UNUTAMAM SENİ|BÖLÜM3

670 11 1
                                    

En sonunda toplanmak için karar kıldığımız mekana varıyorum.Doğanın içinde bir çay bahçesi.Akan nehir sularının sesini duyuyorum.Derin bir nefes alarak iniyorum arabadan.Kimse görünmüyor etrafta pek fazla.Sadece bizimkilerin arabaları.Bende arabayı kilitleyip  içeriye doğru ilerliyorum.
Yamaca yapılmış restauranttan içeri girdiğimde sadece bizimkilerin olduğunu görüyorum.Bide çay getiren yaşlı bir amca.Toplanmışlar en köşede.Yanlarına doğru ilerliyorum.Hep bir ağızdan şikayet etmeye başlıyorlar önce...
"Aslı Savcım zahmet etmeseydiniz ya gerek yoktu biz gelirdik."
"Lütfen Ali Bey hayırlatırım mevki olarak astınız.Kötü bir sözünüz en az 15 yıldan başlar."
Gülüşmeler arasında,masanın baş köşesinde oturan Tarık'ın yanına,sandalyeyi çekerek oturuyorum.Tarık soğuk tavrımı hemen fark ediyor fakat etmemiş gibi devam edip,söze başlıyor.
"Arkadaşlar yarın büyük gün.Yarın 8 yıllık esaretimizin biteceği gün.Gerçek bir hukukçu olma günü.Okuduğumuzun,öğrendiklerimizin,yaşadıklarımızın hakkını verme günü."
Tarık konuşmasını sürdürürken,bu 6 kişiye yapacağım açıklamayı düşünüyorum.Nasıl açıklardım ki.Hayattaki tek dayanağım olan annemin kanser hastası olduğunu,onu tedavi etmek için yurt dışına göndermem gerektiğini ve bunun için bu işe ihtiyacım olduğunu nasıl söylerdim.Söylesem anlarlar mıydı acaba beni?Önce para toplamaya çalışırdık belki aramızda.Yeter miydi peki bu?Borcumu nasıl öderdim onlara.Peki ya yetişemezsek.Annemi kaybedersem.O zaman nasıl yaşardım.Hangi dava annemden değerliydi?Değer miydi ki gerçekten?Peki onu kaybedersem kime sığınırdım?
Derin bir of çekişim masadaki herkesin dikkatini çekmiştİ.Tarık sözlerini keserek,bana bakıyordu.Aynı anda herkes.Birden toparlanıp;
"Az önce çıktığım davada kaldı aklım.En iyisi siz devam edin siz ben bir su içeyim."
Masadan usulca kalkıp,mutfak kısmına geçtim.Ahşaplarla yapılmış,nehir manzaralı pencereleri olan mutfağın köşesinde masada oturan yaşlı amca beni görünce ayağa kalktı.
"Zahmet etmeyin oturun lütfen,su içeceğim sadece."diyerek,dolaptan bir su aldım.
"Sen misin bizim oğlanın sevdalısı mısın? "
Suyu içerken duyduğum şey karşısında afallamış ve haliyle öksürmüştüm.
"Anladım sensin."diyerek muzipçe gülümseyen amcaya tepkisiz kalamamıştım.
Öksürürkende gülümsemiştim aynı zamanda.
"Siz Tarıkla tanışıyor musunuz."
"Tabi tanışıyoruz.Babası Akif Bey yıllar önce şu az ilerideki otelin inşasında gelirdi buraya.Küçükken Tarıkla uğrarlarda bir şeyler içmek için.Tarık pek babası gibi değildi.Çok farklıdır o.Babası,Akif bey biraz serttir.İşinde çok disiplinlidir.Ta o yaştan Tarık'ı getirirdi iş yerine.İnşaat mühendisi olsun isterdi.Ama Tarık hiç sevmez,koşar,gelir bana yardım etmek için can atardı.Benimle çalışır,servis yapar,çay demler,balık tutardı.Onu,ilk defa aşık olmuş diye duydum.Seni hiç tanımasamda eminimki kalbin temizdir.İçerdeki 6 gencinde.Allah yolunuzu açık etsin kızım."
"Sağol amcacım."
Mutfaktan sessizce çıkıp,masaya geçtim.Kalbim temiz değildi benim.Ben,tek amacı çok para kazanmak olan,duygusuz insanlardan farksızdım.
Bu masadaki 6 kişi benim gibi değildi.
Onlarla ilk karşılaştığım yılları anımsadım.

UNUTAMAM SENİWhere stories live. Discover now