BÖLÜM 10

155 18 7
                                    

-Çocuk kendine geldi, Diye seslendi Jae Hee.

-Tamam geliyorum.

Karanlık bir odada gözlerini açtı Bong Ki Joon. Yine. Yine aynı yerdeydi. Rüya değil miydi yani? Kıpırdamaya çalıştı. Ama olmadı sıkıca bağlanmıştı. Dudaklarının arasından hafif bir inilti çıktı. Her yeri ağrıyordu. Ağzına kan tadı geliyordu. Ayılmak için gözlerini kırpıştırıp derin nefes almaya çalışıyordu. Bir an önce tamamen kendine gelip buradan kurtulmalıydı.

O sırada odanın kapısı açıldı. Yine o tanıdık topuklu ayakkabının sesleri... ~Ah hayır~ diye düşündü. Bu işten sıkılmıştı.

-Hey sen! Uyandın mı bakalım?!

Kızın sesi her seferinde daha sinir bozucu geliyordu Ki Joon'a.

-Hala baygınmışım gibi mi gözüküyorum, diye atarlandı kıza.

-Wow wow wow minik gumihomuz atar da yaparmış bak Jae Hee.

Min Woo da gelmişti. Cümlesini Ki Joon'un tepesini attıran kahkahalarıyla sonlandırdı. Sonra bir anda ciddileşti ve Ki Joon'a doğru eğildi.

-Bana bak gumiho. Seninle uğraşacak çok vaktim yok. Bu kaçıncı bayılışın oldu. Söyle artık şu agnotiyanın yerini!!!!

-Böğürme tepemde. Ne agnotiyasından bahsettiğini bilmediğimi kaçıncı söyleyişim sen bana cevap ver asıl.

Ki Joon sakinliğini korumaya çalışıyordu. Ama bu saatler geçtikçe zorlaşıyordu. Ah evet bir de bu işkenceler vardı tabi.

Gözlerini kaçırmaya çalışsa da kız yine zorla gözlerini Ki Joon'a dikmiş ölümüne acı çektiriyordu. Ki Joon acı içinde kıvranırken bunun nasıl bir özel güç olduğunu anlamaya çalışıyordu. Hani daha önce duyduğu bazı şeyler vardı geleceği görmektir geçmişi bilmektir vs.vs. ama göz temasıyla acı çektirmek....Ahh acı cidden çok fazlaydı.

Nefes nefese kalmıştı. Gözlerinden istemsizce yaşlar akıyordu.

-Yeter Jae Hee yine bayılmasın.

-Peki.

-Şimdi dinle gumiho. O eğlence şirketinde bir agnotiyanın kamufle olduğunu biliyoruz tamam mı canım?! Bize sadece kim olduğunu söylemen gerekiyor. Yani aslında seni bu yüzden getirmedik buraya. Ölmeden önce planlarımızı dinlemek ister misin?

Ki Joon yarı baygın bir şekilde Min Woo'ya bakıyordu. Birden aklına bir şey geldi ve gülmeye başladı. Ama o kadar halsizdi ki sadece gülümseyebildi. Bunu diğerleri fark etmemişlerdi bile. Küçükken izlediği animedeki kötü karakterler gelmişti aklına. (MERAK EDENLER İÇİN MEDYAYA RESİMLERİNİ KOYDUM ARKADAŞLAR POKEMONDAKİ KÖTÜ TIPLER JESSIE JAMES VE MİYAV'I SAYGIYLA ANIYORUZ^^) Pikaçuyu kaçırmaya mı çalışıyorlardı? Amaçları oydu galiba. Tam hatırlayamıyordu. Ama bu ikisi o çizgi filmdeki kötü adamla kadına benziyorlardı. Bir anda düşüncelerinden sıyrılıp adama bir soru yöneltti.

-Baksana kediniz var mı sizin?

Min Woo anlamamıstı. Jae Hee'ye döndü.

-Ne diyor bu herif?

-Kediniz var mı diyor. Anlamadım ki. Fazla mı gittim üstüne acaba? Beyni yerinde mi bunun?

-Boşver beyniyle işimiz yok.

Ki Joon bu konuşmaları dinlerken baya eğlenmişti.

-Ya size bir kedi lazım. Hiç mi Pokemon izlemediniz?

-Bana bak!!!!!!

Min Woo çok sinirlenmişti. Ki Joon'un suratına bir yumruk yapıştırdı. Şükür ki bu yumruklar kızın iskencelerinden daha az acı veriyordu.

-Aklın gayet yerinde değil mi?!! Dinle o zaman! Seninle yapacaklarımız hoşuna gidecek gumiho!!

O sırada Jae Hee odanın tüm aydınlatmasını açmıştı. Ama hayır burası bir oda değildi. Burası resmen kocaman  hangarımsı bir yerdi. Hani şu helikopterlerin uçakların konulduğu devasa yerler gibi. Ve her yerde makineler vardı. Laboratuvar gibi görünüyordu.

-Nasıl buldun gumiho? Burası bizim iki sıradan ve gereksiz şeyi harmanlayıp mülemmel bir forma dönüştüğümüz yer yani kısacası normal insanlarla senin gibi gumiholarla birleştirip agnotiya yarattığımız mekan.

Ki Joon şok geçirmek üzereydi. Böyle bir şey mümkün olamazdı. Sahte agnotiyalar mı yaratıyorlardı? Hem de gumihoları kullanarak? Ama neden?

Min Woo anlatmaya devam ediyordu

-İnsan ırkı beden ve karakter olarak bunu yapmaya çok uygun. Bilirsin zaten bizim ırkımız siz gumihoların insanlarla birleşmesi ve mutasyona uğramasıyla oluştu. Bizim ortaya çıkmamız bu dünyaya bir lütuf sevgili gumiho. Her neyse bu konuya girmeyeceğim. Sizin dnalarınızı insan vücuduna aktardığımızda iş bitmiyor tabi. Bir de her aday için 1 aylık bir süreyle radyasyon yüklemesi yapılıyor. Şu ana kadar yaklaşık 150 kadar yeni agnotiya yarattık. Ama bize 20 tane daha lazım. Aah sen şimdi bunların nedenini de merak ediyorsundur. Hemen açıklayayım. Jeju adasını biliyorsundur değil mi? İşte oradaki eski tapınağının altında bir kapsül var sevgili gumiho. Ve bu kapsülün içinde 172 agnotiyanın aynı anda okuması gereken bir tılsım var. Bu tılsım sayesinde dünyadaki tüm dengeler değişecek. Sizin insanlarla bir olup bizi ezdiğiniz bu düzen tam tersine dönecek. Ama bir sorunumuz var gumiho. Bu 172 agnotiyadan ikisinin saf kan agnotiya olması gerek. Ama maalesef elimizde saf kan bir tek Jae Hee var. İşte tam bu noktada senin o kim olduğunu bildiğin agnotiya arkadaşa ihtiyacımız var. Çünkü itiraf ediyorum ne yazık ki ben agnotiya değilim.

Ki Joon zaten şaşkınlıktan kafayı yemek üzereydi bir de adamın son itirafı onu iyice şok etmişti. Bu adam agnotiya bile değilken neden böyle bir şey yapıyordu? Ayrıca bu kapsül tılsım vs. de neyin nesiydi? Bir dakika bir dakika! Ne yani onu da mı bu yüzden kaçırmışlardı. Dnasını kullanıp sonra da öldürecekler miydi? Burdan hemen kurtulmalı ve acilen bunların önüne geçmeliydi. Acilen....

Ama nasıl?

MISSIONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin