Bölüm 19✡️

373 32 14
                                    


Bölüm 19🔗


Buğra Aksoy'un Anlatımıyla :

Gizem arıyor...

Ekranda beliren isimle telefonu tam karşıma koydum. Üçüncü çalışında kapattı.

Yine.

Gizem kişisinden 11 cevapsız çağrı.

Yine ekranda beliren yazıyla birlikte sıkıntıyla oflayarak saçlarımı karıştırdım. Gördüğümüz son şeyle birlikte Aşkınla aramızda tek kelime etmemiştik. Ben onu evine bırakmış, hemen ardından da kendi evime dönmüştüm.

Kapının çalmasıyla birlikte kaşlarım çatılırken ayaklandım. Evde kimse yoktu. Hâliyle, kapıya bakan birileri de yoktu. Başımda oluşan keskin bir ağrı yüzünden uyumayı planlıyordum fakat evren beni uyutmamaya yemin etmiş gibiydi.

"Buğra!" kapıya varamadan Gizem'in sesini duymamla birkaç saniyeliğine duraksadım. Evimi nereden bulmuştu? Ayrıca, hiçbir şey olmamış gibi nasıl gelirdi buraya? Bu yüzsüzlüktü.

Cevap vermeden kapının arkasına geçtim. "Buğra, oradasın biliyorum!" dedi bu kez. Kapının deliğinden onu izlediğimde eli telefona gitti.

İçerideki telefonumun çalmasıyla birlikte sesi duymuş olacak ki, yüzü ağlamaklı bir hâle büründü.

"İçeridesin işte! Lütfen aç kapıyı.."

Açmadım.

"Annemle kavga ettik," dedi burnunu çekerek. "Yağızlara gittim." gözlerimi kapattım kapıya yaslanarak. "Ben Yağız'ın odasında yattım, o da misafir odasında.." derin bir nefes verdi. "Sabah duş almak için gelmiş odaya. Ben uyuyordum. Uyandığımda, kapıda gürültü duydum. Pencereden baktığımda, Aşkın'ı görmemle öfkelendim. Neden bilmiyorum, öfkelendim işte! Yağız'ın gömleklerinden birini geçirdim hızla üzerime. Maksat, Aşkın'ın canını yakmaktı."

İçli içli ağlama sesini duyduğumda, gözlerimi aralayarak ona baktım yeniden kapı deliğinden. "Senin geldiğini bilmiyordum! Bilseydim yapmazdım!"

Neden diye soramadım. Sormadım. Değil yüzünü görmek, sesini duymak dahi istemiyordum.

"Beni duyduğunu biliyorum, lütfen aç kapıyı!" dedi ağlayarak.

Aldırmadan arkamı dönüp gidecekken, "Buğra sen yokken ben çok yalnızım!" dedi sesini yükselterek. Hıçkırarak ağlarken, sesini seçmek zor olmuştu. Sertçe yutkunup geri döndüğümde, kapının önüne diz çökmüştü. Sırtını duvara yaslamış, dizlerini kendine çekmişti.

ŞAH MAT [tamamlandı.]Where stories live. Discover now