eleven

4.7K 419 405
                                    

Jennie'den

Bakışlarım kağıda sabitlenmişti. Duyduğum ve okuduğum şeyleri idrak etmeye çalışıyordum ve o da yakınımda öylece bekliyordu.

Bakışlarımı ona çıkarttığımda bir beklenti içinde olduğunu anlamıştım. Benim de ondan hoşlanıyor oluşum yadsınamaz bir gerçekti.

Gülümsediğim an bir elini belime atıp beni kendine doğru çekmişti ve yapıştırmıştı bedenlerimizi. Dudaklarıma örttüğü dudakları ile tüm hisler bedenimi turlamıştı ve gözlerim kendiliğinden kapanmıştı. Alt dudağımı dudakları ile çekiştirirken kollarımı boynuna dolayıp destek aldım. Ağzımı araladığım anda dilini kullanışı, tüm sarhoşluğu üzerimde hissetmemi sağlamıştı.

Hiç istemesem de ayrılmamız gerekiyordu. Geri çekildiğimde gözlerimi açtım. Biraz garip hissetmiştim çünkü her şey çok yeniydi ve ne yapacağımı bilememiştim.

"Çok güzelsin."

Bu iltifatına karşılık gülümsemeden duramadım. "Sanırım en yakışıklı askeri ben kaptım." O da benim gibi gülümseyince dudaklarınızı son kez birleştirip kısa bir öpücük verdik birbirimize.

Daha sonrasında biraz geri çekilip mesafe koydum aramıza. "Biri gelir diye endişeleniyorum."

"Kolay kolay kimse birbirini rahatsız etmez ama temkinli olmakta fayda var."

"Peki şu yazdığın şey... Gerçek mi? İnanamıyorum çünkü."

Çadırın çıkışına doğru ilerleyip aradan dışarıyı gözetledi. Daha sonrasında masanın oraya gitti. "Gel." Dediği gibi ben de yanına gittim.

Alttaki kırlenti kaldırdı. Tahtada oyuk vardı. Tahtayı da kaldırınca sakladığı tüm şeyler burdaydı. Rulo yapılmış bir kağıt, silahlar, oklar ve bıçaklar bulunuyordu. Kağıdı çıkarıp yerde açtı.

"Bu bir yıldır üzerinde çalıştığım kaçış planım."

Bir yıl mı? Koskoca bir yıldan bahsediyordu. Şaşkındım.

"Burdan çıkış yok derdin hep."

"Ölme ihtimalimizin yüzde seksen olduğu bir plan tabii."

Bu dediğine şaşırmamıştım. "Yüzde birlik bir kurtulma ihtimali bile olsa her şeye değer."

Kağıtta buranın krokisi vardı. Ve tabii ki onun işaretleri.

"Beş yılda bir dünyanın en büyük yük gemilerinden biri buraya geliyor. Burda, ambarda biriktirdiğimiz tüm malları gemiye teslim edecekler. Taşıma işi uzun sürecek yani. Askerlerin bir kısmının dikkati gemide olacak, bir kısmının da ambarda."

"Peki sen? Seni de görevlendirirler."

"Rahatsız hissettiğimi söylediğim zaman bir şey demezler."

Başımla devam etmesi için onaylamıştım.

"Bir kısmı ise hala adayı gözetliyor olacak, bu durumda da onların dikkatini dağıtacak bir karışıklık yaratmak gerek. Beş-altı kişilik suikast grubu ayarlayacağım çünkü tek başıma gizlenerek de olsa yapamam. Kalan askerlerin hepsi o karışıklık ile ilgilenirken kıyıya doğru ilerleyeceğiz. Orda küçük tekne bekliyor olacak, yani umarım olacak çünkü bunu daha ayarlamadım."

"Beş yılda bir dedin ya, ne zaman gelecek gemi?"

"Bu yıl."

Bu beni hem sevindirmişti hem de heyecanlandırmıştı.

"Suikastçıları ve tekneyi nasıl ayarlayacaksın?"

"İzin zamanımda. Burdan uzaklaşınca ikisini de para karşılığı ile ayarlayacağım."

savior on the island, taennieWhere stories live. Discover now