eve kaçış

62 8 271
                                    

keem's                                           01.03.17

bir süredir defterin kapağını bile açmadım. bir hafta on gün kadardır okula gitmiyorum. zaten kaçtığımız günden sonra 4 gün daha okul vardı. karneyi almaya bile gitmedim çünkü bayan choi'nin "gizli hayranım" olduğunu öğrendiğimden beri yaptığım her hareketimi takip ediyormuş gibi dikkat etmeye başladım. içimden bi ses de okula gidersem kapının önünde niye dün kaçtın diye beni bekleyeceğini söylüyordu. ama kaçtığım şeyin ana kaynağı evde beni bekliyordu.

o günün geleceğini biliyordum aslında, sadece düşünmemeye ve dikkat etmemeye çalıştım ve bulunduğum konumda da bunun pek bir önemi yok artık.

bütün ucu açık kalan soruları yüzünden annemle tartıştık bundan birkaç gün önce. bizim grupla Jeju adası'na bir iki günlüğüne gitmek için izin almak zorunda kalırken. o da bu anı bekliyormuş. ama asıl yaptığı sorgulayıp hesap istemekti. o, cupcake olayı, okuldan kaçışım hakkında sorular yaşarken ben dejavu yaşıyordum. ne yapıp edip yine aynı noktaya gelmişim gibi hissettirdi.

beni annemden uzaklaştıran o olay olduktan sonra da artık beni rahat bırakacağına ve ne yaparsam yapayım karışmayacağına söz vermişti ve ben de artık kimseyle yakınlık kurmayacağıma. farklı bir yoldan da gitsem sonuç yine aynıydı. o bana sesini gittikçe yükseltirken dalgın dalgın ifadesizce sorguluyordum sadece bir ayda olanları.

daha fazla kulak asmadan içine birkaç kıyafet hazırladığım çantamı almak için odama gittim, çıkarken son kez dolabın içine baktım, yine annemden kaçıyordum ama yalnızdım bu sefer.

bana bir şey demesine fırsat bırakmadan koşa koşa evden çıktım. mahallenin başındaki küçük parka geldiğimde benden önce sakin sakin duran birkaç çift göz merakla bana döndü. bizim grup niye bu kadar telaş ettiğime anlam veremeden bana bakıyorlardı. konuyu uzatmamak için bineceğimiz vapurun saatine daha olmasına rağmen onlara sadece geç kaldığımı zannettiğim için koştuğumu söyledim. moonbyul dışında herkes ben gelmeden önceki haline geri döndü. Moonbyul dalgın ve meraklı bi şekilde yüzüme yüzüme bakmaya devam ediyordu.

onun bu halini görmemişim gibi sessizce en köşede oturan Hoseok'un yanına oturdum. eğer Moonbyul bana neden böyle olduğumu sorsaydı muhtemelen ya cevap veremeyecektim ya da dayanamayıp her şeyi anlatacaktım ki gerçekten sırası değildi.

Taehyung ile Dowoon yan yana oturuyorlardı ve pek konuşuyor gibi değillerdi, ikisi de dalgın dalgın bakıyordu yere. Hoseok da yine çok düşünceliydi. bir an bakıştık ve hiçbir şey söylemesine de gerek kalmadı.

Moonbyul yanıma gelirken az önce neden koşarak geldiğimle alakalı bir şey sorar diye kuşlara böceklere falan bakmaya başladım. ama geldiğinde bana Dowoon'un da artık bu olaylardan haberinin olduğunu söyledi. sanırım onun da herkes gibi gergin olmasının sebebi de buydu. Taehyung'un derdini kendi derdi edinmiş gibi öylece oturuyordu.

gerçekten bu ortamdaki sessizliği bozması gerekenin ben olduğuma inanmak istemedim ama eğer okul bittiyse ve bir tatile gitmeye karar verdiysek en azından biraz daha heyecanlı olmamız gerekiyordu.

bu yüzden onlara tek kişilik bir defile yaptım, evet bayağı yolda abartılı bir şekilde kıyafetlerimi betimleyerek uzunca yürüdüm. biraz kabarık olan krem rengi eteğimin ucundan tutup son bir dönüş yaptım. şöyle bir iki dakika suratıma öylece baktılarsa da (eğer biraz daha bakmaya devam etselerdi, herhalde kaçtığım eve geri bile dönerdim) sonradan yüzlerinde gülümseme görebildim, önemli olan yapmak değil de yaptıktan sonra nasıl normal bir şekilde yanlarına oturacağımdı herhalde.

ama neyse ki Moonbyul ne yapmaya çalıştığımı anlayıp beni taklit eder gibi arkamdan aynı şekilde yürümeye başladı ve tamamen benim gözlerimin içine bakarak yapıyordu bunu. ve benim gibi gülmüyordu. işini ciddiye almış bir manken gibi eli kırmızı kemerinde ve dudağını ısırarak yandan yandan bakıyordu bana. ben de kahkaha atmamak için zor tutuyordum kendimi, bozmak istemedim defilesini ama Hoseok çoktan yerdeydi.

when the sun goes down | moonsun Onde histórias criam vida. Descubra agora