UNUTAMAM SENİ|BÖLÜM19

219 4 0
                                    

...
Tarıkla beraber aşağı inmiştik.Sedat'ın adliyenin önüne getirdiği arabaya binerek,uzaklaşmaya başladık.
Yakıcı Ankara sıcaklığında, kalabalık bir trafikte ilerliyorduk.O sırada Tarık ve ben derin bir sohbete dalmıştık.
Onunla sohbet o kadar güzeldi ki..
Bazen şairlerden,filmlerden,dünya siyasetinden,hukuktan,arkadaşlıktan,aileden,zevklerimizden,anılarımızdan,mazilerden..En ciddisinden en cidiyetsizine her konuyu onunla konuşabiliyordum..
Yaşadığım her şeyi ona anlatmak için sabırsızlanıyordum.Bir an önce onunla konuşmak,onunla olmak istiyordum.Aşktı bunun adı.Güzel şeydi rastlanınca erbabına.
Sohbetimize devam ederken,Sedat'ın ani freniyle beraber ikmizde öne doğru savrulmuştuk.
Tarık;"İyi misin hayatım?"diye sordu telaşlı çıkan sesiyle.
Ani frenle,savrulup,koltuğa tutunduğum için bileğimde bir acı hissediyordum.
"İyiyim hayatım."diyebildim,kısık sesle.
Ellimi sıkı sıkı tutan Tarık,Sedat'a seslendi.
"İyi misin Sedat?"
"İyiyim Sayın Savcım.Önümüze bir adam fırladı bende anlamadım."
"Savcı!Çık dışarı!"
Dışarıdan gelen sesin ardından bir el silah ateş edildi.Hepimiz kafamızı yere eğdik.Tarık kollarıyla,beni çevrelemişti.
Sedat dışarıya çıkmak için atılınca, Tarık öne uzanıp, omzuna dokunarak durdurdu.
Kendisi çıkmak için kapının koluna kavranınca,elimi tutan elini sıktım.
"Gitme!"
"Konuşacağım!"dedi,ellerini yüzümde gezdirerek.
"Çık dışarı Savcı Hanım!Çıkta bana hesap ver!Beni yarı yolda bırakmanın hesabını ver!"
"Çıkamazsın!O beni istiyor.Benimle konuşmak.Benimle yüzleşmek."
Tarık'ın ellerini bırakarak,kapıyı açıp dışarı çıktım.Son derece kalabalık bir caddenin üzerindeydik.Apartmanların pencerelerinden bakan insanlar, arabaların içerisindeki insanlar,iş yerlerinin içerisine girmiş olanlar..Hepsi telaşlı gözlerle,buraya vermişlerdi dikkatlerini.
Arabanın önüne doğru,yavaşça ilerlediğimde,benimle beraber Tarık ve Sedat'ta inmişti.Tahmin ettiğim kişinin simasını gördüm.
Beni görür görmez silahı bana doğrulttu.O sırada Tarık ve Sedat'ta silahlarını çıkartıp adama doğrulttular.
"İndir o silahı!Devletin savcısına silah kaldırman dahi suç!Bırakta konuşalım,çözüm bulalım derdin  neyse!"
Tarık'ın sözlerini duymuyordu.Yakup amca aklaşmış,uzamış saçları,uzun sakalı,giydiği genişçe kıyafeti ile yorgun görünüyordu.Bana bakan gözleri hem nefret hemde hüzün barındırıyordu.
Elimle bana doğru yaklaşan Tarık'a dur işareti yaptım.
Tarık yerinde durduktan sonra,Yakup amcaya yaklaştım.Bana doğru uzattığı silahın,namlusunu anlıma dayadım.
"Ne desen,ne yapsan haklısın.Sana söyleyecek sözüm yok.Sana yapacak açıklamam yok.İstersen vur beni Yakup amca.Eğer dinecekse acın.Vur."
Yakup amcanın gözlerinde sadece bir gram hüzün ve bir kaç gözyaşı kalmıştı.Onun acısını dindirecek ilacım yoktu.Kızı ölmüştü 17 yaşında.Cansuyu ölmüştü.Onu öldürenleri beraber bulmuştuk.Her gün saat 6'da adliyenin önünde bulurdu beni.Hepimizden daha çok iz sürerdi.Cansu'nun katillerine müebbet verecek kadar kuvvetliydi bulunan deliller.İddianame ile cezalarını çekeceklerdi.Onu vahşice öldürenler çürüyecekti hapiste.Ama aldılar beni davadan.Yakup amcanın o gün sabah,bana yalvaran bakışlarını,bana olan öfkesini unutamıyordum.Lütfen bırakma davayı desede elimde değildi benim.Onunla ağlamıştım,onunla öfkelenmişti.Ama her şeye rağmen dava savcı değiştirmişti.Ve bundan bir hafta kadar önce son duruşmada serbest bırakıldılar.

Tarık seri bir hamleyle,ağlayan Yakup amcanın elinden silahı almıştı.Yakup amcada dizlerinin üstüne çökmüş,feryatlar içinde ağlıyordu.Onunla beraber oturdum,ona sarıldım ve ağladım.Özür diledim.Bir şeyleri değiştirememek çok can yakıcıydı.
Adalet neydi?Savcıya silah çektiği iddiasıyla bu adama hapis cezası vermek mi?Yoksa 17 yaşındaki gencecik bir kızı öldürenlere hapis cezası vermek mi?
Bu adamın hapse girmesi adalet değildi.Ben sadece tehdit ederek kurtarabilmiştim Yakup amcayı hapisten.Gerçek bir adalet için bende onların dilinden konuşmuştum ilk defa.

.....

UNUTAMAM SENİWhere stories live. Discover now