ilk yaprak

122 14 226
                                    

keem's                                                  03.02.17

Bayan Choi'nin zoraki kabul ettirdiği bu anı defteri, günlük tarzı şeye başlayacak bir fırsat buldum sanırım.

bunları benden başka kimsenin okumayacağını söylediğine göre bana zorla istediğini yaptırdığı için de ona sövebilirim...

yine de bunu dediğinden beri 4 ay geçti ve düşüncelerimi, yaşadığım olayları birisine anlatmak yerine bir deftere boşaltmanın o kadar da kötü bir fikir olmadığına karar verdim.

nasıl bir tesadüfse okul başladığından beri  en büyük heyecanı da bugün yaşadım. elimde başka bir seçenek olmadığına göre içimi dökeceğim.

bunu yazdığımdan anlaşılacağı üzere kimseyle pek bir yakınlığım yok, okul başlayalı 5 ay oldu ama rehberlik öğretmenim canım nam-ı değer Bayan Choi'nin hazırladığı sınıf düzeni sayesinde sıra arkadaşı olduğum Jung Wheein dışında iletişim kurduğum biri yok.

onla da kişiliklerimizin pek uyduğu söylenemez ama sanırım yalnız kalmamam için bana pek bi açık yürekli davranıyor. ders dışında da kendi arkadaşlarıyla takıldığı için ilişkimizde çok bir ilerleme olmuyor.

ben de genelde ya uyuyorum ya da telefonumdan müzik dinliyorum yani çok da dikkat çekici şeyler değil ama Bayan Choi üstün gözlem yetenekleriyle beni gözüne kestirmiş olmalı ki -ya da idarenin karışamadığı açık pembe renkli saçlarımdan dolayı bana taktığı için- yaklaşık iki yıldır yani bu liseye başladığımdan beri, beni daha dışa dönük olmam için zorluyor.

bu defter, çözümlerinden en rahatı sanırım. bugün olan olay da kullanmaya başlamama sebep oluyor.

ne geçen sene ne de bu sene okulu detaylıca gezdim, yani genelde sınıfın veya resim dersi gördüğüm için atölyenin dışına çıkmasam da kantin, bahçeyi dolaştım ama okulun içi o kadar da önemli gelmemişti.

bugün de Wheein voleybol maçı için aceleyle okuldan ayrılırken benden takım arkadaşının müzik sınıfında unuttuğu eşyalarını almamı istedi, genelde bir şey istemediğinden kıramadım.

nefes nefese koca okulda kat kat müzik odasını aradım. neyse ki uzaktan gelen enstrüman sesinden bulmak o kadar da zor olmadı. ama ben kapıyı hızla ve doğal olarak sesli bir şekilde açtığımda enstrümanın sesi bir anda kesildi.

girdiğimde araları -sanırım büyük enstrümanlar yüzünden rahatsız olmamaları için konumlanan- boşluklu, kimisi masalı kimisi masasız sıralarla karşılaştım. yarım daire şeklindeydiler, dairenin diğer kısmını ise hocanın masası tamamlıyordu.

buraya hiç girmediğim için biraz soluklanıp etrafı inceledim, tahtadaki dizeler hala silinmememişti, çoğu enstrüman da sıraların kenarında duruyordu.

gözümü gezdirirken bir nota kitapçığını masası olan bir sıranın üzerinde gördüm ve başkasının eşyasıyla karıştırmamak için kitapçığın ilk sayfasında "Ahn Hyejin" ismini aradım, Whee rica ederken onun ismini de söylemişti. ismi görünce defterin içeriğine bakmadan hemen Whee'ye vermek üzere kolumun altına sıkıştırdım.

tam müzik odasından çıkacakken kapıya en yakın sıralarda duran göz alıcı elektro gitarları fark edince dayanamadım ve bir tanesini elime alıp incelemeye başladım, yani tamam acele etmem gerektiğinin farkındaydım ama turuncudan kırmızıya geçişli gövdesi, krem renkli sapıyla beni al diye bakıyordu.

aslında hep ilgim vardı gitarlara ama resim dersini tercih ettim çünkü seçmemiz için çok kısa bir süre vermişlerdi ve tanıdığım tek kişi de resimi seçtiği için, e ben de tek başıma kalıp daha fazla konuşup daha fazla sorumluluk almamak için wheein'in gölgesinde kalmayı tercih ettim.

when the sun goes down | moonsun Место, где живут истории. Откройте их для себя