27. Bölüm

836 14 68
                                    


Bölüm şarkıları;

Hayko Cepkin - Bırak Seveyim Rahat Edeyim

Maneskin - Zitti E Buoni



Acayip bir musibet bedenimde ne gücümle karşı koyabildiğim ne kargılarla ne de silahlarla karşı koyulabilen... Akciğerlerimin dibinde dolaşıyor yiyip bitiren ateş ve bütün uzuvlarım boyunca besleniyor.

Publius Ovidious Naso, Dönüşümler



Evrendeki tüm varlıkların, bilinen verilere göre yaklaşık dokuz milyon türe sahip canlının ve uzayda yer kaplayan her nesnenin bir yaşam döngüsü vardır. Hepsi belirli bir zaman diliminde var olur, belli işlevlerle belli görevleri yerine getirir, misyonunu tamamladıktan sonra ömrünü tüketmiş olur ve yerine çekilir. Doğadaki bu on üç milyar yıllık zincirin her bir halkası öyle muazzam bir işleyişe tabi tutulmuştur ki insanın kendini okyanusta bir kum tanesi hissettiği bu devasa boşlukta; önemsiz birer rakam, etkisiz bir eleman gibi görülen her şeyin aslında kurulu bir düzenin kusursuz işleyişine hizmet ettiği çoğu zaman fark edilemez.

 Ne var ki birbirine bağlı şekilde yürüyen bu düzeni kavramak, bu düzenin içinde var olmaya devam eden, insanı içine çeken sırlarının düğümlerini çözmek ve bu ilişkiler yumağını basit bir mekanizmaya dayandırmak zordur. Bilinenden çok daha karmaşık bir doğa düzeninin oluşu ve cisimlerin de gelecekteki durumlarını şekillendiren şeyi şimdiki durumlarının belirlediği düşüncesi Newton fiziğinde Kuantum Teorisi ile açıklanmıştır. Teoriye göre; doğada doğuştan gelen bir belirsizlik mevcuttur ve her şeyin başka şeylerle ilişkili olduğu ileri sürülür. Zorunlu bir şekilde doğanın içinde meydana gelen ve varlığını burada devam ettiren insanın yolu da ne şekilde olursa olsun doğaya çıkar. 

Birbirinden ayrılmaz parçalar olduğu için; doğaya duyulan merak Antik Yunandaki filozofların sorgulamalarını tetikler, evreni anlamlandırmak için yapılan diğer bilimsel çalışmalar da doğa-insan özelinde yoğunlaşır. Kimi zaman ondan güç alarak doğanın verdiklerini çoğaltır insan, kimi zaman da minnet bilmezliğini sergilemekten hiç korkmadan, aldığı her şeyi kurutarak susuz bir çöle çevirir. Her ikisi de eğilimlerinin yönüne göre birbirlerini sürekli olarak besler. Doğa insandan alır, insan doğadan... Zweig, her maddenin doğasında var olan ve dayanabileceği bir baskı sınırı olduğunu söyler. Tıpkı suyun belirli bir kaynama noktasının, metallerin belli erime noktalarının oluşu gibi doğadan beslenen insan ruhunun da belirli sınırlar dahilinde, en uca gidebileceği ve dayanma gücünün en nihayetinde sona ereceği noktalar vardır. Bu sınırların işgali, saat gibi işleyen en kusursuz mekanizmaları dahi öngörülemeyen bir değişim karşısında büyük bir kaosa sürükleyebilir. Göz ardı edilen ufacık bir taşın denizin yüzeyinde yarattığı halkalar ya da bir kelebeğin kanat çırpışının çok uzak bir coğrafyada yarattığı kasırga gibi küçük bir açığın sızıntısıyla bir bıçağın sırtında atılan tek adım, kurulu düzene darbe yapacak olan domino etkisini yaratır.

Şimdiye kadar almış olduğu katı eğitim ve dahil olduğu operasyonlar ile Tuğrul, bulunduğu her ortamda otokontrolünü koşulsuz bir şekilde sağlamış bir adam olsa da ilk defa içindeki o dizginlenemeyen ilkel tarafı, kusursuz düzenin köklerini yerinden sökmek ister gibi kudretine karşı konulamayan üstün bir ele dönüşmüştü. Birkaç saniyeliğine olsa bile her şeyi o kalın köklere aldırmadan söküp kopartmış, kendi sisteminde göz ardı ettiği bu açık, kurduğu tüm stratejiyi başarısızlığa sürükleme ihtimalini ortaya çıkarmıştı.

ANTKAYZONWhere stories live. Discover now