ten

4.1K 424 413
                                    

Jennie'den

Birkaç gün boyunca birbirimizi pek görememiştik. Yarasının pansumanlık işi kalmadığı için bu bahane ile çadırına da gidememiştim. Son birkaç gün içerisinde bizi daha fazla çalıştırmışlardı ve izin günümüzü de bugüne ertelemişlerdi. Bu boşluk hissinin verdiği mutlulukla yatağımdan kalkmıştım. Maria ile bir şeyler atıştırıp okyanusun kıyısına bir yere oturmuştuk.

"Jennie burda öleceğiz. Ne kötü ama, değil mi?"

Gencecik yaşımda buraya düşmem beni korkutuyordu. Öyle ya da böyle ölmezsem eğer uzun bir ömür beni bekliyordu. Hem de bu iğrenç yerde.

"Düşündükçe intihar etme düşüncelerim aklımda iyi bir fikirmiş gibi yer ediniyor Maria."

Okyanusun çıkardığı dalga sesleri ve hafif gelen esinti ile birlikte saçlarımız dalgalanmıştı. Maria'ya dönüp baktığımda gözlerini kapatmış ve mavinin tüm kokusunu içine çekmişti.

"Birkaç kez denedim. Ama onu bile beceremedim." Denemiş olmasına şaşırmamıştım. O benden daha uzun süredir burdaydı.

"Yaşama isteği hangi durumda olursan ol ağır basıyor galiba. İntihar edebilecek kadar umutsuzluk ve boşluk içinde hissetmiyorsun kendini. Her şeyden geçmiş olman ve kafanın gerçekten karanlık bir boşluktan ibaret olması gerekiyor."

"Evet, galiba öyle olması gerekiyor."

Köşede yürüyen askerlerin gözleri bizim üzerimizdeyken burda bile özgür hissedemiyordum, bir anlığına olsa bile bunu asla hissettirmiyorlardı. Ve ben, Kim Jennie, özgürlüğüne düşkün bir insan olarak yaklaşık iki aydır bu cehennemde hayat mücadelemi veriyordum.

"Maria, sence kaçış yolu bulamaz mıyız?"

Gülmüştü. "Düşündüm ama inan bana Jennie, burdan çıkış yok."

"Bunlar nasıl böyle bir düzen oluşturmuşlar? Bu sistemi nasıl kurmuşlar?"

"Efendi küçükken, babası kurmuş her şeyi. Arkadaşları ile bu adayı himayesi altına almış. Daha sonra hainlik edip arkadaşlarını birer birer öldürmüş. Tek gücün kendisi olmasını istemiş ve olmuş da. Uyuşturucu, silah ve birkaç patlayıcı madde satarak ekonomik güç kurmuşlar. E tabii bu üretim yerini korumak için de tarikat adı altında küçük bir kuruluş oluşturmuşlar. Paralı askerlerle de adayı koruyorlar. Biz köleleri de zorla esir tutup çalıştırıyorlar. Yüzlerini görmek, cehennem ateşini görmek ile bire bir."

Anlattıklarını pür dikkat dinlerken son dediği cümle ile sırıttım. Çok haklıydı, cehennemle birebirdi.

"Ailemi özlüyorum Maria."

"Ben de Jennie."

Gözlerim anında dolduğunda ona doğru döndüm. O da göz yaşları içinde bana bakarken kollarını açtı. Biraz daha yaklaşıp kollarımı ona sardım ve göz yaşlarımı serbest bıraktım.

"Birdaha göremeyecek miyim gerçekten?" Ağlamaklı sesimle konuştuğumda Maria da benden farksız bir şekilde yanıt verdi.

"Muhtemelen, üzgünüm. İkimiz için de üzgünüm."

Bedenimi geriye çekip göz yaşlarımı sildim. "Dayanamıyorum buraya. Katlanmaya çalışıyorum, içime atıyorum bazı şeyleri ama içimden dolup taşıyor."

"Ne diyeceğimi bilemiyorum Jennie."

Oturduğumuz yerden kalkıp üzerimi çırparken konuştum.

"Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var."

Anlayışla başını sallayıp önüne dönmüştü. Arkamı dönüp yerleşkeye doğru ilerledim. Yatakhaneye girdiğimde birkaç kişi dışında kimsenin olmadığını fark ettim. Yatağıma girip örtüyü üzerime örttüm. Ben yattıktan sonra içerdeki birkaç kişi de dışarı çıkmıştı ve tamamen yalnız kalmıştım.

savior on the island, taennieWhere stories live. Discover now