızı." dediği şey ile durakladım.

"Korkunç bir anda, şafak sökerken bana yazdın. Anonimsin ama olsun." Tatsız bir şekilde güldü.
"Teşekkürler yine de."

Gözlerim yavaşça açıldı.

"Teşekkür etme Nehir." Cümlem yavaşça dudaklarımdan dökülmüştü. Derin titrek bir iç çekti.

"Lucifer'e diyorlar sabah yıldızı." Kafamı salladım, içeriyi duymamak için beni aradığını tahmin edebiliyordum. Bir kadın sesi yükseldiğinde Nehir'in iç çekişini duydum.

"Karanlık gecelerin ardından gelen şafağın oğlu." Burnunu çekti.

"Of saçmalıyorum. Boşver unut onu." dedi bir nefeste. Gülümsedim, kendi kendine kızıyor oluşu bana tatlı gelmişti.

"Bana şeytan diyorsun yani?" Aslında diyebilirdi, okulda acımasız sayılabilirdim. Hiçbir şeyi ciddiye almamamdan dolayı. Zorbalık fazla yapmasam da o grubun içindeydim. Orkun ve Efe sağlam zorbaydı. Bazen onlara ayak uyduran Uğur da. Çömezleri yakalayıp paralarını alırlardı. Neden yaptıklarını anlamazdım zaten zenginlerdi.

Ses çıkarmazdım. Bu beni onlar kadar kötü yapardı.

Kıkırdadığını duyduğumda donakaldım. Kalbim genişlerken dudaklarım elimde olmadan daha da yukarı doğru kıvrılmıştı.

"İltifat etmeye çalıştım." Gülümsediğini sesinden anlamıştım.

"Şeytan demekle haksız sayılmazsın." Sustuğunda arka planda bir şeylerin kırılma sesi geldi.

"İltifat ediyordum dedim sana." Sesi hırçınlaştığında gözlerimi yumdum.

"Değişik bir iltifat şekli." Fısıldıyordum, konuşamazdım. Ne kadar istesem de.

"Kapamam lazım. Uykum geldi." diye homurdandı.

"Uyu o zaman." Fısıldıyordum.

"Teşekkür ederim."

Telefonu kapamadan önce son kurduğu cümle bu olmuştu. Kalbimin atışları düzensizleşirken kalakaldım.


N:




MEIMUNA - La tristesse du diable

Ben gölgeyi getiren aydınlığım,

[Ben] karanlık gecelerden sonra şafağın oğluyum.

Gizemlerin bekçisi.
[Ben] Sabah Yıldızı'yım,Keruvların Kralı.

Ben Lucifer'ım.Kim düşünebilir ki,

İblisin kederi hakkında?
Hayır ben değilim, hayır ben değilim,
[Senin] olduğumu düşündüğün kişi,
Ben sanatım ve ilimim.Ben gündüzüm ve ben geceyim
.[Ben] Gardiyan ve baştan çıkaranKalbinin atmasını sağlayan kişi(yim)
Sana aşktan bahsetmiştim ama sen sadece cezbedici kısmını duydun.
Sana güzelliği göstermiştim ve şimdi bu senin için artık sadece takıntı.
Ben sadece hayatına anlam katmak istemiştim,
Ve onların önsezilerine rağmen, senin için itaatsizlik ettim.
Ve bir ceza olarak,
Bana şeytan diyebilirsin.

Yataktan kalkıp kulaklarımı taktım, attığı şarkıyı dinlerken gözlerim kapanmıştı. Yerimden kalkıp sessizce alt kata uzanan merdivenleri indim. Alarmı kapatıp salonun kapısını açtım. Evin önündeki ufak bahçeye çıkarken düşünceler zihnimde uçuşuyordu. Prenses uyanmış, koca kafasını bacaklarıma bastırıyordu.

Beni aramıştı, karmaşasında bana gelmişti. Kalbim hiç olmadığı kadar güçlü çarpıyordu. Açmamayı düşündüğüm için kendime lanet edebilirdim.
Sabah yıldızı.
Asla unutmayacaktım.

Kafamı kaldırıp gözlerimi kapadım, Kasım'ın soğuğu etrafımı kuşatırken, bir şey vardı.

Sıcacık bir şey.

İçinizden geçenler bölümü.
İGB:
İGB:
Kalp.
Çokça.

Matmazel Noir • yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin