Kafamla onaylayıp ayağa kalktım. Yanağından kocaman öpüp kapıya ilerlerken yüzünde huzurlu bir gülümsemeyle göz kırpmıştı.

Kafam dağılsın istiyordu. Ondandı çabası ama ben onun bir an bile yanından ayrılmak istemiyordum.

Annemlere görünmeden arka bahçeden Evranların evine geçtim. Odasına çıkarken Esra D. merdivenlere doğru geliyordu.

Gözlerimi büyütüp hızla evden çıktım. Kapıyı çaldığımda, zaman geçmeden açıldı. Esra D. muzipçe güldü.

"Neden çıktın kızım?"

Ne diyeceksin şimdi? Hadi açıkla.

"Bir şey unutmuşum, onu almaya gidecektim ki aslında cebimde olduğunu fark ettim."

Ne hoş bir yalan.

"Öyle mi? Neymiş peki?"

Merdivenleri kaçarcasına ikişer üçer çıkarken söyleniyordum.

"Özel diye bir şey var Esra D!"

Esra D.'nin kahkasını duyuyordum.

"Özel, mutfakta olur!"

Çocuğumun adını mutfak koyacaktım. Esra D. mutlu olsun diye, asla ibneliğine değil.

Evran'ın odasına girdiğimde masanın başında uyuyakalmıştı. Suphanallah! İlk defa görenler beğensin!

Alnına dökülen saçlarına elimi uzatacakken birden kalkıp bileğimi tutmuştu. Ben olduğumu görünce tuttuğu bileğimi dudaklarına götürüp öptü.

"Özür dilerim."

Gözleri kapalı, bileğim dudaklarındayken bu dünyada değil gibiydi. Fısıltıyla konuştu.

"Çok özür dilerim sevgilim."

Elimi çekip yanağına dokunduğumda gözlerini açmıştı. Bakışlarıyla beni kontrol ederken yüzünü kendime çevirdim.

"Ben iyiyim, biz iyiyiz."

Elinden tutup balkondaki koltuklara ilerlettim. Oturduğunda ben de oturup onu dizlerime çektim. Kocaman bir adamdı. Yanında her zamanki gibi küçücük kalıyordum. Elim saçlarına giderken gözleri kapanmıştı. Oldukça uykusu olmalıydı. Normal olarak. Gözlerini açmadan konuştu.

"Bir şey mi oldu Merida?"

Abimle olan olayı soruyordu. Eve geldiğimizden itibaren, odadan çıkmamıştık.

"Abime hastanede bir hasta yakını saldırdı. Kolunda küçük bir sıyrık var."

Evran gözlerini açıp bacaklarımdan kalktı. Bana döndü. Konuşmasına izin vermeyip dudaklarımı, dudaklarına bastırdım. Ayrıldığımızda alnımı, alnına yasladım.

"Sorun yok Evren'im tamam mı?"

Evran Demirsoy

Ben Merida'yı nasıl koruyacaktım?

Dışarıdaki kötülüklerden, en önemlisi de kendimden.

Ayrıldığımızda bir şey söyleyecek gibiydi. Her zaman yaptığı gibi aklından muhasebesini yapıyordu. Dudağını ısırdığında çenesinden tutup dişlerinden kurtardım. Canı acıyacaktı.

"Talya arabama çarptı."

İçime düşen korkuyla bedenini kontrol ettim.

"Bir şeyim yok sevgilim."

Olsaydı söyler miydin Merida? Canın yansa, canım yanıyor der miydin? Seni tanıyorum ruhum, demezdin.

"Bir fikrim var Merida."

Yeni Bir Sayfa|Feza AnkaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin