Bölüm:5

5.1K 181 0
                                    

Yorgundum,çok yorgundum. Bedenim uyanmamak için direniyordu,ruhum...ruhum ise çoktan bedenimi terketmişti.

Yorgun gözlerim kendiliğinden yavaşça açıldı. Önce bulanık olan görüşüm yavaş yavaş netleşti ve beyaz tavanla bakışmaya başladık.

Nerdeydim,kimleydim,neden burdayım,neden uyuyorum bilmiyorum ama sanki bedenimin üstünden koca bir tır geçmiş gibiydi, kıpırdayamıyordum.

Boğazımın kuruluğunu gidermek için yutkundum. Kafamı yavaşça sağ tarafa çevirdiğimde yatağın hemen yanında,koltukta oturan Boranla karşılaşmayı beklemiyordum. Gözleri kapalıydı,muhtemelen uyuyordu.

Şaşkın bakışlarımı ondan alıp odanın tamamını kaplayan cam duvardan dışarı çevirdim.Yine günlerden yağmur,yine günlerden rüzgar,yıldırım. Karanlık da semaya tamamen hakim olmuştu.

Bakışlarımı yine koltukta uyuya kalmış Boran'a çevirdim. Siyah saçlarının bir kaç tutamı önüne düşmüş, çatık kaşları uyurken bile düzelmemişti.Giydiği siyah sade tişörtüyle de geniş omuzlarını ve kol kaslarını gözler önüne sermişti.

Ona bakmayı kısa bir süreliğine kesip yatağa tutunarak yavaşça doğruldum. Derin bir nefes alıp ayaklarımı yataktan sarkıttığımda, üstümde sade bir tişörtten başka hiçbir şeyin olmadığını fark ettiğimde korkarak yutkundum, üstümü umarım Boran değiştirmemişti.

Çıplak ayaklarımın soğuk ahşapla temasıyla bedenim titredi. Ellerimle kollarımı sıvazlayıp ayağa kalktığımda sendeledim. Sendelerken yanda duran komodine tutunayım derken de komodinin üstünde duran bardağa elim çarptı ve bardak yerle buluştu. Yüksek bir sesin ardından Boran uykusundan resmen sıçradı. Küçük bir küfür mırıldanıp Boran'a baktığımda onun şaşkın bakışlarıyla karşılaştım.

Hızla ayağa kalkıp bir adımla karşımda durdu.Telaşlı gözleriyle gözlerime bakıp, "İyi misin?Sen neden kalktın?bakayım bir yerine birşey oldu mu? Niye dikkat etmiyorsun? A-" 

Sözünü kesip,"İyiyim." dedim düz sesimle. Benim düz çıkan sesimle o da kendine gelmiş gibi yutkundu. Bakışlarını bedenimde, emin olmak ister gibi, gezdirdikten sonra gözlerime çevirdi.

Deli gibi atan kalbimle derin bir nefes alıp, "Ben neden burdayım?" Dediğimde kaşlarını çattı, sonra aklına bir şey gelmiş gibi yüzünü buruşturup eliyle yüzünü sertçe sıvazladı.

Elini yüzünden çekip, "Barda kriz geçirdin. Bende seni buraya getirdim." Dediğinde kaşlarımı çattım. Olur olmadık yerlerde şu krizin neden geldiğini bir türlü anlayamadım. Peki benim burda olmam saçmalığı. Bunu Emre'ye sormayı tercih ettim.

Derin bir nefes verip başımı öne eğerek üstümdekileri gösterdiğimde eliyle saçlarını dağıttı, "Ben değiştirmedim. Kız arkadaşım değiştirdi."

Bedenim söylediği şeyle bir anda buz kesti. Nasıl bu kadar kolay söyleyebildi,gözlerimin içine baka baka.

Beni bu kadar çabuk mu sildi?

Sertçe yutkunup bakışlarımı kaçırdım. Gözlerimi sıkı sıkı yumup kendime gelmeye çalıştım.

Sorun yok Mitra. Bu ne ki? Sen daha kötü acılar yaşamadın mı? Bunu mu kaldıramayacaksın? Yapma.Ve unutma,iyi ki o değiştirmedi.

Gözlerimi açıp, onun siyah gözlerine çevirdim bekışlarımı. Anlamlı bakan gözlerine yenilmeden koluna çarpıp hızla kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı açıp kendimi odanın dışına attım. Arkamdan da gelmedi zaten.

Koridorun sonunda olan merdivenlere yöneldim ve hızlı hızlı indim. Tam dış kapıya yönelecekken mutfaktan o kadın çıktı. Önce beni gördüğüne şaşırdı sonra sıcacık bir şekilde gülümsedi. "Uyanmışsın."

Müptelâ Where stories live. Discover now