UNUTAMAM SENİ|BÖLÜM15

241 7 0
                                    

Tüm cesaretimi toplayarak kapıyı çaldım.Kapının ardından Tarık'ın eşi çıktığında ne yapacağıma dair en ufak bir fikrim yoktu.
Tarık'ın eşi!
Kapıyı ikinci defa çaldım.Doğru yer de olduğuma emin olmak için,oda numarasını teğit ettim.Burasıydı kaldığı oda. İçeride yoktur heralde diye geçirirken içimden,arkamı dönüp gitmeye hazırlanmıştım ki,kapı açıldı.Gözlerimi kısarak arkamı döndüm.Neyseki kapıyı açan Tarık'tan başkası değildi.
Beni gördüğüne oldukça şaşırmıştı.
"Benimle gelmelisin."dedim.Kısa ve net.Duygusuz ifadesini takınarak sessiz kaldı.
"Aşağıda seni bekliyorum."diyerek  bir şey söylemesine fırsat vermeden arkamı dönüp,asansöre doğru ilerledim.Açılan asansör kapısından içeri girdim.
Kısa bir süreliğine bu otelde kaldığını öğrenmiştim.Ankara'da kalıp kalmayacağı kesin değildi.İstanbul'da ki derneğin Ankara'da ki şubesini açmak için gelmişti Tarık buraya.Diğerleri orada kalmıştı haliyle.
Asansörden çıkarak,otelin lobisinden geçip,dışarı çıkarak,arabayı park ettiğim yere doğru yürümeye başladım.
Arabanın yanına geldiğimde telefonum çalmaya başladı.Arayan Deniz'di.
"Efendim Deniz."diye açtım.
"Nerdesin sen Aslı?Korkuttun bizi bir kalktık yoksun odanda."
Sesi telaşlı geliyordu.Dün gece Serkan ile beraber bendr kalmışlardı.Ben bu sabah onlar fatk etmeden,hazırlanıp çıkmıştım.
"İyiyim.Yapmam gereken bir işim vardı erken çıktım o yüzden.Adliyede buluşuruz."
"Tarık ile ilgili mi işin."
O sırada, Tarık otelin kapısınından çıkmış bana doğru geliyordu.Siyah güneş gözlüğü,beyaz gömleğinin üstüne giydiği siyah kot ceketi..
Bu adamı unutmaya çalışırken her gün yeniden aşık oluyordum.
Ben öylece dalgın bakarken yanıma geldi.Gözlüklerini çıkartarak önce telefona sonra bana baktı.Bende telefonda Deniz'in beklediğini fark ettim.
"Aslıı.!"
"Ben seni sonra ararım."diyerek kapattım.
Telefonuma cebime atıp arabanın şöfor kısmına ilerledim,sessizce.
"Sevgilin mi?"diye imalı soru yönelten Tarık'la beraber arabaya bindik.İkimizde emniyet kemerlerimizi bağladık.Sorgusuz benimle  gelmesi,arabaya binmesi beni çok şaşırtmıştı.
Arabayı çalıştırdım ve yola koyulduk.
Sessizce ilerlerken Tarık;
"Nereye gidiyoruz?"diye sordu.Hiç sormayacak sandım.Fazla rahat olması beni germişti.
"Gittiğimizde görüceksin."dedim yoşa bakmayı sürdürürken.
Ankara'nın sabah yoğun trafiğinde oldukça süren yolculuğun sonuna yaklaşıyorduk.Ankara'dan oldukça uzaklaşmıştık.Asfaltlı yolda ilerlerken ıssız bir yola saparak ilerlemeye devam ettim.Sonunda gelmek istediğimiz yere varınca,anahtarları çevirerek arabayı durdurdum.Derin bir nefes alıp arabadan indim.O da,soru sormadan benimle beraber indi.Geldiğimiz yer etrafı alçak  duvarlarla çevrili,Ankara'nın küçük bir semtine bağlı bir mezarlıktı.Benim doğduğum yerdi burası.
Demir kapıyı gıcırtıları eşliğinde açtım.Taşlardan oluşan yoldan ilerlerlerken gelmemiz gereken mazarın başına geldiğimizde duraksadım.
Mezarın başındaki demir sürahiyi alıp hemen yanındaki çeşmeden su doldurdum.Sonrada her iki mezarı suladım.
Babamın ve annemin olduğu  iki mezarlığı.
İki mezar taşının orta kısmına geçip oturdum.Tıpkı başım dara düştüğünde, onları özlediğimde gelip yaptığım gibi.
"Benim bu dünyada ailemden başka kimsem yok.Babamı kaybettiğim gün ruhumun yarısınıda kaybetmiştim.Aslı'nın bir yarısı yoktu.Geriye sadece annem kalmıştı ailem diyebileceğim.Sığınabileceğim.Onunda 6 yıl önce kanser olduğunu öğrendim.Çok ilerlediğini,tedavisinin Türkiye'de mümkün olmadığını,tek şansının yurtdışında tedavi olduğunu öğrendim.Ben bir memur babanın tek çocuğuydum.Bu parayı karşılamak için çalışmaktan başka çarem yoktu.Sizinle gelemezdim.Size söylemezdim de.
Evet korkaktım.Annemide kaybetmeyi göze alamayacak kadar korkaktım.Onun için her şeyden vazgeçtim.Çok çalıştım.Onun için..
Tedavisi yapılıyordu.Her şey çok iyi gidiyordu aslında.Ama bir sabah doktorları telefonumu açmadı.Anneme ulaşamadım.Ve o gün annemin acilen alındığı ameliyatta öldüğünü öğrendim."
Bağırıyormuş gibi hissetsemde aslında sesim oldukça güçsüz ve yorgun çıkıyordu.
Tarık sessizce beni dinliyordu.Aralarda derin iç çekişlerini duyuyordum.
Rüzgar esiyordu çte yandan.Çalı sesleri,kuş sesleri,ağaç sesleri geliyordu kulağıma.
Savrulan saçlarımı geriye doğru attım,gözyaşlarımı sildim, burnumu çektim,boğazımı temizledim.Ayağa kalktım sonra.Üstümü toparlamaya başladım.Annemin ve babamın isminin yazılı olduğu mezar taşlarını öptüm.
Sonra gitmek için ilerlediğimde Tarık  yanından geçerken,beni bileğimden tutarak kendine doğru çevirdi.
"Neden anlatmadım bize?"diye sordu.
"Nasıl anlatırdım?6 kişi ne yaparsa yapsın o tedavi parasını kendi başına ödeyemezdi.Benim derdimle sizi meşgul edecektim.Böylesi daha iyi oldu.Emin ol."
"Bunların hepsiyle nasıl..?Tek başına.."
Gülümsedim.Acı bir gülümsemeydi bu.Annemin öldüğü öğrendiğim günleri anımasadım.O telefondaki sözler..
O kadar zordu ki her şey.Etrafımdaki herkesi kaybetmiştim.
Daldığımı fark ederek kendimi toparladım.
"Gidelim mi?"diyerek taşlı yollardan ilerledim.Kapıdan çıkıp arabanın önüne geldiğimizde Tarık'ın sesini duydum.
"Aslı."dedi.Yıllar sonra adımı onun sesinden duydum.
Akmaya devam eden gözyaşlarımı silerek ona döndüm.
Ben döndüğüm gibi bana sarıldı.Sımsıkı sarıldı.Kokusunu çektim içime.5 yıl sonra bile hala o muhteşem koku vardı üzerinde.Öylece sarılmaya devam ettik.
"Özür dilerim.Ben böyle olduğunu bilemezdim."diye kulağıma fısıldadı,kısık bir sesle.
Ona öfke ile dolmuştum o an.Ellerimle onu ittim.
"Evet bende böyle olacağını bilemezdim.Beni bu kadar çabuk unutup evleneceğini bilemezdim mesela.
Ne yapıyoruz biz burada Tarık?Parmağında yüzük var senin.Evde biri,seni,kocasının gelmesini bekliyor.Buraya gelmemiz en başından beri saçmaydı.Artık bunları konuşmanın hiç bir önemi yok.Gidelim lütfen."

UNUTAMAM SENİWhere stories live. Discover now